Amerika’nın Sesi’nde yer alan raporun ayrıntılarına göre Türkiye’nin, bir grubun dini inançlarına saygısızlık yaptıkları gerekçesiyle bireyleri yargıladığı ve 1923’te imzalanan ve gayrimüslimlerin azınlık haklarını içermeyen Lozan Anlaşması kapsamında gayrimüslimlerin dini özgürlüklerini sınırlamaya devam ettiği belirtiliyor.
“DEVLET ALEVİLERİ MÜSLÜMANLIĞA AYKIRI OLARAK GÖRÜYOR”
Alevilere de yer verilen raporda, devletin Alevileri Müslümanlığa aykırı bir kesim olarak görmeye ve cemevlerini ibadet yeri olarak kabul etmemeye devam ettiği ifade ediliyor. Alevilerin şiddet tehdidiyle karşı karşıya oldukları belirtiliyor. Benzer şekilde Türkiye’deki azınlık inanç gruplarının kendi ibadet merkezlerini açmak, din adamlarını yetiştirebilmek ve çocuklarının zorunlu din derslerini almamasını sağlamak gibi konularda sıkıntılar yaşamayı sürdürdükleri belirtiliyor. Bu noktada 5 kilisenin de arazileriyle ilgili sorunlarının devam ettiği hatırlatılıyor. Buna karşın hükümetin azınlık grupların güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili devletin hizmet sunmaya ve bazı inanç merkezlerinin de yenilenmesi ve restore edilmesi için de kaynak sağlamaya devam ettiğine işaret ediliyor. Raporda Caferi inancına yönelik yayınlar yapan iki televizyon kanalının da terör propagandası yaptıkları iddiasıyla hükümet tarafından kapatıldığı hatırlatılıyor.
“ALEVİLER, YAHUDİLER, PROTESTONLAR TEHDİT EDİLİYOR”
Raporda Türkiye’de Alevilerin, Yahudilerin, Protestanların ve Sünni Müslümanların da başta IŞİD olmak üzere çeşitli gruplar tarafından tehdit edildikleri ifade ediliyor. Bununla birlikte Yahudi karşıtı söylemlerin de devam ettiği bu çerçevede bazı televizyon yorumcularının ekranlarda ve gazetelerde 2016 darbe girişiminin arkasında Yahudilerin olduğu şeklinde iddialarda bulunmayı sürdürdükleri belirtiliyor. Rapora göre aynı kişiler İstanbul’daki Fener Rum Patriği’ni de benzer söylemlerle suçluyorlar. Bazı televizyon dizilerinde de özellikle Yahudilerle ilgili kışkırtıcı nitelikte yayınlar yapıldığına dikkat çekiliyor.
Yoruma kapalı.