Alevi Haber Ajansi

Diyarbakır’da Newroz Kutlanıyor: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na 85 milyon olarak sahip çıkalım-VİDEO

PİRHA- Diyarbakır’da “Özgürlük İçin Demokratik Toplum” şiarıyla Newroz kutlaması yapılıyor. Kutlamada konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Biz süreçle ilgili ısrarla bardağın dolu tarafına bakıyoruz. İktidar ve devleti de bardağın boş tarafını doldurmaya davet ediyoruz. Barış bir yenme-yenilme değildir. Barış herkesin kazandığı en güzel bahardır. Newroz meydanındaki gibi, gelin bu baharın bir daha kışa dönmesine izin vermeyelim. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na 85 milyon olarak sahip çıkalım” dedi.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Newroz Parkı’nda “Özgürlük İçin Demokratik Toplum” şiarlarıyla gerçekleştirilen kutlamalar devam ediyor. Yüzbinlerin bir araya geldiği coşkulu kutlamada Newroz ateşi yakıldı. Coşkunun doruğa ulaştığı anlarda bazı yurttaşlar da elbiseleriyle ateşi harladı.

İlk konuşmacılardan biri olan Kürdistanî İttifak’tan Mehmet Kamaç, Kürtler arası birliğe de değinerek, “Biz biriz. Binlerce yıldır bizim dilimiz ve kimliğimiz üzerindeki yasak sürüyor. Ancak sizler de bugün direniş alanında görüyorsunuz; Kürtler asla ve asla taleplerinden vazgeçmeyecek” dedi. Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yüzyıllık bir çağrı yaptığına dikkati çeken Kamaç, şunları belirtti: “Sayın Öcalan bu çağrısında barışın inşasından söz etti. Biz de bu yüzyıllık tarihi mesajı yerde bırakmayalım. Bu çağrı barış ve eşitlik umududur. Bir an önce Sayın Öcalan’ın çağrısına karşı adım atın. Herkes dili ve kültürüyle özgür yaşasın.”

Arhat’ın sahne almasının ardından Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Sebahat Tuncel konuştu.

“KÜRTLER VE ALEVİLER OLARAK EŞİT YURTTAŞ OLMAK İSTİYORUZ”

Tuncel, konuşmasının satır başları şöyle:

“Buradan hep birlikte İmralı’ya ‘Newroz pîroz be’ diyelim mi? Sayın Abdullah Öcalan, Kürt halkına, Ortadoğu halklarına mesaj verdi. Devlete dedi ki; ‘Kürt sorununu savaş zemininden çıkartıp, hukuki zemine çekebilirim.’ Toplumda da bir çağrı yaptı: ‘Her şey devletten beklenmez. Demokratik toplumu biz inşa edeceğiz.’ O günden bu yana dünyanın her yerinde Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için bir umut belirdi. İnsanlar bu umudu beslerken, devlet üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedi. Tecrit halen devam ediyor. Sayın Öcalan’ın özgürlük koşulları hazırlanmış değil. Barışın yolunu nasıl açacaksınız? Barışın yolunu açmak devletin; demokratik toplumun inşası ise bizim sorumluluğumuzdadır” ifadelerini kullandı.

İktidar demokratik siyaset alanı daraltıyor. İmamoğlu’nu gözaltına aldılar. Kim barış ve özgürlükten bahsediyor, tutuklama ve şiddetle tehdit ediyorlar. Nasıl barışacağız? İktidarı uyarıyoruz. Demokratik siyasetin önünü açınız. Kürt halkının özgürlüğü Sayın Öcalan’ın özgürlüğüdür. İşimiz kolay değil, zor. Ama biz zor işleri başaran insanlarız. Bugüne kadar ne yarattıysak direnerek yarattık. Direnenlere bir kez daha selam olsun.

Kadınların özgürlük mücadelesi Kürt halkının özgürlük mücadelesidir. Ancak erkek egemen sisteme karşı da mücadele ediyoruz. Kadınlar özgür olmadan toplum özgür olmaz. O yüzden dünyanın her yerinde ‘jin, jiyan, azadî’ sesleri yükseliyor. Bu slogan özgürlük felsefedir. Özgürlük mücadelesinde yol yürüdüğümüz kadın yoldaşlarımızı selamlıyoruz. Kadınlar, Sayın Öcalan’ın özgürlük ve barış yolunu açmak için direnecektir.

Kürtler olarak eşit yurttaş olmak istiyoruz. Aleviler olarak eşit yurttaş olmak istiyoruz. Ortadoğu halklarıyla eşit ve özgür yaşamak istiyoruz. Hepinizi mücadeleye, direnişe davet edyoruz.”

“BU BAHARIN BARIŞA, KARDEŞLİĞE VE DEMOKRASİYE VESİLE OLMASINI DİLİYORUM”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Diyarbakır Newrozu’na mesaj gönderdi. Özel’in mesajı şöyle:

“Sevgili Diyarbakırlılar, değerli kardeşlerim; Bir yandan zalim Dehaklara mücadele ederken, bir yandan da baharın müjdecisi Newroz’u kutluyoruz. Bu topraklar, farklı kültürlerin, dillerin ve inançların bir arada kardeşçe yaşadığı, dayanışmanın ve umudun yeşerdiği kadim topraklardır. Hiçbir zalim, hiçbir Dehak kardeşliğimizi bozmadı, bozamayacak.

Bizler, farklılıkların harmanlanmasıyla düşmüş, zenginliğin farkında olarak, kimsenin kendini dışlanmış hissetmediği, herkesin eşit haklara, barış içinde yaşadığı bir ülke için mücadelemizi kararlılıklar sürdürüyoruz. Demokrasiye, adalete ve özgürlüğe olan inancımızla, herkesin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşadığı bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Newroz’un sıcaklığı, tıpkı bugün yakılan ateş gibi, yüreklerimizi aydınlatsın ve geleceğe dair umutlarımızı büyütsün. Bu duygu ve düşüncelerle, tüm Diyarbakırlı kardeşlerimizin Newrozu’nu kutluyor, bu baharın barışa, kardeşliğe ve demokrasiye vesile olmasını diliyorum. Newroz pîroz be.”

KDP Politbüro üyesi Serbest Lezgin, KDP Genel Başkanı Mesud Barzani’nin mesajını Diyarbakır Newroz’unda okudu.

Mesajda, “Abdullah Öcalan’ın kısa bir zaman içinde serbest bırakılmasını umut ediyorum. Türkiye’deki barış ve çözüm sürecini destekliyoruz. Sorunların çözülmesi için barış yegâne yoldur. Suriye’deki Kürtlerin acılarının bir an önce sona ermesini diliyorum” denildi.

Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Diyarbakır Newrozu’na mesaj gönderdi. Barzani, tüm Kürdistanlıların Newroz’unu kutladı.

Newroz’un yeniden dirilişi ve umut olduğunu vurgulayan Barzani, “Bu Newroz’un güzellikler ve başarının Newrozu olmasını diliyorum” diye kaydetti. Barzani, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısına değindi. Barzani, sürece destek veren tüm aktörlere, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve Abdullah Öcalan’a teşekkür etti.

Barzani, herkesin barış için canla başla çalışması gerektiğini vurgulayarak, “Barış için bizden ne istenirse, üzerimize ne düşerse hazırız” diye kaydetti.

Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) Başkanı Bafil Celal Talabani Diyarbakır Newrozu’na kutlama mesajı gönderdi.

Talanbani mesajı şöyle:

“Kürdistan’ın Kudüs’ü Kerkük’teki direnişle aynı zamana denk gelen Kürt Newrozu ve Kürt yeni yılı vesilesiyle, sevgili Kürdistanlılara en içten tebriklerimi sunuyor, herkese barış, huzur ve mutluluk diliyorum. Newroz, Kürtlerin özgürlük ve bağımsızlığı için yenilenmenin, birliğin, ortaklığın, kardeşliğin mesajıdır. Bu Newroz’un her yerde barışın, örgütlenmenin ve Kürt davasına desteğin vesilesi olmasını diliyorum. Kürt halkı onurlu bir yaşama sahip bir halktır, kalıcı bir barışın sağlanması için el ele verelim, Kürdistan’ın zaferi için çalışalım. Newroz’unuz kutlu, mutlu ve onurlu olsun.”

“BİZ MİLYONLAR OLARAK BARIŞ İSTİYORUZ, EŞİTLİK İSTİYORUZ, DEMOKRATİK BİR TOPLUM İSTİYORUZ”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Diyarbakır Newroz’unda yüzbinlere seslendi.

Bakırhan, şunları söyledi:

“Ortadoğu’nun nabzı bugün Amed Newrozu’nda atıyor. Bugün sadece Ortadoğu değil, dünyanın her tarafında gözler Amed meydanındadır, Newroz meydanındadır. Çünkü Amed Newroz’dur, Newroz Amed’dir. Siz Newroz’sunuz. Kürt halkını Newroz halkı haline getiren Sayın Öcalan’ın Newroz bayramını kutluyoruz. Newroz’un kutlu olsun Sayın Öcalan.

Bu çağrı Mezopotamya ve Anadolu’da düğümleri çözüp, tarihi yeniden başlatma çağrısıdır. Sayın Öcalan 1993’te başladığı demokratik çözüm yürüyüşünde en tarihi adımı 27 Şubat’ta asrın çağrısıyla attı. Bu çağrı yüzyıllardır direnen, on yıllardır demokratik çözüm mücadelesi veren bir halk gerçekliğinin dile gelişidir. Bu çağrı Mezopotamya ve Anadolu’da düğümleri çözüp, tarihi yeniden başlatma çağrısıdır. Mezopotamya ve Anadolu halklarının birlikte yaşam manifestosudur. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın özü demokratik uzlaşmadır. Bu çağrı bir milattır ve bu çağrının sahibi siz Amed meydanındaki onurlu halkımızdır.

Sizler nice büyük bedeller ödeyerek muhteşem bir zaferin eşiğine getirdiniz bizleri. Tarihsel bir sorundan, tarihsel bir barışa ve çözüme doğru yol alıyoruz. Tarih boyunca Türkler ve Kürtler, birlikte yaşamın kapılarını birbirine açtı, kaderlerini ortak kıldı. Ancak son yüzyılda bu kardeşlik duvarlarla, ayrımcılıkla sınanmaya çalışıldı. Bin yıl önce Anadolu kapılarını açan bir halk, yüzyıldır kapının berisine konuldu. Artık bu ayrıştırıcı tarihe son verme zamanı geldi.

Çözümü Türklerle Kürtlerin ortak geçmişinde ve geleceği birlikte inşa etme kararlılığında arıyoruz.

Sayın Öcalan’ın 27 Şubat çağrısı, bu topraklarda hiçbir halkın dışlanmadığı, herkesin eşit ve özgür olduğu bir Türkiye çağrısıdır. Barışı gerçekleştirmek için elini uzatana elimizi, omzunu yaslayana omzumuzu verdik, vermeye devam edeceğiz. Türk-Kürt ilişkilerinin tarihsel birikimi ve ortak aklı, hepimize daha demokratik geleceğin yolunu gösterebilir. Çözümü dışarıda değil, Türklerle Kürtlerin ortak geçmişinde ve geleceği birlikte inşa etme kararlılığında arıyoruz. Geçmişin yaralarını birlikte sararak, geleceği el birliğiyle inşa edebiliriz. Gelin, bu yolu birlikte yürüyelim.

Bizim kararımız, tutumumuz, tavrımız nettir. Biz milyonlar olarak barış istiyoruz, eşitlik istiyoruz, demokratik bir toplum istiyoruz. Bakın, Amed Newroz meydanında milyonlar barışı ve demokratik çözümü istiyor. Herkes Newroz meydanlarının mesajını iyi okusun. İşte Newroz meydanları, yüzyılın barış mutabakatına davettir. Türkiye sınırları dışında yaşayan Kürtlerle hasımlık değil, hısımlık yapmalıdır.

Değerli Türkiye halkları, milyonların huzurunda ifade ediyorum ki, Türkiye’nin sınırları dışındaki Kürtler, Araplar ve Türkmenler, sadece komşularımız değil, soydaşlarımızdır, akrabalarımızdır. Bu halklarla kuracağımız sağlam ilişkiler, sadece Türkiye’nin barışı için değil, tüm Ortadoğu’nun huzuru için de hayati öneme sahiptir. Hatırlatmak isterim ki, Türkiye sınırları dışında yaşayan Kürtlerle hasımlık değil, hısımlık yapmalıdır. Karşıtlık Türkiye’ye kazandırmaz. Ancak, kardeşlik ve diyalog Türkiye için büyük kazanımlar sağlar. Özellikle Suriye’deki siyasal denklemin yeniden şekilleneceği bir dönemde, Kürtlerle diyalog kurmak, Türkiye’ye uzun vadede büyük faydalar sağlar.

Unutmayalım, Türkiye’nin sınırları dışındaki Kürtler bir tehdit değil, bir barış fırsatıdır. Bu fırsatı doğru değerlendirmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sorumluluğudur.

Değerli Türkiye halkları, demokrasi, hukuk ve barış bir şart değildir. Birlikte yaşamanın zorunlu çıkış yoludur. Nefes almak ne anlama geliyorsa, siyasi ve hukuki zeminin oluşması da bu süreç için hayati önemdedir. Adımlar karşılıklı atılırsa toplum sürece güven duyar. Güven birlikte yaşamanın mayasıdır. Bu sürecin başarısı, Kürt-Türk ilişkilerinin yüz yıl sonra bu defa eşitlikçi ve demokratik temelde güncellenmesiyle olacaktır.

Biz süreçle ilgili ısrarla bardağın dolu tarafına bakıyoruz. İktidar ve devleti de bardağın boş tarafını doldurmaya davet ediyoruz. Barış bir yenme-yenilme değildir. Barış herkesin kazandığı en güzel bahardır. Newroz meydanındaki gibi, gelin bu baharın bir daha kışa dönmesine izin vermeyelim. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’na 85 milyon olarak sahip çıkalım.

Değerli halkımız, Ortadoğu sert bir türbülansa girdi, fırtına herkesi etkiliyor. Bizim derdimiz, bu türbülanstan nasıl sağ salim çıkacağımızdır. Ama iktidar, hepimizin içinde olduğu uçağı kayyumlarla, baskılarla, muhalefeti susturarak, daha şiddetli türbülanslara sürüklüyor. 27 Şubat rotasından çıkaracak adımlar atılıyor. Bu yanlıştan iktidarı vazgeçmeye çağırıyoruz. Barış ve demokratik toplum halkları ayrıştırarak olmaz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını gözaltına alarak, Kent Uzlaşısını kriminalize ederek, kayyım atayarak, Rojava’ya saldırarak barış ve demokratik toplumu oluşturamayız.

Değerli Türkiye halkları, Kürt sorununda inkar, tekçi ve anti-demokratik yaklaşım Türkiye’nin yüzyılına mal oldu. Türkiye halklarına yoksulluk ve açlık getirdi. Ama Asrın Çağrısıyla birlikte biz artık yüzümüzü geleceğe, saatlerimizi barışa kurmak istiyoruz. Barışın kapısını açacak kilit, artık Kürt sorununda çözümdür, demokratik bir Türkiye’dir. Kürt sorununda çözümün rotası da ruhu da 27 Şubat’taki Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu Asrın Çağrısı’ndadır. Bu sorunun çözümü artık ertelenemez, kulak ardı edilemez, entübe olmasına izin verilemez.

Çünkü bölgede bir kıyamet senaryosunun içerisindeyiz. Bu kıyametten kurtulmanın yolu tarihi Kürt-Türk ittifakını, demokratik ve eşitlikçi temelde kurmaktan geçer. Bundan ötürü altını çizerek ifade ediyoruz: Suyun akışına karşı yüzülmez, yanlış siyaset doğru yere götürmez. Bizim yolumuzun rotası demokratik cumhuriyete çıkar. Değerli arkadaşlar, yoldaşlar; bakın, nereye gideceğini bilene bütün yollar açıktır. Biz yolumuzu biliyoruz. Bizim yolumuzu değerlerimiz ve barış sevdamız belirledi. Bizim yolumuzun rotası Demokratik Cumhuriyete çıkar. Bizim yolumuzun özü de biçimi de 27 Şubat Çağrısıyla kendisini ifade etti. Biz siyasette ne onun ne bunun yanındayız. Demokrasi, adalet, eşitlik ve özgürlük değerlerinin yanındayız. Bizim yolumuz yanlış rotalara değil, demokratik, eşit, özgür bir yaşama çıkan 3. Yol’dur. 3. Yol’da yürümeye devam edeceğiz. Newroz’un ruhuyla, Kawa’nın inancı, Mazlumun cesaretiyle yürüyeceğiz. Bu yolun sonu barıştır, bu yolun sonu demokrasi ve özgürlüktür. Yüzyıldır bu topraklar, barışa hasret kaldı. Şimdi, o barışın sesini duymanın, daha güçlü duyurmanın tam zamanıdır. Ufukta beliren barışı, bu topraklara indirme zamanıdır.”

“HİÇ KİMSE YANLIŞ HESAPLARA GİRMESİN”

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, konuşmasına Kürtçenin Kirmançkî lehçesinde başlayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, şunları dile getirdi:

“Demokratik toplumu hep birlikte inşa edeceğiz. 27 Şubat’tan bu yana Ortadoğu’da yeni bir denklem var. Sayın Öcalan bu ülkede yaşanan şiddeti bir kader olmaktan, ulus devletin bir tercih olmaktan çıkarıp, yeni bir yol açıyor. Bu yeni yolda demokratik siyaset ve demokratik toplum var. Hiç vazgeçmediğimiz mücadelemiz var. Bu kadar tarihi bir çağrıda herkes birbirini beklerken, Sayın Öcalan adım atarak tıkanan yolları ve çözümsüzlüğün kilidini açtı. Türkiye’deki bütün halklara yaptığıyla çağrıyla ‘gelin bu işin öznesi olun, şiddet ve inkar karşısında susmayan Kürt halkıyla birlikte olun. Yeni bir dönemi birlikte kuralım’ dedi. Bakın 1 aydır dünyada ve Türkiye’de en çok konuşulan başlık Sayın Öcalan’ın çağrısı. En çok konuşulan kişi Sayın Öcalan. Ama konuşmayanlar da var. İktidarın bu konuyla ilgili ne düşündüğünü bilmiyoruz. Bahçeli ‘kararlıyız, geri adım atmayacağız’ diyor. İleri adım da atmıyorsunuz. 27 Şubat çağrısına cevap da vermiyorsunuz. Bu kadar tarihi bir meseleyi sadece kürsülerde konuşarak çözemez ve yol alamazsınız.

Şimdi zaman Sayın Öcalan’ın çağrısını, özgürlük yolunu büyütme zamanıdır. Kürt halkı burada. Öcalan’ın çağrısı her birimizin yüreğinde. Bu buluşma tarihi bir buluşma. Bu buluşma ulus-devlet kaderini değiştirme buluşması. Sayın Öcalan’ın çağrısının ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir.

Kürt halkı olarak yüzümüzü döndüğümüz yer Sayın Öcalan’ın çağrısıdır. Bu çağrıyı hep birlikte koruyacağız. Devlet ve iktidar, Sayın Öcalan’ı tarihi aktör olarak kabul etmişken; heba edilecek bir süreçte değiliz. Hiç kimse yanlış hesaplara girmesin. Kürt halkı mesajını veriyor. Kürt halkı Newroz ateşi gibi dimdik olacak. Newroz’un özgürlük ruhunu hep beraber taşıyacağız. Hiç kimse Türkiye’de halklara yetmeyen, bizim içinde olmadığımız hukuku getirmesin. Yeni mevzuata ihtiyaç var. Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne ihtiyaç var. Sayın Öcalan özgür olmadan cesaretli adım atmanın koşulları yok. Bir ayda yazılmış çağrı değil. On yılların emeğiyle açığa çıkan çağrıyı hep birlikte savunacağız.”

Ayrıntılar gelecek…

PİRHA/DİYARBAKIR

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.