PİRHA -İl ve İlçe Müftülüklerine nikah kıydırma hakkına tepkiler devam ediyor. BÜRO Emekçileri Sendikası MYK Üyesi Genel Kadın Sekreteri Banu Aykaç Müftülüklere nikah yetkisi ve yeni düzenlemelerin özellikle kadın ve çocuklar açısından doğuracağı olumsuz sonuçları değerlendirdi.
“Yaşam ve toplumda eşitsizlikleri tahakkümü üreten en eski ve en köklü mekanizma erkek egemen sisteme ve onun ektiği toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı kadınların türlü direnme yollarıyla türlü bedellerle türlü mücadelelerle elde ettiği kazanımları bugün siyasal iktidarın sistematik saldırıları altındadır” diyen BÜRO Emekçileri Sendikası (BES) MYK Üyesi Genel Kadın Sekreteri Banu Aykaç Müftülüklere nikah yetkisi ve yeni düzenlemelerin özellikle kadın ve çocuklar açısından doğuracağı olumsuz sonuçları Pir Haber Ajansı’na değerlendirdi.
“ATAERKİL VE CİNSİYETÇİ İDEOLOJİ TECAVÜZ KÜLTÜRÜNÜ BESLİYOR”
Aykaç “Siyasal iktidar bir yandan da kendi ideolojisi tezahürü politikalarıyla cinsiyetçiliği her geçen gün derinleştirmeye devam ediyor. Ataerkil ve cinsiyetçi ideoloji tecavüz kültürünü besliyor, ebedi erkekliği teşvik ediyor, kadınları yok sayıyor ve hatta yok ediyor.
Şimdi karşı karşıya olduğumuz kadınlardan korkan, özgür kadından korkan bir zihniyettir. İçinde bulundukları bu cinnet hali insana, doğaya, tüm hakikatlere aykırıdır. Tek tek yasal değişikliklere karşı gard alarak bu süreci atlatamayız elbette. Zihniyetin kendisi ile bir sorunumuz var. Bu tasarıyı özgürlükler bağlamında ele almak gereksiyor” ifadelerini kullandı.
“ALEVİLERİ VE GAYRİ MÜSLİMLERİ YOK SAYAN BİR DÜZENLEME”
Şimdi öncelikle tasarıyla nikâh kıyma yetkisinin müftülüğe verilmesine böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu buradan bakmak gerekiyor diyen BES MYK Üyesi Aykaç şu noktaların altını çizdi.
Tasarıya hazırlayanlar işte evlenme işlemlerinin kolaylaştırmak seri bir şekilde hizmet sunmak gibi gerekçelendirme yapmışlar. Genel gerekçelendirmelerinde ancak hala hazırda 81 ilde 919 ilçede evlendirme daireleri var. 18 binden fazla köy muhtarları zaten nikâh kıyabiliyorlarken yine de yeterli değilse resmi görevli bulunan başkaca ünvanlı kişilere tabiî ki verilebilirdi bu yetki.
Müftü bir din görevlisidir. İslam dininin suni nesebine karşılık gelen bir din görevlisidir Toplumda din görevlilerinin nikâh kıyma yönünde bir ihtiyaç var mıdır? Var ise de gerekçe bu mu olması gerekiyordu. Bunun saptanması gerekiyordu. Kaldı ki toplumda yine böylesi bir ihtiyaç saptanmış ise böyle var sayarsak olması gereken üzerinden Alevileri ve gayri Müslimleri görmeyen yok sayan tekçi anlayışı biz hiçbir zaman kabul etmedik. Bundan sonrada bu günde kabul etmeyeceğiz.
Bu değişikliği laiklik açısından bu kapsamda değerlendiriyoruz, değerlendirmemiz gerekiyor. Tekçi dayatmacı anlayışın faturasını bu ülkenin halkları ziyadesiyle çok ağır bedeller ödedi. Ödemeye de devam ediyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Esasen toplum adına topluma rağmen eril kafaların toplum mühendisliği yapmalarına tüm kadınların karşı çıkması gerekiyor.
“YAŞAMIMIZA DAİR KARARLARIN ÖZNESİ OLMAK İSTİYORUZ”
Biz ne istiyoruz kadınlar olarak, İhtiyacımız nedir? Bunu bilmek ve bunu yaşamsallaştırma çabası içinde olmak gerekiyor. Yaşamımıza dair kararların öznesi olmak, kararlılığından vazgeçmememiz gerekiyor diyen Aykaç Türkiye’nin çocuk yaşta evlilikler konusunda dünyadaki ilk 10 sıra içinde yer aldığını belirti.
Aykaç şöyle konuştu; “Diğer taraftan çocuk yaşta zorla evlendirilmelere ilişkin polis verilerine baktığımızda, evlendirilen kız çocuklarının 3/1 birden fazlası kuma, her yıl 300 bin evlilik yapılıyor bunun 100 bini çocuk. Evlilik yaşı kız çocuklarında 13 yaşına kadar düşüyor. Çocuk yaşlarda evliliklerde Türkiye dünyadaki ilk 10 sırada.
Bu gerçekleri görmeyen aksine besleme riskli yüksek bir düzenlemedir bu. Yine ayrıca anayasa mahkemesi biliyorsunuz 2015 yılında nikâhsız birlikte yaşayanlara TCK herhangi bir ceza öngörmezken resmi nikâh yaptırmadan dini nikâh yaptıranlara hapis cezasını öngörmesi anayasanın eşitlik maddesine aykırı olması gerekçesiyle iptal etti. Bu kararla imam nikâhı ile resmi nikâh eşitlenmişken imam nikâhına karşı bir yaptırım yokken resmi nikâhın artacağına ilişkin bir idia da mesnetsiz bir idiadır.”
“TECAVÜZCÜLERİ CESARETLENDİREN YASALARA HAYIR DİYORUZ”
Diğer bir madde düzenlemesi ise sözlü beyana dayanarak nüfus kaydının yapılmasıdır, zaten bu yasada mevcuttu sözlü beyan. Ancak burada ufak bir değişiklik yapılmış, yaptırımı olmayan bir değişiklik. Şöyle diyor sağlık personeli kayıttı dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır diyen Aykaç “Beyanı teyit amacıyla mülki idare amirinin emri ile aile hekimliğinin aracılığı ile araştırma yapılır. İyileştirme sayılabilecek ufak yaptırımsız bir düzenlemedir, dedik.
Beyan mülki idari amirin emriyle yapılacak araştırmaya bırakıyor. Çocuk istismarı vakalarının erken yaşta zorla evliliklerin çoğu doğum nedeni ile gidilen hastanelerde ortaya çıkıyorken sözlü beyanın tamamen ortadan kaldırılması aslında şarttır.
Savaş koşularında yaşayan kadınların, göçmen kadınların. Sağlık hizmetlerinden yararlanmadığı gözden kaçırmamak gerekir. Dolayısıyla en çok tecavüz mağduriyeti yaşayan, istenmeyen gebelik yaşayan kadınları öncelemeyen, korumayan tecavüzcüleri cesaretlendiren bir yanı da var, bu beyanın o zaman kaldırılması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
“KADINLAR EVLENMEDEN ÖNCEKİ SOYADLARINI ÖZGÜRCE KULLANABİLMELİ”
Aykaç şöyle devam etti “Bir diğer değişiklikte tabii kadının soyadı meselesi ile ilgili düzenleme. Burada ki düzenleme de mahkeme yükünün azaltılmasına yönelik bir dilekçe ile başvuruların nüfus müdürlüklerine yapılabileceği şeklindeki değişiklik sadece kendi iş yüklerini azaltılmasına yönelik değişiklik.
Bir yenilik yok, bizim talebimiz çok nettir. Kadınlar evlenmeden önceki soyadlarını her halükarda özgürce kullanabilmelidir. Değişiklik bu şekilde olmalıdır.
Bizim kabul edemeyeceğimiz bir diğer değişiklikte Türkiye vatandaşlığına genel ahlak kriteri getiriyor. Erkeklerin genel ahlak problemleri var mı? Yok, Yine kadınların aleyhine kullanılacak ve bizi etkileyecek bir değişikliktir.”
“ÖZGÜRLÜKLER GELECEKSE ANCAK KADIN ELİYLE GELİR ÜLKEYE”
BES Kadın Sekreteri Banu Aykaç son olarak şunları belirti;
Kazanımlarımıza sahip çıkacağız, istismarcılara ve çocukların evlendirilmesine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadınların yaşamlarını ne tek ne çok adamla, onların inisiyatifine bırakmayacağız. Bir yandan da demokratik çoğulcu, kadın özgürlükçü bir toplumsal sözleşmenin tarafı ve dahil olma çabamızı, mücadelemizi mutlaka yükselteceğiz.
Özgürlükler gelecekse ancak kadın eliyle gelecektir ülkeye…
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.