Alevi Haber Ajansi

DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları: Anlaşma Alevi katliamının bir an önce durmasına yol açsın!-VİDEO

PİRHA- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nın katılımıyla İstanbul’da Newroz Deklarasyonu açıklandı.  Hatimoğulları, SGD ve Suriye Geçici Hükümet arasında varılan anlaşmanın önemli olduğunu vurgulayarak, “6. madde üzerinden bir tartışmalar yürütülüyor. Bu anlaşmanın birinci ve üçüncü maddesinin de ifade edildiği üzre Suriye’deki her toplumun ve inancın eşit yurttaş olmasını içeriyor. Burada ne olursa olsun Aleviler ve Hristiyanlara uygulanan baskı ve katliamın bir an önce durmasına sebebiyet vermesini umut ediyoruz” dedi. HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu da, “Bu adım Suriye’de yaşayan Alevilerin, Dürzilerin, Hristiyanların, Türkmenlerin, Gürcülerin, Süryanilerin, Sünni Arapların, Kürtlerin hep birlikte yönetimde yer almalarını sağlayacak bir adımdır.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) öncülüğünde, İstanbul’da 23 Mart’ta “Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu” şiarıyla kutlanacak olan Newroz’un deklarasyonu açıklandı. Beyoğlu’nda bulunan bir otelde açıklanan deklarasyona, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Deklarasyonun açıklandığı salona “Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu” pankartı asıldı.

“DEMOKRATİK SURİYE CUMHURİYETİ’NİN OLUŞMASI AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR ADIMDIR”

İlk olarak konuşan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, HTŞ ile SGD’nin yaptığı mutabakatın Demokratik Suriye Cumhuriyeti’nin kurulması bakımından önemli olduğunu vurgulayarak, “Bu adım Suriye’de yaşayan Alevilerin, Dürzilerin, Hristiyanların, Türkmenlerin, Gürcülerin, Süryanilerin, Sünni Arapların, Kürtlerin hep birlikte yönetimde yer almalarını sağlayacak bir adımdır. Bu açıdan önemlidir. Mazlum Abdi’nin bu mutabakatı imzalamadan önce tüm bu gruplarla görüşerek Şam’a gitmesi ve bu anlaşmayı imzalaması Demokratik Suriye Cumhuriyeti’nin oluşması açısından önemli bir adımdır” dedi.

“KATİL ÇETELER HESAP VERMELİ”

Ali Kenanoğlu, demokratik cumhuriyetin oluşması için Alevilere yönelik katliamın tümden durdurulması ve katil çetelerin hesap vermesinden geçtiğinin altını çizerek, “Suriye’de Alevilere yönelik katliamı lanetliyoruz” diye konuştu.

HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, konuşmasının ardından Newroz’un deklarasyonunu paylaştı.

“DEMOKRATİK TOPLUM ÇAĞRISININ ZEMİNİNİ ÖRGÜTLEMELİYİZ”

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, PKK Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısının önemli olduğunu vurgulayarak, “Demokratik toplum, eşit bir şekilde her mezhebin, kendi diliyle, yaşam tarzıyla ortamın inşasının çağrısıdır. Çağrı kimliklere saygı, kadınların, gençlerin, doğa savunucularının, emekçilerin, işçilerin örgütlenme çağrısıdır. Bu çağrının yaşam bulması için bu çağrının zemininin güçlenmesi önemlidir” dedi.

PKK Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısına her kesimden olumlu çağrıların geldiğinin altını çizen Tülay Hatimoğulları, “Şimdi adım atması gereken, sorumluluklarını yerine getirmesi gereken devlettir. Demokratik zeminin oluşması için gerekli adımların atılması gerekiyor” diye belirtti.

Suriye’deki Alevi katliamına dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, şunları ifade etti:

“DEM Parti olarak ilk günden itibaren katliamı kınadık. Hem Türkiye hem de uluslararası kamuoyuna çağrılar yaptık. Ne yazık ki binlerce canımız katledildi. Her inancın ve halkın temsil edildiği bir sürecin yaşanması için bir adım geri atmadık, atmayacağız.

6. madde üzerinden bir tartışmalar yürütülüyor. Bu anlaşmanın birinci ve üçüncü maddesinin de ifade edildiği üzere Suriye’deki her toplumun ve inancın eşit yurttaş olmasını içeriyor. Demokratik Suriye tarifini sunarken, önümüzdeki süreçte demokratik anayasa vurgusunu yapıyor. Burada ne olursa olsun Aleviler ve Hristiyanlara uygulanan baskı ve katliamın bir an önce durmasına sebebiyet vermesini umut ediyoruz.”

SGD’nin bu anlaşmadan doğan sorumluluğunu yerine getireceğinden tereddütlerinin olmadığını vurgulayan Tülay Hatimoğulları,” 2011 yılından bu yana İŞİD ve türevlerine dönük en büyük direnişi ve mücadeleyi öz yönetim verdi. Öz yönetimin içinde sadece Kürtler yok. Araplar ve farklı inanç ve halklar yer almakta. Bu sürecin garantisi nedir diye soracak olursanız; eş başkanlık anlayışını esas alarak kadınların, farklı inanç ve halkların öz yönetim yönetiminde yer vermesi çok önemli bir deneyim ver pratiktir” diye belirtti.

Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimin Suriye’nin en seküler coğrafyası olduğuna dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, şunları dile getirdi:

“Bu modelin Suriye’nin her yanına sirayet etmesi için mücadele edeceğiz. Alevilere dönük ‘Esad artığı’ denip katledilmelerini asla kabul etmiyoruz. Aleviler kimsenin artığı değildir; Alevi Alevidir. Şam rejiminin Alevileri ‘Esad artığı’ diyerek katletmesini asla kabul etmiyoruz. Sadece kendilerinin değil ÖSO’ya bağlı grupların da bu katliamda yer aldığının bilgisini alıyoruz. Hiç kimsenin Esad rejiminden kaynaklı Alevileri potansiyel katledilmesi gereken varlıklar olarak görmesini asla kabul etmiyoruz.

Aleviler katliamın tamamen durmasını istiyor. Bu katliamları yapanların yargı önüne çıkarılmasını istiyorlar. Alevilerin ve Hristiyanların anayasa güvencesine alınmasını talep ediyorlar.

Bizler bu katliamları yaşamamak için daha çok örgütlenmeliyiz. Bu bilinçle Newroz’u karşılayacağız. Newroz ateşini Alevilerle, Kürtlerle, Acemlerle, Türkmenlerle ve bütün halklar ve inançla harlayacağız.”

Tülay Hatimoğulları‘nın ardından TJA Sözcüsü ve EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, yaptıkları konuşmada demokrasi vurgusunda bulundu.

HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu’nun açıkladığı Newroz’un deklarasyonunun tamamı şu şekilde:

“Newroz, yaşadığımız coğrafyada Orta Asya, Anadolu, Balkanlar, Mezopotamya ve Orta Doğu halkları tarafından farklı biçimlerde kutlanır. Aleviler Cem’le karşılar, Newroz için ibadet eder. Kimi toplumlar baharın gelişi olarak karşılar, kimisi bayram olarak kutlar. Kürt halkı için ise Newroz direnişin, özgürlüğün ve yeniden doğuşun adıdır. Newroz, emekçi insanlığın değerlerini sahiplenen tüm mücadele güçleri için ilham ve güç kaynağıdır. Bu anlamın önüne geçmek için iktidarlar tarafından dar bir çerçeveye sıkıştırılmaya çalışılsa da Newroz’un hakikati direniş ve özgürlüktür. Kürt halkı mücadelesini yüzyıllardır Newroz’un ateşinde harlamış; varlığı, direnişi ve özgürlüğü bu ateşte cisimleşmiştir. Newroz ateşleri, halkların ve ezilenlerin tüm özlemlerinin ve iradelerinin etrafında birleştiği aydınlık olagelmiştir.

Bugün de Newroz, Kürt halkının özgürlük yürüyüşünün en güçlü ifadesidir. Dolayısıyla Newroz meydanlarından yükselen her ses, yakılan her ateş, söylenen her şarkı, durulan her halay özgürlüğümüze sahip çıkma iradesi olacaktır.

Bugün Newroz ruhunu yaşatmanın en büyük anlamı, Kürt halkının özgürlüğü ve tüm ezilenlerin, ötekileştirenlerin, yok sayılanların eşit birliği çerçevesinde barış ve demokratik toplum için mücadeleyi büyütmektir. Sayın Abdullah Öcalan 27 Şubat günü halkların ortak yaşamını ve onurlu barışını tesis etmek için tarihi bir çağrı yapmıştır. Bu çağrıyı Newroz’un özgürlük karakteriyle birleştirerek halkların özgür ve eşit bir yaşamını birlikte inşa etmenin mümkün olduğunu bir kez daha göstereceğiz.

Kutlamalarına başladığımız 2025 yılı Newroz, Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile taçlanmış olan özgürlük ve barış iradesine sahip çıkma Newrozudur. Şüphesiz Anadolu ve Mezopotamya halkları; inançları, kökenleri, dilleri gibi varlıklarının bir parçası olan özelliklerinden ötürü kıyımlarla karşı karşıya kalmış, varlıkları tehdit altında kalmıştır.  Kürt halkı, iktidarların inkarcı tutum ve baskı yasaları nedeniyle yok sayılmış, kutuplaştırma politikaları ile ayrımcı uygulamalara tabi tutulmuştur.  İnkarın sona erdirilmesi, tehditle kuşatma politikalarının son bulması ve demokratik toplumun yaşamsallaşması için Sayın Öcalan tarihsel bir sorumluluk almaktadır.

Sayın Abdullah Öcalan’ın bu  tarihsel sorumluluğunu yerine getirebilmesi için fiziki özgürlüğünün sağlanması ve serbest çalışma koşullarının oluşturulması acil ve zaruridir. Tüm ülke halklarının eşit kılınmasına yönelik bu çağrının gerçekliğe dönüşmesi, şüphesiz ancak herkesin katkısı ile mümkün olabilir.

Rehşanların, Ronahilerin, Zekiyelerin, Bêrivanların, Kaderlerin, İvanaların ve daha nicelerinin direnci ile hayat bulan kadın özgürlük  mücadelesi, bugün Jin Jiyan Azadî felsefesiyle Newroz ateşi olmaya devam ediyor.

İktidarların yürürlüğe soktuğu özel savaş politikalarına ve erkek egemen zihniyetin eril kodlarına göre dayatılan yaşama karşı duran, direnen kadın özgürlük mücadelesinin; demokratik toplumun ve barışın inşasında en büyük sorumluluğu alıp, barışın toplumsallaşmasını sağlayacağını biliyoruz.

Rojava Devrimi, aynı zamanda bir kadın devrimi olup Newroz’un özgürlük ruhunun bugünkü yansımasıdır.

Kuşkusuz, bu kazanımların kalıcılaşması ve halkların geleceğinin garanti altına alınması, mücadelenin büyütülmesiyle mümkündür. Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı yaktığı ateşin, bugün Rojava’daki devrimin yolunu ışıtacağını biliyoruz. Elbette bu kazanımları korumanın yolu, Newroz ateşi ile tutuşan mücadele meşalesini daha da yükseltmekten geçer.

Newroz’un özü, halkların özgür ve eşit bir biçimde bir arada aşama iradesi;  farklı dillerin, inançların, kültürlerin barış duygusu ile yaşam paydasında buluşabilmesidir. İşte tam da bu yüzden Newroz, tarihsel  ve güncel bir hakikattir. Demokratik toplum ve onurlu barış, Newroz’un direnişçi ruhuyla büyüyen değerleridir. Bu değeri korumak hepimizin üzerine düşen bir vazifedir.

Kürt halkı bulunduğu her yerde sürdürmekte olduğu mücadelesiyle direnişin ve yeniden doğuşun sembolü olmuştur. Halkların ortak mücadele ittifakının büyütülmesinin bu direnişi ve mücadeleyi daha güçlü bir  biçimde başarıya götüreceği bir hakikat olarak önümüzde duruyor. Merkezi hegemonya ve yerel güçlerin işbirliği, Ortadoğu’da yeni düzenler inşa etmek istiyor.

Ancak Kürt halkının bir yüzyıl daha dışardan dayatılan biçimlerle yönetilmeye tahammülü yoktur. Kürt halkı; demokratik toplum paradigmasıyla örgütlenerek, içinde bulunduğumuz coğrafyayı adil, eşit, özgür ve barışın hakim olduğu bir yere dönüştürme istek ve gayretindedir.

Kürt halkı Newroz alanlarında her zaman geçmişin direniş değerleriyle birlikte geleceği inşa etme iradesini gösterdi. Bu değerleri geliştirirken toplumsal hakikati esas aldı. Bu yıl da Newroz’un ruhuna uygun olarak Kürt halkı köylerde, sokaklarda, şehirlerde, dağ başlarında, meydanlarda halkların demokratik ittifakının daha da güçlenmesi için bir kez daha özgürlük yolunda ortak iradesini gösterecektir.

2025 Newrozu, direnişin ve özgürlüğün büyüdüğü, demokratik toplumun inşa edildiği, mücadelenin daha da ileri taşındığı bir dönüm noktası olacaktır. Newroz’un ateşi halkların ortak vatanda özgür yaşam birliği ruhuyla, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için yükselen taleplerle ve Rojava devriminin kalıcılaşması için verilen mücadeleyle güçlenecektir.

Newrozu böylesi anlamlı bir süreçle karşılamamız için çaba sarf eden Sayın Abdullah Öcalan’ın Newrozunu kutluyor, Newroz coşkusu ile halkların buluşmasını bekliyoruz. Gençleri, kadınları, emekçileri 7’den 70’e özgürlükten yana kalbi atan tüm halklarımızı, mücadelelerinin en özlü buluşmalarından olan Newroz kutlamalarına, alanlara çağırıyoruz! Tarihten bugüne mücadele mirasımızdan aldığımız ilhamla halkların ve ezilenlerin Newrozu’nu kutluyoruz. Newroz pîroz be…”

PİRHA/İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.