PİRHA- DEM PARTİ Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Roman halkının maruz kaldığı ayrımcılığa ve Suriye’deki Alevilere yönelik saldırılara dikkat çekerken, Kürt meselesinin çözümü için de barışa dayalı, eşitlikçi bir siyaset çağrısı yaptı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM grup toplantısında önemli açıklamalarda bulunarak, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına dair çözüm önerilerini paylaştı. Bakırhan, Roman halkının maruz kaldığı ayrımcılığa dikkat çekerken, Kürt meselesi ve Suriye’deki Alevilere yönelik saldırılar gibi güncel gelişmelere de değindi. Suriye’nin kuzeydoğusunda çözüm arayışındaki yönetimle diyalog kurulması gerektiğini vurgulayan Bakırhan, Türkiye’nin barış sürecine dair önemli bir adım atması gerektiğini belirterek, “Söz değil, pratik adımlar zamanı” diyerek, siyasetçilere çözüm odaklı bir yaklaşım çağrısında bulundu.
“ROMAN HALKI ADALETSİZLİK VE AYRIMCILIĞA MARUZ KALIYOR”
Bakırhan, Roman halkının yıllardır sistematik ayrımcılığa uğradığını ve yoksullaştırıldığını belirtti. Romanların yaşadığı mahallelere hizmet götürülmediğini, çocuklarının okullarda farklı sınıflarda okutulduğunu ve iş başvurularında soyadları nedeniyle ayrımcılığa uğradıklarını ifade etti.
Bakırhan, Roman halkının haklarının savunulması gerektiğini vurgularken, “Roman halkı yıllardır ciddi bir adaletsizliğe uğruyor. Mahallelerine hizmet götürülmüyor, çocukları okullarda ayrı sınıflarda okutuluyor. Oysa Romanların kapısı herkese açıkken onlara açılan kapılar kapatılıyor” dedi. Bakırhan, belediyelere Roman vatandaşlara hizmet sunma çağrısı yaparak, “Roman dilinin ve kültürünün görünür olmasını sağlamalıyız” dedi.
“KÜRT MESELESİN ÇÖZÜMÜ TÜM TOPLUMUN SORUMLULUĞUDUR”
Kürt meselesinin çözümü için atılacak adımların önemine de değinen Bakırhan, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun İmralı Adası’ndaki görüşmesini önemli bir adım olarak nitelendirdi. Bakırhan, çözüm için atılan bu adımın Türkiye’deki siyasal zemin için bir dönüm noktası olduğunu ifade etti.
“Barış kapısı açıldığında eşikte durmak siyaset değildir” diyen Bakırhan, Türkiye’nin çözüm için toplumsal mutabakatı güçlendirmesi gerektiğini vurguladı. Kürt meselesinin yalnızca Kürt halkının sorunu olmadığının altını çizen Bakırhan, “Kürt meselesi yalnızca Kürtlerin değil, 86 milyonun sorumluluğudur; çözüm de birlikte üretilmelidir” şeklinde konuştu.
Bakırhan, Meclis’te barış için adım atılması gerektiğini ve bu sorunun çözümünün artık geciktirilmemesi gerektiğini söyledi.
ÖZGÜR ÖZEL’İN ELEŞTİRİLERİNE TEPKİ: “SİYASET UCUZ POLEMİĞE DÖNMEMELİ”
Bakırhan, CHP lideri Özgür Özel’in partisinin ve tabanına yönelik yaptığı eleştirilere de sert bir şekilde yanıt verdi. Özel’in kendilerini “Stockholm sendromu” ile suçlamasını eleştiren Bakırhan, “Biz barış için mücadele ederken, siz neden ucuz polemiklere giriyorsunuz?” diye sordu. Özel’in Kürt halkına saygısızlık ettiğini belirten Bakırhan, “Halkımız barış içinde eşit ve özgür yaşamak istiyor. Böyle bir halkı sendromla itham etmek demokratik siyaset midir?” diye konuştu.
Bakırhan, şunları söyledi:
“Biz ortak paydaları büyütmeye çalışırken ana muhalefet partisinin lideri, partimize ve tabanımıza bazı ithamlarda bulunuyor. Öyle anlaşılıyor ki Sayın Özel, kurultay kürsüsünden bize ‘Stockholm sendromu’ teşhisi koyuyor, ‘Celladına aşık olmayın’ diyor. Biz de soruyoruz; Meclis’te barış için yasa konuşurken, sokaklarda barışı toplumsallaştırırken, siz kürsüden neden bir halkı aşağılayıcı sözler kullanıyorsunuz? Sözü çözüm için kurmak varken, ucuz polemikler ve anlamsız kavgalara başvurmak siyasetsizliktir. Biz demokratik siyasi çözümü esas alan mücadele ve müzakere partisiyiz. Halkımız barış içinde eşit ve özgür yaşamak istiyor. Böyle bir halkı sendromla itham etmek demokratik siyaset midir? Kürt halkına saygı duymak bu mudur? Biz bu coğrafyada halklar, inançlar, devrimciler, ezilenler olarak celladı iyi tanırız. Cellatları mezarlıklarımızdan, faili meçhullerden, yakılmış köylerimizden, direndiğimiz o zindanlardan iyi biliriz. Kimse bu hafızanın üzerine ucuz metaforlarla yaklaşmasın. Cellatlığımıza soyunan çok oldu, haklısınız, ama bizi kurban yapmaya kimsenin gücü yetmedi ve yetmeyecek.
Herkes çok iyi bilsin ki ‘cellat’ defterini açacaksak, geçmişi konuşacaksak hepiniz borçlu çıkarsınız. Herkesi polemikçi ve tutarsız dilden vazgeçmeye; çözüme ve barışa katkı sunmaya çağırıyorum. Açık konuşun. Bu sorunun çözümünün karşısındaysanız, sağa sola çekmeden, yaftalamadan sözünüzü söyleyin. Ana muhalefet partisi süreç karşıtlarının çekim merkezi olmaya adaysa büyük bir yanlış yapar. Buradan iktidara yürürüm stratejisini düşünüyorsa kaybeder. Bu vesileyle bir kez daha CHP Genel Başkanlığına seçilen Sayın Özgür Özel’i tebrik ediyoruz. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere bütün muhalefet partilerine, yüz yıllık meselenin çözümünde ellerini taşın altına koymaya, sorumluluk ve inisiyatif almaya çağırıyorum. Barışa ve çözüme ortak olan kazanır.”
“SURİYE’DEKİ SALDIRILAR KABUL EDİLEMEZ”
Suriye’deki Alevi halkına yönelik artan saldırılara da değinen Bakırhan, bu saldırıların kabul edilemez olduğunu ve en güçlü şekilde kınandığını belirtti. Bakırhan, Türkiye’nin, Suriye rejimini Alevilere yönelik saldırılar konusunda uyarması gerektiğini söyleyerek, “Türkiye’nin ve bölgenin en önemli gündemlerinden biri de Suriye’deki gelişmelerdir. Suriye’de Ahmed Şara ismini, kıyafetini, rejimi değiştirdi. Ama soru şu; tekçi yapıyı da değiştirecek mi? Pratiklere bakınca görünen tablo, yeni bir sayfa değil, eski kitabın devamı. Tekçi ve inkarcı zihniyet Suriye’nin 60 yılına mal oldu. Suriye’nin sahil bölgesinde yaşayan Alevilere yönelik saldırılar kabul edilemez. Bu saldırıları en güçlü bir şekilde kınıyoruz. Binlerce yıldan süzülüp gelen çoğulcu yapısını yok etmek isteyen herkes, kendisini de ülkesini de ateşe atmış olur. 10 Mart’ta Alevilere dönük yapılan sistematik ve toplu katliamların cezasız bırakılması bugünkü saldırıları teşvik ediyor. Suriye üzerinde ilişkileri olan Türkiye, Alevilere dönük saldırılara karşı rejimi uyarmalı, bu yanlıştan vazgeçmelerini sağlamalı. Dünyanın ve bölgenin neresinde olursa olsun Alevi kardeşlerimize vurulan en ufak fiskeyi kendimize vurulmuş bir tokat olarak değerlendiririz” dedi.
“SURİYE İÇİN DİYALOG ZAMANI”
Suriye’nin Kuzeydoğusundaki yönetimin, çözüm arayışı içinde olduğunu belirten Bakırhan, bu çözüm sürecinin Türkiye ile daha fazla temas kurarak ilerlemesi gerektiğini ifade etti. Bakırhan, şu ifadeleri dile getirdi:
“Meclis, siyasi parti üyelerinden oluşan bir komisyon kurarak Suriye’ye gitmeli ve Alevi halklarının sorununu dinlemeli. Koalisyon güçlerini ve Suriye üzerinde ilişkileri olan bölge devletlerini de Alevilere dönük saldırılara karşı sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
Öte yandan bunlar olurken Suriye’nin Kuzeydoğusundaki yönetim bir yandan Suriye’de çözümü arıyor, bir yandan da komşu ülkelere dost eli uzatıyor. Kuzey ve Doğu Suriye’den özellikle Türkiye’ye uzanan bir dostluk eli var. Artık bu elin tutulması gerekir. İlham Ahmed, bu hafta sonu partimizin düzenleyeceği uluslararası konferansa davetliydi. Henüz bir dönüş sağlanmadı. Sorusu olanlar sorularını sorsun, endişelerini yerine getirsin. Diplomasi ne için var? Çözümden kaçmak, Kürtlerin Suriye’de elde edeceği kazanımlardan kaçmak kimseye kazandırmaz. Getirin, oturun, konuşun, anlaşın. Diplomasi bunun için var. Diyalog bunun için var. Çözümden kaçmak kimseye kazandırmaz ama diyalog ve temastan bütün bölge kazanır.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.