Alevi Haber Ajansi

‘Hakk’a uğurlama cemlerde olduğu gibi saz ve deyişlerle olur’-VİDEO

PİRHA- Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde yapılan muhabbet ceminde konuşan Musa Kazım Engin dede, Alevi inancında ölüm ve öteki dünya olmadığını belirterek, Alevi inancının Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal’ın ışığı ile bugünlere geldiğini kaydetti. Engin ayrıca Hakk’a uğurlama erkanının cemlerde olduğu gibi saz ve deyişlerle yürütüldüğünü vurguladı. 

Antalya’da Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde muhabbet cemi yapıldı. Ceme, Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği Eşit Başkanı Gülçin Akça, Yol yürütücüsü Zakir Süleyman Demir, Kızıldeli Sultan Ocağı evlatlarından Yol hizmetkârı Mustafa Sazcı, Kureşan Ocağı evlatlarından Musa Kazım Engin ve Zakir Barış Karabatak, Onur Can Doğancı katıldı.

 “ALEVİ İNANCINDA ÖLÜM VE ÖBÜR DÜNYA KAVRAMI YOKTUR”

Kureşan Ocağı evlatlarından Dede Musa Kazım Engin yaptığı konuşmasında, “Yunus der ki ölür ise ten ölür canlar ölesi değil. Tabii ki biz o can kavramını içimizde taşıyoruz. Yunus 800 yıl evvel söylemiş bu sözü. Biz ölüme inanmayız, Alevi Bektaşi inancı ölüme inanmaz. Sadece ‘don değiştirdi kalıp değiştirdi Hakk’tan geldi yine Hakk’a gitti’ deriz. O nedenle ‘ölürse ten ölür canlar ölesi değil’ sözü buradan gelir” dedi.

“ALEVİLER HİÇBİR ZAMAN ZALİMLERE BİAT ETMEMİŞTİR

Alevi inancının Hünkâr Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal’ın ışığı ile bugünlere geldiğini belirten Engin, “Bizleri bugünlere taşıyan, getiren ve her türlü zulme rağmen o ışığı, o aydınlığı ısrarla taşıyan, ısrarla devam ettirenlerdir. Çünkü tarih boyunca hiçbir zaman biat etmemişler. Hiçbir zaman devletin, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın koyduğu sınırlara, kurallara ve mecburiyetlere hiçbir zaman uymamışlar. Peki karşılığı ne olmuş?  Karşılığı ölüm olmuş, sürgün olmuş, katliam olmuş” diye belirtti.

“BİZ CEMLERİMİZİ VE CENAZE ERKANLARIMIZI SAZLA, DEYİŞLERLE, NEFESLERLE YAPARIZ”

Cemleri ve Hakk’a yürüme erkanlarını telli kuran olarak bilinen bağlamalarla yaptıklarını vurgulayan Engin, şöyle devam etti:

“Cemlerimizi kuran dediğimiz bağlamalarımızla yapıyor muyuz? Yapıyoruz. Yüzyıllardır bunu yapıyor muyuz? Yapıyoruz. Bu bir cem midir? Evet cemdir. Bizim Hakk’a yürüme erkanlarımız da bir cemdir. Biz Hakk’a yürüme erkanlarında sırtımızı canlara dönerek Hakk’a yürüme erkanı yapmıyoruz. Biz cemal cemale bir yarım ay biçiminde yapıyoruz. Tabutun bulunduğu tarafta Hakk’a yürüyen canın ailesi, eşiti çocukları musahibi varsa müsahibi. Niçin oradalar? Karşısında olan canlara hesap vermek için oradalar. Biz hesabımızı bu dünyada görüyor, öbür tarafa bırakmıyoruz. Bizim halk, mahkemelerimiz burada. Biraz evvel hizmet için rızalık aldık. Biz rızasız hiçbir şey yapamayız. Bizim yolumuzun temeli rızalığa ve ikrara dayanır. İkrarsız da hiçbir şey yapamayız. Pir Sultan Abdal diyor ya “İkrarsız şeytan-ı lain üçüncü ölmem bu hain, Pir Sultan ölür dirilir.”

Gülbenklerin okunması, deyiş ve nefeslerin söylenerek semahlar dönüldü. Çerağların sırlanması ile lokmalar pay edildi.

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak