PİRHA – 68 kuşağının önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, idam edilişlerinin 52’nci yıldönümünde Taksim AKM’den 6’ncı Filonun denize döküldüğü Dolmabahçe’ye yürüyen ve açıklama yapan Emek Gençliği, “Denizlere sözümüz, tek adam yönetimine karşı Türkiye gençliğini işçi sınıfının mücadele saflarında örgütlemektir!” dedi.
Emek Gençliği, “Emperyalistlere, işbirlikçilere, işgalcilere geçit yok! Denizlerin yolunda, Filistin halkının yanındayız!” şiarı ile 68 kuşağının önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, idam edilişlerinin 52’nci yıldönümünde Taksim AKM önünde bir araya geldi. Emek Gençliği, Taksim AKM’den 6’ncı Filonun denize döküldüğü Dolmabahçe’ye ellerinde meşalelerle koştu. Ardından basın açıklaması yapıldı.
Sık sık “Barbarlık yenilecek direnen halklar kazanacak” “Emperyalistler işbirlikçiler 6.filoyu unutmayın”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganları atıldı.
Basın açıklamasını Emek Gençliği adına Berkay Morkan okudu.
“NESİLLER BOYU SÜRDÜRÜLECEK BİR MÜCADELENİN MİRASINI BIRAKTILAR”
Açıklamada şunlara vurgu yapıldı:
“Bugün 6 Mayıs 2024. ‘68 öğrenci hareketinin öncüleri, anti-emperyalist mücadelenin simgelerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, ve Hüseyin İnan’ın idam edilmelerinin 52.yıldönümü. Deniz’in, babasına yazdığı son mektupta da dediği gibi, ‘İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler. Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir’. Doğup, büyüyüp, yaşayıp, öldükleri kısa zaman zarfı içerisinde, belki de birkaç ömüre sığacak mücadeleler verip, bize de nesiller boyu sürdürülecek bir mücadelenin mirasını bıraktılar.
“ONLARIN İZİNDEN YÜRÜMEK TUTARLI BİR MÜCADELEYİ GEREKTİRİR”
Sadece Filistin’de değil, bugün Ukrayna’da, Suriye’de, Kuzey Irak’ta halklar emperyalistlerin hedefi haline geliyor. Milyonlarca insan doğup büyüdükleri yurtlarını terk etmek zorunda kalırken onbinlerce insan bir avuç sermayedarın, bir avuç kapitalistin biraz daha kâr etmesi uğruna can veriyor. Denizlerin mücadelesini sahiplenmek, onların miras bıraktığı ışıkla yolumuzu aydınlatmak sadece Filistin için kederlenmekten ibaret değildir. Kürtçe, Arapça, Türkçe demeden, konuştuğu dile bakmadan, halkların ezilmesine, zulüm görmesine karşı ses çıkarmak gerekir. Filistin dolayısıyla İsrail’e tepki gösterirken Türkiye’yi de döktüğü kanlardan, Kuzey Irak’taki işgallerinden, İliç’te toprak altında bıraktığı işçilerden, emperyalist tekellere köle yaptığı milyonlardan sorumlu tutmak ve hesabını sormak bugün Denizlerden devraldığımız anti-emperyalist mücadele için bir zorunluluktur. Zira onların izinden yürümek tutarlı bir mücadeleyi gerektirir. Gerektirir, çünkü onlar bizim için tarihsel birer figürden, geçmişe bakıp yadedeceğimiz sıradan birer kahramandan çok daha fazlası. Onların yaşamları, devrimci dirayetleri, tavırları, bilinçleri bugün bizim yolumuzu aydınlatan, geleceğimize yön veren bir özelliğe sahip. Bugün Filistin’e destek olurken, yabancı maden şirketlerine karşı mücadele ederken, kampüslerde, fabrikalarda, mahallelerde demokratik haklarımız için mücadele ederken onların hayatları bize rehber oluyor.
“DENİZLER TARİHİN SAYFALARINDA BİR ANI DEĞİL, GELECEĞİMİZİ AYDINLATAN BİRER IŞIK OLDULAR”
Bilinçlerini, azimlerini, dirayetlerini sahipleniyor ve geçmişin hatalarından ders çıkararak kendi geleceğimizi inşa ediyoruz. Denizler tarihin sayfalarında bir anı değil, geleceğimizi de aydınlatan birer ışık oldular.
Bugün dünya gençliği Filistin halkının kurtuluşu için seferber oldu. Biz Türkiye’de bu seferberliğin bir parçasıyız. Çünkü, dünya gençliğinin kaderini emperyalist silah tekelleri değil, NATO, İMF, Dünya bankası gibi kapitalist emperyalistlerin örgütlü güçleri değil, dünyanın işçi emekçilerinin örgütlü gücü belirlerse ancak kurtulabiliriz, kurtuluşumuz işçi emekçilerin saflarında, onların iktidar mücadelesindedir diyoruz! Dünya gençliği olarak özlemini duyduğumuz barışın koşulunu her ülkenin kendi emperyalistlerine ve işbirlikçi hükümetlerine yönelecek mücadelede görüyoruz. Tek adam yönetimi biat ettiği emperyalistlerle birlikte tarihin karanlığına gömülecek. Çünkü karşısına bağımsızlık ve demokrasi talebi çıkan hiçbir diktatör hayatta kalmamıştır. Denizlere sözümüz, tek adam yönetimine karşı Türkiye gençliğini işçi sınıfının mücadele saflarında örgütlemektir!”
NUR SÜRER: BU ÜLKENİN DRAMI BİTMİYOR
Açıklama sonrası söz alan sanatçı Nur Sürer, “Bu ülkenin dramı bitmiyor. 6 Mayıs’larda bende hepiniz gibi sabah kalkarım ve ne kadar acılı bir güne uyandık diye düşünürüm. Sizler oldukça ne Deniz ne Hüseyin ne Yusuf ne Mahir ne de İbrahim unutulacak” diye konuştu.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.