PİRHA- Dersim Barosu, belediyelere atanan kayyımlar konusunda açıklama yaparak, Belediye Kanunu’na 2016 yılında eklenen düzenlemenin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı. Yapılan açıklamada “İçişleri Bakanlığı, verdiği karardan derhal vazgeçerek belediye başkanlarımız Cevdet Konak’ı ve Mustafa Sarıgül’ü görevine iade etmeli” denildi.
Kayyım uygulamalarına hukuk örgütlerinden de tepkiler yükseliyor. Dersim ve Ovacık Belediyelerine atanan kayyımlar ardından Dersim Barosu da tepkisini dile getirdi. Konuya ilişkin yazılı açıklama paylaşan Dersim Barosu, “seçme ve seçilme hakkına aykırı” gördüğü kayyım kararını kınadı.
“HUKUKA AYKIRI MÜDAHALE”
Dersim Barosu, kayyım politikalarıyla “takdir yetkisinin” ortadan kaldırıldığının altını çizdi. Açıklamada, Belediye Kanunu’na 2016 yılında eklenen maddenin değiştirilmesi gerektiği vurgulanarak şöyle devam edildi:
“31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri sonrasında başlatılan kayyım uygulaması, Dersim Belediye Başkanı Cevdet Konak’ın ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün görevden alınmalarıyla Anayasa’ya, seçme ve seçilme hakkına, demokratik toplumun gereklerine aykırı ve ölçüsüz müdahaleye dönüşmüş ve ağırlığını giderek artıran bir düzeye ulaşmıştır.
Söz konusu kayyım uygulamasının dayanağı olarak sunulan Anayasa’nın 127. maddesinin dördüncü fıkrasının son cümlesi ‘görevle ilgili bir suç sebebi ile’ İçişleri Bakanı kararıyla geçici görevden uzaklaştırmayı düzenlemektedir. Nitekim 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. maddesinde de paralel bir düzenleme yer almaktadır.
Ne var ki, Belediye Kanunu’na ilk olarak darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hâl döneminde 674 sayılı KHK ile eklenen, ardından 6758 sayılı Kanun’la yasalaşan 45. maddenin ikinci maddesinde yer alan ‘…terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması’ hallerinde İçişleri Bakanlığı tarafından belediye başkanı görevlendirilebileceği düzenlemesinin anayasal temeli bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi merkezî yönetimin vesayet yetkisini 127. maddenin beşinci fıkrasının sınırladığı durumların dışına çıkarmanın yerel yönetim ve yerinden yönetim ilkelerini yadsımak anlamına geldiğini, görevden uzaklaştırılan kişilerin yerine merkezî yönetimin siyasal kimlikli organları tarafından atama yapılmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu belirtmektedir. Atama yetkisinin merkezî yönetimin siyasal kimlikli organlarına verilmiş olması, salt bu hedefi sağlamaya yönelik soruşturma ve kovuşturma açtırma ve bu nedenlerle görevden uzaklaştırma olanağı her zaman bulunduğundan ‘geçici’ atama, ‘sürekli’ atamaya da dönüşerek, hukuka aykırı bir müdahale oluşturmaktadır (AYM, E.1987/22, K.1988/19, 13/06/1988).
Nitekim, görevden alınan başkan yerine görevlendirilecek kişi için kanun yalnızca belediye başkanı seçilme yeterliğine sahip olması koşulunu düzenlemiş olmasına rağmen, son kayyım atamalarında, herhangi bir belediye meclisi üyesinin değil valilerin ve kaymakamların atanması, takdir yetkisinin, seçmenin iradesi gözetilmeden kullanıldığının açık bir göstergesidir.
İçişleri Bakanlığı verdiği karardan derhal vazgeçerek belediye başkanlarımız Cevdet Konak’ı ve Mustafa Sarıgül’ü görevine iade etmeli; Belediye Kanunu’na 2016 yılında eklenen düzenleme değiştirilmeli, seçme ve seçilme hakkına müdahale anlamına gelecek tek bir uygulama daha gerçekleştirilmemelidir.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.