Alevi Haber Ajansi

‘Aleviler kadimden beri hep barıştan yana oldu’- VİDEO

PİRHA- Barış sürecine ilişkin gelişmeler tartışılmaya devam ederken, İstanbul’da bulunan Alevi kurum yöneticileri ve pirler, “Kendi kimliğimizle ifade edilmek istiyoruz, yasal bir güvence altına alınmasını istiyoruz. Bununla birlikte toplumun diğer dinamiklerinin de bu sürece dahil edilmesi gerektiğini, onların da rızalıklarının alınması gerektiğini düşünüyoruz. Herkesin rızalığının olması gerekiyor ki bu süreç kalıcı olsun” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Ahmet Türk ve Pervin Buldan’ın İmralı Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesinin ardından barış sürecine ilişkin gelişmeler yaşanmaya ve tartışılmaya devam ediyor.

Baba Mansur Ocağı evladı Haşim Kızılveren, Gazi Cemevi Genel Sekreteri Arzu Erdoğan, AKD Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş ve Baba Mansur Ocağı evladı Mehmet Karabulut konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundular.

“TOPLUMUN İÇİNDEKİ KİNİ SÖKÜP ALMALARI GEREKİYOR”

Baba Mansur Ocağı evladı Haşim Kızılveren, Alevilerin kadimden bugüne kadar hep barıştan yana olduğunu belirterek, “Hep kardeşlikten yana olduk, hep katledenin karşısında durduk. Her kim olursa olsun, Alevi’si olsun, Kürdü olsun, Laz’ı olsun, Çerkez olsun biz 72 milleti bir nazardan görürüz. 72 milliyeti bir nazardan gördüğümüz bu yaşamın içerisinde bütün haklar kardeş olmalıdır. Düşmanlığa gerek yoktur, dostluğa gerek vardır. Biz bu Türkiye Cumhuriyeti’nin içerisinde yaşıyorsak Alevisinden Kürdü’ne, Laz’ından Çerkez’ine herkesin yaşama hakkı vardır. Sen ben değil, barış olmalıdır, kardeşlik olmalıdır, dostluk olmalıdır. Hiç kimseyi ırksal olarak itham etmememiz gerekiyor. İşte bugünün koşullarında siyasetçiler belki çok bunları kullanıyorlar. Aynı çatı içerisindesiniz birbirimize terörist diyorsunuz. O çatıda birbirinizle barış içerisinde yaşayabiliyorsunuz, konuşabiliyorsunuz bunu sokağa da indirmeleri gerekiyor. Toplumun içerisindeki bu kini söküp almaları gerekiyor” dedi.

“HERKESİN BU SÜRECE DAHİL EDİLMESİ GEREKİYOR”

Gazi Cemevi Genel Sekreteri Arzu Erdoğan ise, bütün toplumsal iç dinamiklerle bir barış sağlanması gerektiğini belirterek, “Barış akademisyenleri ve içeride olan bir sürü insan var onlar bu sürece dahil değil. Hepsinin bu sürece dahil edilmesi gerekiyor. Hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’da yani dünyanın her yerinde barışın olması gerekiyor. İnsanların birbirleriyle normal bir ilişki çerçevesinde inançlarına, kimliklerine saygı duydukları toplumsal bir yaşam ortamının oluşması önemli” diye konuştu.

“HERKESİN RIZALIĞININ ALINMASI GEREKİYOR”

Erdoğan, “biz Aleviler olarak barış sürecinde tüm halklar gibi Türkiye’deki yaşamın normalleşmesini istiyoruz” diyerek şunları ekledi:

“Kendi kimliğimizle ifade edilmek istiyoruz, yasal bir güvence altına alınmasını istiyoruz. Bununla birlikte toplumun diğer dinamiklerinin de bu sürece dahil edilmesi gerektiğini, onların da rızalıklarının alınması gerektiğini düşünüyoruz. Herkesin rızalığının olması gerekiyor ki bu süreç kalıcı olsun. En büyük kaygımız kalıcı olamaması. Barışa dair söz söyleyenler şu anda cezaevindeyken bir barış süreci çok inandırıcı gelmiyor.”

“HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYARSA BU KARDEŞ KAVGASI BİTER”

AKD Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş; Alevilerin barış, hoşgörü ve kardeşlik felsefesinden geldiğinin altını çizdi. Odabaş şunları söyledi:

“Biz tarihler boyu hep bütün renklerin, kültürlerin, dillerin kardeşçe bir arada yaşamını savunduk, bundan sonra da savunmaya devam edeceğiz. Bir el uzatma ile birlikte yol alınsa da barış sürecini biz çok önemsiyoruz, benimsiyoruz. Burada tarihi bir süreç yaşanıyor. Herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekiyor. Türkiye halklarının hem ekonomik özgürlüğünü, hem fikirlerini, hem düşüncelerini, hem inançlarını, hem dillerini özgürce yaşayabilecekleri bir ortamın oluşması gerçekten özlediğimiz bir durum. Sorun sadece Kürt ve Türk halkının kardeşliği değil aynı zamanda tarihler boyunca katliamlarla, zulümlerle, sürgünlerle katledilen Alevilerin de anayasal güvence altına alınması, anayasada yerini alması gerekiyor. Söyleyecek sözlerini de her alanda, her meydanda söylemeleri gerekiyor. Barış sürecini örmeye çalışan siyasi parti temsilcilerinin, başta muhalefet olmak üzere bunu sivil toplum örgütleriyle, akademisyenler, yazarlar, sendikalar, kurum başkanlarının da içinde olabileceği bir komiteyi, bir komisyonu ya da kamil insanlardan oluşacak bir topluluğu oluşturması gerekiyor. Herkes taşın altına elini koyarsa bu kardeş kavgası bitmiş olur.”

“EĞER BARIŞ SÜRECİ OLACAKSA DEMOKRASİDE GEREKLİ OLANIN YAPILMASI LAZIM”

Barış sürecine ilişkin Alevilerin de beklentileri olduğunu söyleyen Baba Mansur Ocağı evladı Mehmet Karabulut şunları ekledi:

“Eğer bir barış süreci olacaksa, bu ülkede farklı inançlara mensup sayısız insan var bu insanlar kendini Anadolu topraklarında özgürce ifade edebilecek mi? Eğer barış süreci olacaksa demokraside gerekli olanın yapılması lazım.”

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak