PİRHA- AABK, AAAF ve FEDA, Suriye’de Alevilere yönelik, saldırı, yağma, öldürme ve tutuklamalara karşı gelişen protestolara yönelik sert müdahale ve saldırıları kınayarak, işlenen suçların takipçisi olacaklarını kaydetti. Kurumların ortak açıklamasında, “Suriye’deki tüm bileşenleri; Alevi, Sünni, Dürzi, Kürt, Ezidi, Hristiyan, Süryani ve diğer tüm toplulukları barışçıl, sivil ve demokratik yöntemlerle hak aramaya çağırıyoruz” denildi.
Suriye’de Aleviler, hükümete bağlı selefi grupların Lazkiye ve Humus’ta Alevi yerleşimlerine yönelik, saldırı, yağma, öldürme ve tutuklamalarını protesto için dün sokaklara çıkmış ve protestolarda can ve mal güvenliği, ayrımcılığa son verilmesi ve tutukluların bırakılmasını talebi yükselmişti.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Avrupa Arap Alevileri Federasyonu ve Demokratik Alevi Federasyonu, Suriye’de Alevi sivillere yönelik saldırılar ve Suriye’de derinleşen mezhepçi şiddete dair ortak bir bildiri yayımladı.
Suriye Alevi Yüksek İslam Konseyi Başkanı Şeyh Gazel Gazel’in çağrısıyla düzenlenen barışçıl eylemleri desteklediklerini açıklayan kurumlar, Suriye’deki bu mezhepçi tabloya karşı çözümün ancak tüm bileşenlerin eşit yurttaşlık temelinde haklarının tanınarak güvence altına alındığı adem-i merkeziyetçi bir yapılanma olacağı vurgulandı.
“BARIŞÇIL EYLEM GİRİŞİMLERİNİ DESTEKLİYORUZ”
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Avrupa Arap Alevileri Federasyonu ve Demokratik Alevi Federasyonu‘nun ortak bildirisi şöyle:
“Suriye’de son dönemde derinleşen mezhepçi söylemleri, fiili tasfiye girişimlerini ve özellikle Humus’ta Alevi sivillere yönelik saldırıların yeniden alevlenmesini en sert biçimde kınıyoruz.
Suriye, Alevilerin, Sünnilerin, Dürzilerin, Kürtlerin, Ezidilerin, Hristiyanların, Süryanilerin ve tüm diğer toplulukların ortak vatanıdır; hiçbir inanç veya kimlik grubu “hedef” ya da “kurban” haline getirilemez.
25.11.2025 tarihinde Suriye Alevi Yüksek İslam Konseyi Başkanı Şeyh Gazel Gazel’in çağrısıyla düzenlenen selamet eylemlerine Suriye’nin farklı bölgelerinden binlerce Alevi barışçıl biçimde katılmış; bizler de bu Konsey’in bu barışçıl girişimini açıkça desteklediğimizi beyan etmekteyiz.
ÇÖZÜM ADEM-İ MERKEZİYETÇİ BİR YAPILANMADIR
Alevi toplumunun itirazı hiçbir dönemde Sünni bir yöneticinin varlığına yönelik olmamıştır. Yönetimin bir Kürt, bir Dürzi ya da Suriye’nin herhangi başka bir unsurundan bir isim tarafından üstlenilmesi de kendi başına bir itiraz konusu yapılmamıştır. Bu tutum, devlete ve devletin meşruiyetine duyulan inançtan kaynaklanmakta; devlet olgusu, iktidarı elinde bulunduran kişi ve yapılardan ayrı değerlendirilmektedir.
Geçmişte çatışmanın büyümesini önlemek amacıyla silahlar yönetime teslim edilmiş, toplum silahlı yolun açacağı yıkımlardan kaçınmayı tercih etmiştir. Ancak bugün sahadaki fiili durumun; terörist, tekfirci, mezhepçi ve dışlayıcı bir “olgu iktidarı” anlamına geldiği acı tecrübelerle ortaya çıkmıştır.
Bu tabloya karşı aranan çözüm, Suriye’nin parçalanması değil; Tüm bileşenlerin eşit yurttaşlık temelinde tanındığı, Hak ve özgürlüklerin anayasal güvence altına alındığı, Yerel yönetimlerin güçlendirildiği federal ve siyasal adem-i merkeziyetçi bir yapılanmadır. Suriye’nin birliği, ancak bu çeşitliliğin adil temsili ve kurumsal güvencelerle korunabilir.
SURİYE’DEKİ TÜM BİLEŞENLERİ BARIŞÇIL YÖNTEMLERLE HAK ARAMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Suriye’deki tüm bileşenleri; Alevi, Sünni, Dürzi, Kürt, Ezidi, Hristiyan, Süryani ve diğer tüm toplulukları barışçıl, sivil ve demokratik yöntemlerle hak aramaya çağırıyoruz.
Biz, Avrupa’daki ve dünyadaki Alevi kurumları olarak, bugün Suriye’deki her insanın yaşam hakkını, onurunu ve özgürlüğünü savunmak için yan yana duruyoruz. Humus’ta ve Suriye’nin diğer bölgelerinde işlenen suçların takipçisi olacağız.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.