PİRHA-Bursa Alevi Kadın Platformu’nun dönüşümlü aylık toplantısı AKD İnegöl Cemevinde gerçekleşti. Çilem Küçükkeleş konuşmasında, “Devlet bizi sadece Sünnileştirmek istemiyor, devlet bizi aynı zamanda erkekleştirmek de istiyor” dedi.
Bursa Alevi Kadın Platformu dönüşümlü aylık toplantısını Alevi Kültür Dernekleri (AKD) İnegöl Cemevinde gerçekleştirdi. Lokmaların pay edilmesi ile başlayan buluşmada lokma duasını Ana Bahar Akça verdi. Daha sonra gerçekleştirilen panelde Alevi Kadın Platformu’nun yürütmesi adına Hediye Zengin açılış konuşmasını yaptı ve panelin moderasyonunu yaptı.
“PLATFORM 7 YIL İÇERİSİNDE ÖNEMLİ BİR YOL KATETTİ”
Zengin, konuşmasında Bursa Alevi Kadın Platformunun 7 yıl içerisinde önemli bir yol katettiğini belirterek, “ÇEDES karşıtı eylemlere birlikte katıldık. Eşit yurttaşlık mitingini birlikte ördük. Ankara 3 Şubat kadın kurultayını birlikte ördük. Hacı Bektaş Veli Kültür Anmalarını birlikte ördük. Bu anlamda kadın arkadaşınız olarak, kız kardeşiniz olarak ben hepinize canı yürekten teşekkür ediyorum. Biz kadın kadının kurdu değil, kadın kadının yurdudur ilkesini içselleştirerek mevcut her şeyden önce Bursa’da bulunan 14 tane cemevimizin emektar kadınları, görünmeyen emek, yok sayılan sevgili kadınlar mekanlarımıza, cemevlerimize ilkemize, yolumuza sahip çıktığınızdan dolayı, emek verdiğinizden dolayı ben de platform adına, tüm başkanlar kurulu adına da hepinize canı yürekten teşekkür ediyorum” dedi.
“ALEVİLİK HERKESE BİRLİĞİ TAVSİYE ETTİ”
Gazeteci Çilem Küçükkeleş, Aleviliğin her şeyi talip gördüğü için her şeyi eşit gören bir inanç olduğunu belirterek, “Elbette bizim inancımız çok eşit bir inanç ama böyle insanı da kutsallaştıran değil, karıncanın da bizim kadar hakkı olduğunu bilen bir inanç. Bu dünyada yaşayan her şeyi canlı görüyoruz ve Alevilik her zaman herkese birliği tavsiye etti. Dünyanın en büyük ideolojisidir. Bu dünyada birlikte yaşayabilme kültürü, birbirinin farklılıklarını bilmek ve bu bilgiyle kimsenin ötekileştirilmediği, hiçbir canlının dışında kalmadığı, bu koca dünyayı dergah gören ve bu dergahtaki tek bir karıncanın bile talip olduğunu bilen ve her şeyi talip gördüğü için de her şeyi eşit gören bir inançtır”dedi.
“ALEVİLİK HİKAYE GİBİ ANLATILDIĞI SÜRECE EŞİTLİK KAVRAMINI DA KAYBETTİĞİMİZ GÜNLERE GELİYORUZ”
Aleviliğin yaşanılır değil, anlatılır bir inanç haline gelmesinden dolayı eşitlik kavramının da zamanla kaybolduğunu belirten Küçükkeleş, “Aleviliği de bir şekilde yaşanır hale getirmek gibi bir görevimiz var ve o görev de elbette ki şöyle değil Sünni’ler cuma namazına gidiyorlar, ritüelleri belli. Peki biz nasıl yaşayacağız kısmında bizim inancımız parçalı olmayı da kabul etmiyor. Yani ayın bir günü, beş günü, şu günü, bu günü değil hayatın her anında, her mekanında, her zamanında yaşanası bir inançtan bahsediyoruz ve doğal olarak da parçalı, ‘bir görev yerine getirdik, tamam Aleviyiz’ diyebileceğimiz bir inanç değil. Biz zorunu seçtik, zora talip olduk. Yani herkes kul olmayı tercih ederken biz talip olduk. Alevilik yaşanmaz, anlatılır gibi bir şeye dönüştürdük. Bunun tersine dönmesi için de yöntemlere ihtiyacımız var ve Alevilik hikaye gibi anlatıldığı sürece de o bahsettiğimiz eşitlik kavramını da peyderpey kaybettiğimiz günlere geliyoruz. Biz de bu kapitalist düzen içerisinde yaşıyoruz. Biz de 22 yıldır AKP iktidarıyla yaşıyoruz” diye ekledi.
“ALEVİ KADINLARI DA ÇEŞİTLİ EŞİTSİZLİKLER YAŞIYOR”
Alevi kadınlarında çeşitlik eşitsizlikler yaşadığını belirten Çilem Küçükkeleş şunları söyledi:
“Bu dünya, bu devlet bu kadar erkekler için kurulmuşken doğal olarak da Alevi kadınlar da çeşitli eşitsizlikler yaşıyorlar. İnsan olmaktan kaynaklı bazı haklarımızı tüm diğer komşu inanç ve kültürlere göre daha fazla gerçekleştirebilenleriz ama bunlar bizim eşit ve özgür olduğumuzu ispatlayacak şeyler değil. Hani diyorlar ya bizde kadınlar özgürdür, biz de kadınla erkek eşittir bu aslında bizim insan olmaktan kaynaklı kullandığımız insan haklarımız. Devletin bir amacı var, bu ülkenin kuruluş anayasası biraz böyle. Kuruluş anayasasına göre Türk, erkek ve Sünni olan bu ülkenin asli vatandaşı. Devlet bizi sadece Sünnileştirmek istemiyor, devlet bizi aynı zamanda erkekleştirmek de istiyor. Devlet bizi aynı zamanda iktidarlaştırmak istiyor.”
PİRHA/BURSA
Yoruma kapalı.