PİRHA- Zakir Barış Karabatak, Alevi toplumunda muhabbet geleneğine değinerek “Nasıl ki bir insan aç ve susuz yaşayamazsa, Alevi toplumu da Muhabbetsiz kalamaz” vurgusunu yaptı. Zakir Karabatak, günümüz cemlerinde muhabbetin eksik kaldığını da belirterek “Şimdilerde cemde sadece dedenin kendisi konuşuyor. Oysa muhabbet karşılıklı yapılır” eleştirisinde bulundu.
Antalya’da Zakirlik hizmeti yürüten Barış Karabatak, kendisini “Muhabbetten gıda almaya çalışan bir canınız olarak cemlere girip çıkıyorum” sözleriyle tarifliyor.
Zakir Karabatak, aktif şekilde Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Antalya Şube ile Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneğinde hizmet yürütüyor.
“YOL’A GİRMENİZ İÇİN BİRİLERİNİN DESTEKLEMESİ GEREKİR”
İstanbul ve Isparta’daki cemlere de katıldığını belirten Karabatak, özellikle gençlerin yoksunluğundan bahsederek “Gördüğüm durum, gençlerimizin cemevlerini bırakması yönünde oldu. Gençlerimizin cemevlerine gelmemesinin nedeni sadece gençlerde aranmamalı. Düşünün, cemlerde size hiçbir şey öğretilmiyor. Sizin o yola girmeniz için birilerinin desteklemesi gerekir. Bu sadece anne, babalarla bitmiyor” diye ifade etti.
“GENÇLERİ CEMEVLERİNE GETİRMEK DEDELERN BOYNUNUN BORCU”
Zakir Karabatak, gençleri cemevlerine getirmenin bütün dedelerin “boynunun borcu” olduğunu vurgulayarak “Dedeler yaptıkları cemlerde daha çok gençlerle, taliplerle muhabbet etmek zorunda. Hüdayi’nin dediği gibi,
Hüdayiyim hüdamız var,
Dost elinden bademiz var.
Muhabbetten gıdamız var,
Ölüm ölür biz ölmeyiz,
Muhabbetten gıda alan bir toplumla muhabbet etmezseniz bir yerden sonra ölür ”diye konuştu. Nasıl ki bir insan aç ve susuz yaşayamazsa muhabbet etmeyen Alevi toplumu da yaşayamaz. Günümüzde yapılan cemlerde çok fazla konuşulmuyor. Bu durum bizim kusurumuz. Dede cemde çıkıyor konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor… Oysa muhabbet karşılıklı yapılır. Eğer karşılıklı yapılmıyorsa o muhabbet ‘muhabbet’ olmaz” diye belirtti.
“DEDELERİN ARAPÇA VE İSLAMİ RİTÜELLERİ KULLANDIĞINI GÖRDÜM”
Cemlerde Arapça duaların ve İslami kavramlarının kullanıldığını da anlatan Zakir Karabatak, “Benim katıldığım cemde Arapça dua ve cennet cehennem kavramları kullanıldı. Ben 12 yaşında bir çocuğum, benim söylediğim şeyi çokta fazla ciddiye alacaklarını düşünmüyorum. Ama ben sessiz kalıyorum diye onların yaptıkları şey doğru değil” dedi.
“CEM ERKANLARI ANA DİLDE YAPILMALI”
Zakir Karabatak, anadil vurgusu da yaparak şöyle devam etti:
“Bu ülkede sadece Türk, Alevi-Bektaşi ve Kızılbaşlar yaşamıyor. Farklı dillerden olan canlarımız da yaşıyor ve cemlere katılıyor. Dedeler, toplumun ana dili ne ise o dille cem yürütmesi gerekir diye düşünüyorum.
Bir yerde bir haksızlık varsa ona sessiz kalmak, mazluma yapılacak en büyük haksızlıktır. Haksızlığa karşı tabii ki ses çıkaracağız, bunları dile getireceğiz. Yol’umuzdan da bahsedeceğiz. Yol’umuzdan bahsetmeden bir cem yürütürsek o cem cem olmaktan çıkar. O yüzden Yol’umuzdan da bahsedelim, gündelik yaşanan siyasi gelişmelerden ve haksızlıklardan da bahsedelim.”
“CEMEVLERİNDE SANATSAL ETKİNLİKLER YAPILMALI”
Cemevlerinin sadece cem yapılan yerler olmaktan çıkması gerektiğini belirten Karabatak, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Bir yazar veya iyi bir sinemacı ya da müzikle ilgili aktiviteler yapan bir insanın, gelip burada çalışma yapması gençlerin çok ilgisini çeker. Ben de bir Alevi genç olarak Yol’uma çok bağlı bir insanım. Bu beni de motive eder. Cemevlerine gelmek istemeyen, bu Yol’dan uzaklaşmış canlarımız için düşünün nasıl motive edici bir durum olur.
Konyaaltı Alevi Bektaşi Cemevi Derneği’nde orta yaş üzeri semah grubu mevcut. Bu semah grubuna gençleri toplamaya çalışıyoruz. Gençlerimiz şu an çok az. Bu semah grubunda sadece yaşını almış canlarımız var. Çok fazla genç yok. Bütün gençlerimizi bekliyoruz. Bütün cemevlerinde bu tür aktiviteler yapılmalı”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.