PİRHA – PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın faaliyetlerini eleştirerek “Alevi kurumlarını teslim almaya, lağvetmeye dönük çok organize, profesyonel bir çalışma içerisindeler” diye konuştu.
Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, genel merkez düzeyinde ikna edemediği Alevi örgütlerinin şubelerine yönelik faaliyetlerini sürdürüyor. Az sayıda da olsa kimi örgütlerin şubeleri, Cemevi Başkanlığının tekliflerini kabul ederek genel merkez kararlarına aykırı davranıyor.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, Cemevi Başkanlığının girişimlere karşılık konuştu. Erçe, PSAKD’ye bağlı tüm şubeleri dolaşarak söz konusu tehlikeye dair uyarılarda bulunduklarını vurguladı. Alevi örgütlerine yönelik ciddi bir operasyonun yürütüldüğünü ifade eden Cuma Erçe, şöyle devam etti:
“Şu ana kadar açıkçası enerjimizin önemli bir kısmını toplumda duyarlılık yaratmaya ayırdık. Türkiye’yi karış karış gezerek, bütün kurumlara, cemevlerine adım adım yaklaşmakta olan tehlikeyi anlatan bir çaba içerisinde olduk. Alevi örgütlenmesine dönük evet çok ciddi bir operasyonun olduğunun farkındayız. Üyelerimizi bazen sert sözlerle; ‘kim ki bunlarla ilişki içerisinde olursa bizimle beraber olamazlar’ ifadelerini de kullanarak, hem üyelerimizi hem şubelerimizi bu noktada uyardık. Daha düne kadar ‘Alevi’ ismiyle kurulan dernekleri yasaklayan bir zihniyetin, bugün başına ‘Alevi’ kelimesi koyarak, Kızılay’ın göbeğinde devasa bir binayı da kendilerine üst yaparak, devletin bütün imkanlarını; vali, kaymakam, emniyet müdürleri, tarikat ve cemaatlerini seferber ederek nasıl içimize yöneldiklerini, bu tehlikeyi görüyoruz. Ve bu tehlike ne yazık ki önce kendilerine benzeyen ya da kendi kontrollerinde dernekler, federasyonlar kurarak devam etti. İşte Horasan Erenleri bunun en başında geleniydi. Bir takım hediyeler sundular. Üstelik Hacı Bektaş’ta Serçeşme’mizde devasa bir arsayı onlara bağışladılar. Hatta ‘Cemevi Külliyesi’ diye Alevi dünyası içerisinde adı hiç bilinmeyen, absürt bir kelimeyle orada bir merkez yapmaya kalktılar. Bununla da yetinmediler, var olan Alevi kurumları içerisinde de kendilerine yandaş elde edebilmek adına kimi zaman rüşvet, kimi zaman vaatler, kimi zaman açık şekilde tehdit ederek ne yazık ki bazı kurumları bu noktada ele geçirmeye çalıştılar.”
“DEVLET, ALEVİ ÖRGÜTLERİNE OPERASYON YAPMAKTA”
Cuma Erçe, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın tekliflerini kabul eden kurumların, yerel örgütler olduğunun da altını çizdi. Erçe, Alevi toplumunun, devlet tarafından teslim alınmaya çalışıldığını da söyleyerek şöyle devam etti:
“Ele geçirmeye çalıştıkları kurumların önemli bir kısmı örgütsüz kurumlardı. Yani köylerde muhtarlıklar ya da tüzel kişilikler adı altında kurulmuş yerlere yönelmişlerdi. Şimdi ise örgütlü yapılarımıza yönelmeye başladılar. Bir başka örgütün iç işleyişi olmaktan çıktığı için rahatlıkla söyleyebilirim ki Alevi Kültür Dernekleri’nin Antep Şubesinin, yol arkadaşlarımızın bulunduğu bir derneği ele geçirmek adına bizzat devlet operasyon yapmaktadır. Yani Cemevi Başkanlığı, orada mevcut yönetimi kullanarak operasyonel iş içerisine girmiştir. Bu anlamıyla Alevi Kültür Dernekleri’nin kendi şubesi ile ilgili aldığı karar tamamen meşrudur ve arkasındayız. Bizzat öncesinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile görüşme yaparak, o görüşmeden aldığı hız ve cesaretle üstelik mevcut iktidar partisinden de meclis üyesi adaylığını da garantilemesi Alevilikte tamamen düşkünlükle eş değer sayılacaktır.
“ALEVİ KURUMLARINI LAĞVETMEYE DÖNÜK ÇALIŞMA”
Ama Cemevi Başkanlığı denilen yer, bizim açımızdan yok hükmünde olacağı, asla ve asla tanımayacağımız noktasındaki duruşumuzdan en küçük bir adım geri atma durumumuz yok. Kimi şube yöneticilerimiz zaman zaman kayabilir, eksenden çıkabilirler. Onları uyararak, gerektiğinde de aramızdan uzaklaştırarak bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Esas olan Alevi toplumunda bu bilinci oluşturabilme çabasıdır. Eğer Alevi toplumu bu bilince eremezse ne yazık ki bir takım vaatlerin, rüşvetlerin etkisi altında kalabilirler. Hatta hiç arzu etmeyiz ama köylerimizde ikiliklerin yaratılmasına sebep olabilir.
Yetişebildiğimiz oranda her yere ulaşmaya çalışıyoruz ama tekrar etmek istiyorum, devlet bütün kurumlarıyla, yani en tepesinden, saraydan en alttaki milli eğitim müdürüne kadar hepsi seferber olmuşlar, Alevileri, Alevi kurumlarını teslim almaya, lağvetmeye dönük çok organize, profesyonel bir çalışma içerisindeler. Bunu Alevi dostlarının da görmesi ve bu anlamda var olan 35 yıllık büyük bedeller ödeyerek kazandığımız bu kurumlara sahip çıkılması gerekiyor.”
“GÖRÜŞME YAPACAK KİŞİ DERHAL GÖREVDEN ALINACAKTIR”
Cuma Erçe, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne bağlı hiçbir şubenin şu ana kadar Cemevi Başkanlığı ile direk bir teması olmadığını da vurguladı. Erçe, “Ancak cemevi başkanının da katıldığı bir toplantıya katılan bir şubemiz olduğunu biliyoruz. Bu konu bilgimiz dahilindedir. Onunla da gerekli görüşmeleri yaptık, itirazlarımızı sunduk. Yani birebir bir görüşme asla olmadı. Bir şubemizde de bir erkan yürütücüsü arkadaşımızın görüşmesi olduğu duyumunu aldık. Buna dair de derhal soruşturmamızı başlattık. Cemevi Başkanlığı ile yapılacak bir görüşmeye rastlamamız halinde ilk yapacağımız iş, derhal o yönetimi görevden almaktır. Soruşturmaya bile gerek yok, çok açık ifade etmişiz, derhal görevden alınacaktır. Gerekiyorsa şubemizden vazgeçeriz ama ilkelerimizden vazgeçmeyiz. İlkelerimizden vazgeçersek bu başka yerlere de sıçrar, kötü örnek oluşturarak tabanda çok hızlı şekilde yayılır” ifadelerini kullandı.
“KURUMUN DERHAL KAPATILMASI İÇİN ÇABA SARF EDECEĞİZ”
Yapılan baskıların toplum nezdinde karşılık bulmayacağını söyleyen Cuma Erçe, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Devlet tarihi boyunca defalarca bu yollar denendi. Dedelere gri pasaport vererek, çocuklarımızı asimile edemeyince İran desteğine başvurarak, Aleviliği Şialaştırmaya çalıştılar ama oda olmadı. O meşhur söz ‘Siz Sünnileştiremiyorsanız bırakın biz Şialaştıralım’ ifadeleri hepimizin halen kulaklarında. Bu operasyonların hepsinin geri teptiğini, bunun da geri tepeceğini biliyoruz. Fakat bu aşamada insanların kafasının karışabileceğini, karışmaması için de yoğun bir çaba içinde olduğumuzun da bilinmesini istiyoruz. Sadece bizim derneğin değil, diğer dost Alevi kurumlarıyla da görüşmemizin birinci gündem maddesi bu. Bu Cemevi Başkanlığını tanıyan ya da bunların ekmeğine yağ süren her adım bizim açımızdan büyük tehlikeler barındırıyor. Asla kabul etmeyeceğiz. Ancak ve ancak bu kurumun tasfiyesine yönelik bir adım atılacaksa görüşmelerimizi bunların muhatabı olan yukarısı ile yaparız. Ama şartımız bu kurumu kesinlikle tanımayacağız, bu kurumun derhal kapatılması için her türlü çabayı sarf edeceğiz.
“BUNLARA ASLA TESLİM OLMAYACAĞIZ”
Anayasa Mahkemesi’nde bu kurumun açılmasına sebep olan yasanın iptali ile ilgili açılmış davamız da var. Dava sürüyor fakat ne yazık ki Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararları dahi tanımayan bir hükümetle karşı karşıyayız. O zaman bize de düşen şey şudur; evet yasal ve hukuki yoldan mücadelemiz sürecek ama meşru ve fiili mücadele hakkımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Sokaklar bizimdir, yasalar onların olsun. Meşru ve fiili mücadelemizi gerektiğinde sokakta da sonuna kadar sürdüreceğiz. Bunlara asla teslim olmayacağız. Türkiye’yi karanlığa sürüklüyorlar. İlkokul çocuklarını topluca camilere, namaza götürenler, bu ülkeye aydınlık getiremezler. O nedenle de adları ‘Ak’ ama kendileri kara olan bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu ülkede yaşayan milyonlarca laik, aydınlanmadan ve bilimden yana insan var, hep beraber bu karanlığı sonlandırmak için çaba harcayacağız.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.