PİRHA – Dersim’de Sütlüce Köyü yakınlarında yapımı planlanan “Entegre Katı Atık Bertaraf Tesisi” projesine karşı çıkan yüzlerce köylü ve çevreci, 55 bin ağacın kesileceğini, yaban hayatının yok olacağını ve kutsal mekanların yok edileceğini belirterek, Kırmızıdağ Çevre Platformu öncülüğünde belediye binasına yürüdü.
Tunceli Belediyesi öncülüğünde 6 ilçenin belediye başkanlığı tarafından Avrupa Birliği’nin de fon desteğiyle, merkeze bağlı Sütlüce Köyü yakınlarında, 18 hektarlık alana yapımı düşünülen ‘Entegre Katı Atık Bertaraf Tesisi’ projesine karşı protestolar sürüyor.
Köylüler, projenin yapılmasıyla 9 köy 32 mezranın olumsuz yönde etkileneceğini, bölgede 55 bin ağacın kesileceğini, doğanın tahrip edileceğini, kutsal gördükleri inanç yerlerinin çöp altında kalacağını, geçim kaynakları olan tarımsal ve hayvansal faaliyetlerin son bulacağını belirten ve 2 yıldır aralıklarla eylem yapan köylüler, bölgeye yüklenici firmanın geleceğini öğrenince yolu araç ve taşlarla kapatarak nöbet başlatmıştı.
Sabah saatlerinde Tunceli Belediyesi’nin Orman İşletme Müdürlüğü’ne ‘ağaç kesimi’ için verdiği dilekçeyi öğrenen yüzlerce köylü, şehir merkezinde Hürriyet Caddesi üzerinde bir araya geldi. Ellerine köy isimlerin olduğu dövizleri ve pankartları alan yüzlerce köylü belediye binasına yürüdü. Yürüyüşte sık sık ‘doğamıza sahip çıkacağız’ ve ‘ Maçoğlu neredesin’ sloganları atıldı.
“İKİ ÜÇ KİLOMETRELİK ALANDA BÜYÜK BİR TAHRİBAT YARATILMAK İSTENİYOR”
Köylüler adına açıklama yapan Avukat Özgür Ulaş Kaplan, projenin yapılmasıyla doğanın tahrip olacağını belirterek, şunları ifade etti:
“Bilindiği üzere burada Sütlüce köyü sınırları içerisinde yapılması düşünülen bir katı atık çöp tesisi projesi var. Bu projenin özellikle yapılacağı alana ilişkin yöre halkı uzunca bir süredir itirazlarda bulunuyor yapılacağı alanda elli beş bin ağaç kesilecek. Mahkeme bilirkişi raporlarıyla tespit edilen rakam elli dört bin dokuz yüz ağacın orada kesileceği, tamamen tıraşlanacağı ve çıplak bir araziye dönüştürüleceği yönünde raporlar tanzim edilmiştir. Bizler uzunca bir süredir yöre halkıyla ve çevreci dostlarımızla bir mücadele yürütüyoruz. Ama ne yazık ki bu mücadeleye Dersim’deki sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, kurum ve kuruluşlar destek olmadılar. Bizleri yalnız bıraktılar. Bu mücadele sadece oradaki yöre halkının, köylülerin, üç beş sorunu değil. Bunu defalarca dile getirdik. Yani bir çevre sorunu ortaya çıktığı zaman bunu yapanın kimliği önemli olmadan kim tarafından gerçekleşirse gerçekleşsin tepki göstermek gerekirdi. Ama bakıyoruz yani farklı niyetler ve hesaplar mı var artık anlamıyoruz. Kamuyu sıfatlı yerel yönetim bu tahribatı meydana getirdiği zaman halk yalnız bırakılıyor. Halka destek olunmuyor. Yani yanı başınızda gerçekleşen bir İliç olayı var. İliç’te meydana gelen dağ tahribatının tüm yüreği halkı, Dersim’i dahi nasıl etkileyebileceği ortada Bu çevre sorunu da sadece o köyü etkilemeyecektir. Sadece oradaki insanların yaşam alanları yok olmayacaktır. O kimyasal gaz yakma ünitelerine çıkan gazlar, o kokular, o sızıntılar tüm şehri etkileyecektir. Dersim’in üstüne olduğu gibi çökecektir. İki, üç kilometrelik bir alanda böyle büyük bir tahribat yaratılmak isteniyor.”
“MAÇOĞLU AĞAÇLARIN KESİLMESİ İÇİN YAZI YAZMIŞ”
Kaplan, yakın tarihte Tunceli belediye başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun Orman Genel Müdürlüğü’ne ağaç kesimi yapılması için yazdığı yazıdan bahsederek, “Yine yerel yönetim belediye başkanı Fatih Maçoğlu’nun resmi yazışmalarında bizzat mevcut. Üstelik ihaleyi alan şirketin saha ziyaretleri sırasında demokratik yetkilerini kullanan yöre halkına karşı sorun yaşamaması için jandarmadan yardım talep edileceği bizzat resmi yazışmalarda dile getirildi. Biz bunları dile getirdik. Yakın tarihli bir yazıda Maçoğlu ormanların kesilmesi için Orman Genel Müdürlüğüne yazı yazmış. Bu yazıyı da inceledik. Yani kendisi burada dahi değil. Seçim çalışmaları yürütüyor. Ay Yıllardır burada olmayan bir ay sonra resmi aylardır da fiili olarak belediye başkanlık görevi bitmiş, yerine getirmeyen bir insan bu meselede böyle bir yazışma içerisine girebiliyor. Yani bu yazının ne şekilde yazıldığı da belli değil. Kendisinin o tarihlerde İstanbul’da olduğu da ortada olan bir gerçek. Usulsüz işlemlerle bu projeyi istiyorlar. Ya bu kadar ısrar edilmesini de biz anlamış değiliz. Bir an önce bu projeden vazgeçilsin” şeklinde konuştu.
“BU ŞEHRİN MESELESİDİR”
Çöp tesisin yapıldığı yerin kentte çok yakın olduğunu belirten Sütlüce Köyü Muhtarı İmam Çelik, şu şekilde konuştu:
“Bu olay sadece Sütlüce’nin, Kocalı’nın, Baldan’ın ve Çıralı’nın, meselesi değil. Bu Tunceli’nin bir meselesidir. Şurada kayayı görüyorsunuz, bu kayanın arkasındadır bu çöp tesisinin yapılacağı alan. Bu tesis şehrin yanı başındadır yani. Tesis yapılırsa orada sadece biz ölmeyeceğiz. Sizler de öleceksiniz. Onun için herkes elini vicdanına koysun, duyarlı olsun. Orada inanç yerlerimiz var. Orada köylerimiz var. Tarım arazilerimiz var. Bunları yok olmaması için biz bunu yapıyoruz. Bilhassa insan sağlığı için mücadele ediyoruz. Bu kayanın arkasından sabahleyin kalkın kenttin üstünü duman almış ve pencerenizi açamıyorsunuz. Onun için sizden duyarlı olmanızı istiyoruz.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.