Alevi Haber Ajansi

Komşu Anne projesine tepki: Kadını eve hapseden, çocuğu riske atan bir model- VİDEO

PİRHA- SES Mersin Şube Eş Başkanı Sevgi Başkavak, ‘Komşu Anne’ projesini “Kadını eve hapseden, çocukları denetimsiz ortamlara mahkum eden” bir model olarak değerlendirdi. Başkavak, “Çocuk bakımı devletin sorumluluğundadır” diyerek, kamusal ve nitelikli kreş talebini yineledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından İstanbul, Ankara ve İzmir’de pilot olarak hayata geçirilen “Komşu Anne” projesiyle, belirli eğitimlerden geçirilmiş kadınlar evlerini küçük çocuklar için bakım alanına dönüştürüyor. Her “komşu anne”, kendi evinde beş çocuğa kadar bakım hizmeti sunabiliyor. Ancak proje, özellikle kadın örgütleri, sendikalar ve çocuk hakları savunucuları tarafından tepkiyle karşılandı. En temel eleştiri, çocukların güvenliğinin ve gelişim ihtiyaçlarının ev ortamında yeterince karşılanamayacağı, kadınların ise istihdam adı altında yeniden eve hapsedilmesi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şube Eşbaşkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Sevgi Başkavak, Komşu Anne Projesi’ne ilişkin PİRHA’ya konuştu.

“KADINLAR YENİDEN EVE HAPSEDİLİYOR”

Sevgi Başkavak, projenin kadın istihdamını artırmak gibi bir amaca hizmet etmediğini, tam tersine kadınları daha fazla eve kapattığını belirterek, “Kadınlar zaten evin içinde hapsedilmiş durumda. Bu projeyle, sözde istihdam adı altında tekrar evin içine hapsediliyorlar. Yıllardır kadın istihdamının artırılması gerektiğini söylüyoruz ama yapılan tam tersi. Bu projeyle kadınlar sosyal hayattan, kamusal alandan uzaklaştırılıyor” dedi.

Öte yandan Türkiye’de okul öncesi eğitim alanında mezun olmuş, ancak alanı dışında çalışan binlerce kişinin olduğunu ifade eden Başkavak, bu potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Komşu anne gibi denetimsiz projeler yerine, okul öncesi öğretmenliği mezunları istihdam edilsin. Bu kişiler eğitimini almış, mesleki bilgiye sahip bireyler. Marketlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu hem çocuklar için hem de istihdam politikaları açısından büyük bir kayıp” ifadelerini kullandı.

“ÇOCUKLARIN GÜVENLİĞİ NASIL SAĞLANACAK”

Başta çocuk güvenliği olmak üzere, birçok konuda ciddi soru işaretleri olduğuna dikkat çeken Başkavak, ailelerin projeye güven duymakta zorlandığını söyledi:

“Çocuklarını bırakacak olan aileler, ‘Komşu anne kimdir? Adli sicil kaydı yeterli mi? Eve kim girip çıkacak, evde başka çocuk var mı, komşusu gelecek mi?’ gibi sorularla baş başa. Denetimler ne sıklıkla yapılacak, ne kadar şeffaf olacak? Bu belirsizliklerle insanlar çocuklarını nasıl güvenle teslim edebilir?” Çocukların gelişimi açısından önemli olan uyku düzeni, beslenme ve oyun gibi alanlarda da ev ortamının yetersiz kalacaktır. Kreşlerde uyku odaları, oyun alanları, parklar var. Bir ev ortamında beş çocuğun aynı anda uyuyabileceği, oyun oynayabileceği, yeterli beslenme alabileceği koşullar nasıl sağlanacak? Bir kadının beş çocuğa aynı anda ilgilenmesi mümkün değil. Bu, hem çocuklar hem de bakım veren kadın için ciddi bir yük.”

“KREŞ AÇMAK DEVLETİN SORUMLULUĞUDUR”

Sendika olarak yıllardır her işyerine kreş açılması talebinde bulunduklarını hatırlatan Başkavak, özellikle sağlık çalışanlarının 24 saat açık kreş ihtiyacını dile getirerek, “Çocuk bakımı devletin asli sorumluluğudur. Kreşlerin bilimsel temelli, nitelikli personel ile donatılmış, 7/24 açık ve herkesin erişimine açık olması gerekiyor. Özellikle sağlık emekçileri gibi nöbetli çalışanlar için gece açık kreşler büyük ihtiyaç. Bu projeyle geçici ve riskli çözümler üretiliyor, oysa ihtiyaç duyulan kalıcı ve kamusal çözümler” diye konuştu.

Son olarak tüm kadınlara çağrıda bulunan Başkavak, kamusal, ücretsiz ve 7/24 açık kreşler için birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yaptı:

“Çocuklarının güvenliğini düşünen, eşit ve özgür bir yaşam isteyen tüm kadınları, ücretsiz kreş hakkı mücadelesinde birleşmeye çağırıyoruz. Kadınlar birlikte örgütlenirse bu hakkı kazanabiliriz. Biz SES olarak bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Birleşerek kazanırız.”

Fatoş SARIKAYA/ MERSİN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.