PİRHA- Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, 12 yıllık zorunlu eğitimin kısaltılmasıyla ilgili çalışma yaptıklarını açıklaması tartışmaları da beraberinde getirdi. PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, eğitim-öğretim süresinin kısaltılması planını öğrencileri sermayenin çıraklığına, küçük işçilerine dönüştürmek olarak yorumladı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 12 yıllık zorunlu eğitimin kısaltılmasıyla ilgili çalışma yaptıklarını belirterek, “Önümüzdeki yıl eğitim öğretim takvimi buna göre dizayn edilecektir” diye konuştu. YÖK’de yakın zamanda lisans eğitiminin 3 yıla düşürülmesine ilişkin hazırlık yaptıklarını açıklamıştı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamalarını PİRHA’ya değerlendirdi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir süredir dillendirmeye çalıştığı eğitim öğretim süresinin kısaltılmasına yönelik hazırlık çalışmalarının birçok yönden ele alınması gerektiğinin altını çizerek, “4 + 4 + 4 eğitim sistemine karşı uzun bir süre mücadele yürüten gerek eğitim sendikaları gerekse Alevi örgütleri ne yazık ki tüm uyarılarımıza rağmen bu yasanın kabul edilmesini engelleyememişti. O gün 4 + 4 + 4’ü büyük bir kurtuluş eğitimde büyük bir devrim gerçekleştireceğine dair ifadelerde bulunan AKP hükümetinin bugünkü bakanı şimdi tersi şeyler söylüyor” dedi.
“OKULLAR TAMAMEN BİLİMDEN UZAKLAŞTI”
‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni geçen yıl uygulamaya sokan MEB’in bu uygulamayla eğitim sisteminde var olan gerici eğitim modelinin daha da gericileştirdiğini belirten Erçe, “Okulları tamamen bilimden uzaklaştıran, eğitim sistemini daha çok dinselleştiren, sanattan, edebiyattan, matematikten, fenden uzaklaştıran bir sistem” şeklinde ifade etti.
“4 + 4 + 4 MODELİNDEN AMAÇLADIKLARI ŞEYE ULAŞMIŞ DURUMDALAR”
Okullarda tarikatların, cemaatlerin kontrolünün arttığı bir dönemde ortaya atılan tartışmayı iyi niyetli görmediğini vurgulayan Cuma Erçe, şunları söyledi:
“Çünkü zaten 4 + 4 + 4 modeliyle özellikle ilkokul sonrası çocukların hızla açık öğretim ortaokullarına ve açık öğretim liselerine gönderilmesi, var olan ilkokul mezunlarının önemli ölçüde İmam Hatip Ortaokullarına yönlendirilmesi ve kapatılan tüm liselerin İmam Hatip’e çevrilmesi normal okulların imam hatip ortaokullarına dönüştürülmesi sürecinde özellikle kız öğrencilerin örgün eğitim alanından hızla uzaklaştığına tanık olmuştuk.
Bugün gelinen aşamada örgün eğitim dışına çıkan öğrenci sayısının milyona yaklaştığı hatta kimi hesaplarda milyonun üzerine çıktığı ifade edilmekte. Bu açıdan bakıldığında esas itibariyle 4 + 4 + 4 modelinden amaçladıkları şeye ulaşmış durumdalar. Hem eğitim sistemi bilimden uzaklaştı, eğitimin müfredatı gericileşti, eğitim kurumları bir bilim yuvası olmaktan öte adeta tarikatların, cemaatlerin yuvası haline geldi. İmamlar derslere sokulmaya başlandı ve adeta eğitim kurumları bilimden, sanattan, edebiyattan uzak hale getirildi. Elbette ki Alevi çocuklarının, Kürt çocuklarının uğradığı zulüm, ötekilerin uğradığı zulüm artarak devam etti.”
Zorunlu din derslerinin kaldırılmasına yönelik taleplerinin daha çok din dersi, daha çok seçmeli adı altında zorunlu hale getirilen dini içerikli derslere dönüştürüldüğünün altını çizen Erçe, eğitim-öğretim süresinin kısaltılması planını öğrencileri sermayenin çıraklığına, küçük işçilerine dönüştürmek olarak yorumladı.
“OKULLARDA DAHA AZ ‘MASRAF’ YAPMIŞ OLACAKLAR”
Eğitim süresinin kısaltılmasına yönelik tartışmanın bir diğer ayağını ise “maliyet” olarak değerlendiren Cuma Erçe, “Eğitimi tamamen sosyal bir alan olmaktan çıkartan hükümet bugün kalan kısmını da devletin üstüne bir yük olarak görüyor. Dolayısıyla süre ne kadar kısalırsa onlar açısından bir taşla birkaç kuşun vurulması sağlanmış olacak. Daha az öğretmen çalıştıracaklar, daha az öğretmen ataması yapacaklar. Okullarda daha az ‘Masraf’ yapmış olacaklar. Çünkü hükümetin anlayışına göre eğitim ve sağlık devlete bir büyük bir ‘yük’ teşkil ediyor” diye konuştu.
“HÜKÜMETİ UYGULAMALARINDAN TANIYORUZ”
Halkı yoksullaştıran, halkı her yönüyle ekonomik kıskaca alan hükümetin buralardan artıracaklarıyla ekonomiyi düzelteceğini düşündüğünü dile getiren Ereç, “Bu anlamıyla bu sürenin kısaltılması meselesinin özellikle eğitim sendikalarıyla, Alevi örgütleriyle, diğer bütün veli dernekleriyle ve benzeri kurumlarla konuşulmadan adım atılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yapılmak istenenin ne demek olduğunu anlıyoruz. Çünkü biz bu hükümeti uygulamalarından tanıyoruz” ifadelerini kullandı.
PİRHA/MERSİN
Yoruma kapalı.