PİRHA- Yazar Ali Yıldırım, “Deyişler sır kelamları, kadim yolumuzun temel taşları” başlığıyla sosyal medya hesabından kısa bir yazı yazdı. Yıldırım yazısında, “Cem erkanı içerisinde yetişen herhangi bir yaşlı canımız bizlere onlarca deyişi ezberinden bir çırpıda okuyuverir. Çünkü çocukluktan başlayarak beyine ve gönüle işlenen deyişler yolun sır kelamlarıdır” dedi.
Yazar Ali Yıldırım sosyal medya hesabında ‘Deyişler sır kelamları, kadim yolumuzun temel taşları’ başlığı ile yazdığı yazıda, “Alevi yolunda deyişler gizlilik koşullarının sır kelamlarıdır” dedi.
Yıldırım, yolun ilke, incelik ve temellerinin belleme, öğrenme, aktarma ver sürdürmenin deyişler aracılığıyla gerçekleşeceğini ifade etti.
“DEYİŞLERİN İÇİNDE TEOLOJİ, TARİH VE RİTÜELLER DE VAR”
Şiir ile müziğin birleşerek belleme ve öğrenme yoluyla sanatsal bir boyuta kavuştuğunu aynı zamanda da beynin öğrenme kapasitesini de harekete geçirdiğini belirten Yazar Ali Yıldırım yazısına şöyle devam etti:
“Tekrarlarla farkında dahi olunmaksızın tüm doğallığı içerisinde deyişler belleklere işlenir.
Cem erkanı içerisinde yetişen herhangi bir yaşlı canımız bizlere onlarca deyişi ezberinden bir çırpıda okuyuverir. Çünkü çocukluktan başlayarak beyine ve gönüle işlenen deyişler yolun sır kelamlarıdır. Bu yapısıyla deyişler sıradan bir şiir olmanın çok ötesinde bir anlam taşırlar.
Deyişlerin içeriğinde tarih var, teoloji var, ritüeller var, bunları ne şekilde icra edilecekleri de var. Bunun yanı sıra Yol uluları, dergahlar ve ocaklar da var. Deyişler, pratikte, eylem içerisinde, yaparak, tekrarlayarak öğrenme ve eğitim biçimidir.”
“ALEVİLERİN BİLİNCİ HAYATIN İÇİNDE ŞEKİLLENİYOR”
Alevilerin bilincinin hayatın doğallığı içerisinde şekillendiğini belirten Yıldırım, “Bakış açılarımız ortak değerlerimize yaslanan erkanımızın sonucunda gelişir. Söz gelimi yolumuzun temel yapı taşını oluşturan ‘Ali’ olgusu erkanın esasları çerçevesinde şekillenmiştir. Her Alevi can tarafından benimsenip kabullenmiştir” diye konuştu.
Yıldırım, yazısında Devrani’nin Alevilerin kollektif tasavvuru olan Ali’yi betimleyen şu deyişine yer verdi:
“Hakkın kandilinde gizli nihanda
La mekan elinde sır idi Ali
Küntü kenzin hep esrarı andadır
Dünya kurulmadan var idi Ali
Feriştahlar kendi nurundan oldu
Sen kimsin diye Cibril’e sordu
Cibril bilemedi kanadı yandı
Ol zaman kandilde nur idi Ali
Ol vakit “Kün” dedi dünya kuruldu
Ademi balçıktan yaptı yoğurdu
Kendi anasını kendi doğurdu
Be nokta altında bir idi Ali
Adem’in bezminden Şit’e erişti
Müminin ervahı ona karıştı
Ayin oldu Yasin ile görüştü
Ervahı ezelden dür idi Ali
Kuran’da Ali’dir İncil’de İlyâ
Zebur’da Papa’dır Tevrat’ta Ulya
Yoktan var eyledi bu cümle eşya
Devranî kapında kulundur Ali”
“Devrani’nin deyişinde bu şekilde dünya kurulmadan Ali’nin varoluşu, cümle eşyayı Ali’nin varetmesi, dört kitapta onun adının yazılı olması, onun gizli bir sır olması anlatısı hiçbir Aleviye yabancı gelmez” diyen yazar Ali Yıldırım son olarak şunları ifade etti:
“Erkanın benimsediği Ali’nin nitelikleri budur ve Devrani de onu dizelere dökmüştür.
Alevi yolunda deyişlerin ‘ayet hükmünde’ sayılması boşuna değildir. İnsan kendi çamurunu kendisi yoğurup kendisini halk ederse elbette söylediği sözler de sure hükmünde olacaktır.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.