PİRHA- DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Sivas Madımak Katliamının tüm yönleriyle araştırılması ve karanlıkta bırakılan tüm yönlerinin açığa çıkarılması için TBMM’ye araştırma önergesi sundu.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nde çoğunluğu Alevi 33 kişinin yakılarak katledilmesinin üzerinden 32 yıl geçti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Madımak Katliamı’nın tüm yönleriyle araştırılması ve gerçek sorumlularının yargı önüne çıkartılması amacıyla Meclis’e araştırma önergesi sundu.
“İKTİDARLAR DEĞİŞSE BİLE ADALETİN SAĞLANMASI BİR TÜRLÜ MÜMKÜN OLMAMIŞTIR”
Milletvekili Fırat, Meclis’e sunduğu önergenin gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“33 kişinin yakılarak öldürüldüğü Sivas Katliamı’na ilişkin açılan davalar, hukukçuların ve hak savunucularının ‘skandal’ diye nitelediği gelişmeler silsilesidir. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in ‘Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir’ dediği katliam davasında, iktidarlar değişse bile adaletin sağlanması bir türlü mümkün olmamıştır.
Sivas’taki Madımak Oteli’nde 33 yazar, ozan ve düşünürün, yakılarak katledilmesinin üzerinden 32 yıl geçmiş, 2 Temmuz 1993’teki katliama ilişkin yargı süreci ise hiçbir mahkemenin katliamı ‘insanlığa karşı suç’ kabul etmemesinden dolayı faillerin bir türlü bulunmadığı, bulunanların cezalandırılmadığı, firari sanıkların bolluğunun gölge düşürdüğü bir yılan hikayesine dönüşmüştür.
“DAVA ZAMAN AŞIMINA UĞRATILDI”
O gün, oteli yakan ve alkışlayan 15 bin kişiden sadece 190’ı gözaltına alınmış; 190 kişiden de 124’ü hakkında dava açılmış, seneler içerisinde Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nden (DGM), Ağır Ceza Mahkemeleri’ne taşınan davalarda, ilk karar 1994’te çıkmış, Mahkeme, 87 sanığı 2 ila 15 yıl arasında değişen hapis cezalarına mahkûm etmiştir. Mahkeme, cezalarda ‘haksız tahrik indirimi’ uygulamış, Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kararı bozmuş, bozma kararı üzerine bu sefer 1997’de Mahkeme saldırının ‘anayasal düzene karşı yapıldığını’ belirterek 38 sanığın idamına karar vermiştir. 2000’deki kararda idam cezasının kaldırılması sebebiyle cezalar müebbete dönüştürülmüştür.
2001’de Yargıtay bu kararı onaylamış, ancak firari sanıkların çokluğu, ayrılan dosyalar ve itirafçıların ortaya çıkmasıyla yargı süreci yeni bir evreye geçmiştir. İtirafçılar Hizbullah, İslami Hareket Teşkilatı, Kaplancılar gibi örgütlerden bahsetse de mahkeme heyetleri bir türlü bu örgütleri görmek istememiştir.
Davadaki üç firari sanık olan Murat Sonkur, Murat Karataş ve Eren Ceylan’ın yargılaması ise 14 Eylül 2023 tarihinde Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülmüş, Mahkemenin firari sanıkların iadesini talep ederken yazdığı talepnamede zaman aşımı süresine atıf yapmasının ihsas-ı rey anlamına geldiğini savunan avukatlar, firari sanıklar hakkında çıkartılan kırmızı bülten talebinin yenilenmesini istemiştir. Cumhuriyet savcısı ise 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesini talep etmiş, Mahkeme heyeti de savcının mütalaasını kabul ederek, davanın zaman aşımı yönünden düştüğüne karar vermiştir.
“BU KATLİAM, AÇIKÇA İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR”
Bu katliamın insanlığa karşı suç olduğunu belirten Celal Fırat şunları kaydetti:
“Son olarak; Madımak Katliamı davasında idam cezası alan ve sonrasında cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilen 23 kişiden 17’si de 2025 yılı Şubat ayı içerisinde tahliye edilmiştir.
İnsanlığa karşı suçun tam bir tanımı varsa o da Madımak katliamıdır. Madımak katliamı, Maraş, Çorum katliamları gibi Alevi toplumuna ve sol görüşlü aydınlara yönelik siyasi amaçlı, sistemli, belli bir inancı ve düşünceyi hedef alan, düşmanca hislerle işlenen planlı bir saldırıdır. Madımak’ta ‘Şeriat isteriz’, ‘Laik Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak’, ‘Laiklik gidecek, şeriat gelecek’ sloganlarıyla yapılan bu katliam, açıkça insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
“32 YILDIR DEVLET MADIMAK KATLİAMINDAN DOLAYI ÖZÜR DİLEMEMİŞTİR”
32 yıldır Devlet Madımak katliamından dolayı özür dilememiştir. İnsanlığa karşı işlenen bu suçla Devlet yüzleşmemiş, asıl failleri ortaya çıkarmamış, katliamın olmasını bilinçli olarak engellemeyenleri korumuş, kanıtlar örtbas edilmiş, firari sanıklar yargılanmamış, hüküm giyenler affedilmiş, davalar zaman aşımından düşürülmüş ve nihayetinde komplike bir kötülük sarmalında Sivas katliamı her yönüyle unutturulmak istenmiştir. Her şeye rağmen, başta yakınlarını kaybeden aileler olmak üzere, Aleviler ve demokratik kamuoyu adalet arayışını sürdürmeye devam ediyor.
“MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMALI”
32 yıl önce yaşanan, Alevilere ve aydınlara karşı işlenmiş en karanlık katliamlardan biri olan 2 Temmuz Sivas Madımak katliamının, 14 Eylül 2023 tarihli son duruşmasında, faillerinden firari üç sanığın ‘kaçak’ sayılmalarına rağmen, neden zamanaşımı gerekçe gösterilerek yargılanmadığı, kaçak sanıkların yabancı makamlardan yurda iade talebinin neden bu güne kadar gereğince yapılmadığı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan 23 sanıktan 17’sinin 2025 yılı Şubat ayı içerisinde nasıl tahliye edildiği, Alevilere yönelik düşmanca hislerle yapılan bu saldırının neden ‘insanlığa karşı işlenmiş suçlar’ kapsamına alınmayıp zaman aşımına uğramasının önüne geçilmediği, Alevilerin yıllar boyunca katliamın yaşandığı Madımak Otelinin ‘Utanç Müzesi’ne dönüştürülmesi talebinin neden kabul edilmediğinin bütün yönleriyle incelenmesi amacıyla bir Meclis Araştırma Komisyonunun kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyim.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.