Alevi Haber Ajansi

Kazım Uçarcan: Sadece iç kamuoyuna seslenerek bu iş çözülmez-VİDEO

PİRHA – Suriye’de Alevilere yönelik süren katliamların bir insanlık sorunu olduğunu belirten Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Antalya Şube Başkanı Kazım Uçarcan, Alevi örgütlerinin bu konuda daha kapsayıcı, daha geniş çevrelere ulaşan çalışmalar yürütmesi gerektiğini söyledi. Uçarcan, “Alevi örgütlerinin bu konularda bütün topluma esas olarak da kamuoyunu küresel anlamda bilgilendirmeye dönük çalışmalar yapılması gerekiyor” dedi.

Suriye’de Alevilere dönük yapılan saldırılara ilişkin PİRHA’ya konuşan Uçarcan, yaşananlara karşı Alevi kurumlarının sadece kendi iç kamuoyuna hitap eden açıklamalarla yetinemeyeceğini vurguladı.

“ALEVİ KURUM TEMSİLCİLERİ İLİŞKİLENEREK MUTLAKA SURİYE’YE GİTMELİ”

Alevi kurumlarının toplumsal kesimlerle güçlü ilişki kurması gerektiğini belirten Uçarcan, “Özellikle tüm kurumlarla ilişkilenerek bir yol bulunup mutlaka Suriye’ye gidilmeli” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı’nın saldırılarla ilgili açıklamalarını eleştiren Uçarcan, “Dışişleri orada yaşananları bir provokasyon olarak niteliyor ve yine sorumlu olarak Alevileri göstermeye çalışan bir tutum içerisinde” diyerek tepki gösterdi.

Bu yaklaşımın deşifre edilmesi gerektiğini söyleyen Uçarcan, “Alevi kurumlarının bu konuda haksızlık yapmak istemem ama bu noktalarda biraz edilgen durumda kalıyoruz” dedi.

“ANİ REFLEKS GELİŞTİRMELİYİZ”

Alevi kurumlarının yaşanan olumsuzluklara karşı hızlı tepki veremediğini belirten Uçarcan, “Biz Alevi Kültür Dernekleri olarak henüz olaylar yaşandığında hızla bir araya gelip değerlendirme yapan, ardından hemen sokağa çıkıp basın açıklaması örgütleyebilen bir noktaya gelemedik” dedi.

Alevilerin hâlâ “işin ritüel boyutunda” kaldığını vurgulayan Uçarcan, aktif ve geniş kesimleri kapsayan bir çalışmanın gerekli olduğunun altını çizdi.

Rojava’da Selefi grupların saldırılarına dair geçmişi hatırlatan Uçarcan, Abdullah Öcalan’ın yıllar önce yaptığı çağrıyı anımsatarak, “Hızla İslam konferansları örgütleyin. İslam diniyle Selefi çetelerin yaptığının birbirine denk düşmediğini teşhire dönük çalışmalar yapın babında bir duyurusu olmuştu” dedi.

ALEVİ KURUMLARI TOPLUMSAL KESİMLERİ BİLGİLENDİRMELİ”

Alevi örgütlerinin katliam gerçeğini sadece kendi tabanında değil, daha geniş kesimlerde görünür kılması gerektiğini vurgulayan Uçarcan şöyle devam etti:

“Elbette Alevilerin kendi mevcutlarıyla yaptığı açıklamalar kıymetli ama bunu çok geniş kesimlere yaymamız gerekiyor. Cami cemaatiyle de ilişki kurup onlardan da destek almamız ve bu konuda olumlu ya da olumsuz tepkilerini görmek gerekir.”

Yaşananların insanlık meselesi olduğunu söyleyen Uçarcan, “Tarihinin hiçbir döneminde şiddetten yana olmayan bu anlayış şu saatten sonra da şiddetten yana olamaz. Orada şiddet yanlısı olmak da çözüm getirmiyor” dedi.

“ALEVİLER HİÇBİR ZAMAN İMTİYAZLI OLMADI”

“Esad varken Alevilerin hiçbir imtiyaza sahip olmadıklarını” belirten Uçarcan, Alevilerin diğer insanlar gibi yaşadığını vurguladı: “Sanki Esat varken Aleviler ayrıcalıklıymış, Esat gittiği için istemiyorlarmış, onun davasına sahip çıkıyorlarmış gibi bir ima yaratılıyor.”

Bunun gerçeklikle ilgisi olmadığını söyleyen Uçarcan, Alevilere dönük kıyımın fetvalarla meşrulaştırılmaya çalışıldığını belirtti: “Orada yaşanılan şey tam olarak şu anda istismara açık; dinin temsilcileri tarafından fetvalarla katledilmeleri vacip olduğu kabul edildiği için Alevilerin katledilmesine bir yol açılmıştır. Tabii bunun emperyal arka planını doğru okumak gerekiyor.”

Alevi örgütlerinin küresel kamuoyunu bilgilendiren çalışmalar yapması gerektiğini vurgulayan Uçarcan, mevcut örgütlenmenin çeşitli kesimlerle yeterince ortaklaşamadığını ifade etti. “Alevi kurumları bu noktada Türkiye’de diğer toplumsal kesimlerle ortaklaşmış değil” diyen Uçarcan, mütedeyyin kesimlerle bağ kurulmasının da önemine işaret etti.

“SEKÜLER DEĞİL KAPSAYICI BİR YAKLAŞIM GEREKLİ”

Uçarcan konuşmasının sonunda geniş bir birlikteliğin altını çizerek şunları söyledi:

“Bu meselelerde çok seküler bakıp inanan kesimi komple dinci gibi lanse edip orayı dışarda bırakmamız bizim açımızdan kayıp olur. Bunu ikiye ayırarak dinciler ve dindarları farklı değerlendirmemiz gerekiyor. Biz dindarlarla emek mücadelesi de verebiliriz. Ama dincilerden uzak durur, onları teşhir ederiz. Tabii içimizdeki Alevi yobazları da ayrı tutmamız gerekiyor. Mevcut demokratik kitle örgütleriyle, sendikalarla, siyasi partilerle hâlâ özne olma noktasında doğru dürüst bağ kuramıyoruz. Bu konuda Alevi örgütlerinin payı olduğu gibi öteki kurumların da bundan sorumlu olduğunu düşünüyorum.”

Cebrail ASRSLAN/ANTALYA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.