PİRHA –PSAKD Ataşehir Şubesi Cemevi’nde, “Yeni yüzyılda devletin Aleviler gerçeği ve Alevilerin görevleri” başlıklı panel gerçekleşti.. Panelde konuşan PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, ÇEDES, zorunlu din dersleri ve eğitim müfredatı konularına değinerek, “Topyekün mücadele verme konusunda eksiğiz” dedi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD)Ataşehir Şubesi Cemevi’nde, PSAKD Ataşehir Şube Sekreteri Hasan Gülüm’ün moderatörlüğünde “Yeni yüzyılda devletin Aleviler gerçeği ve Alevilerin görevleri” başlıklı panel yapıldı.
Panele, PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe, Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya ve 27. Dönem HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu konuşmacı olarak katılırken PSAKD Genel Başkan yardımcısı İbrahim Karakaya, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, HEDEP Seçim İşleri Komisyonu Eş Sözcüsü İlknur Birol, Prof.Dr. Çiğdem Boz dinleyici olarak katıldı.
Panelde, “ÇEDES, Zorunlu din dersleri ve eğitim müfredatı, Alevi Bektaşi Daire Başkanlığı, katliamlar ve hukuksal sonuçlar, sorumluluklarımız ve görevlerimiz” alt başlıklarına yer verildi.
“TOPYEKÜN MÜCADELE VERME KONUSUNDA EKSİĞİZ”
Erçe, ÇEDES, zorunlu din dersleri ve eğitim müfredatı konularında mücadele etme konusunda eksik kalındığı özeleştirisinde bulunarak, “Eğitim sistemi şimdiye kadar ırkçıydı şimdi daha ırkçı bunu kabul etmek zorundayız. Zorunlu din dersi meselesi uzunca bir zaman sadece Alevilerin meselesi gibi algılandı, ana dilde eğitim meselesinin sadece Kürtlerin meselesi gibi algılandığı gibi. Bu durumun ne kadar sakat bir anlayış olduğunu anlatmaya çalıştık. Ama yeteri kadar anlatamamış olmalıyız ki bugüne kadar verilmiş olan laiklik mücadelelerinde veya zorunlu din dersi meselesinde çoğunlukla yalnız kaldık. Şimdi bir iyiye gidiş olduğunu gözlemleyebiliyorum. Düne kadar bu konulara daha şaşı bakanların artık bu konulara daha doğru bir yerden baktığını görebiliyorum” dedi.
“ALEVİLERİ ALEVİLERLE ASİMİLE ETMEK İSTİYORLAR”
Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın bir asimilasyon kurumu olarak Alevileri devşirme görevi gördüğünü söyleyen Erçe, “Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarında da denenen yöntemin Alevileri Alevilerle asimile etme yöntemi bugünde devam ediyor. Üzerinde cemevi yazabilir ama minaresiz camiler inşa etmek, Aleviler içerisinde devşirdikleri kimi önlerinde profesör, doçent, doktor yazanları da içerisine katan Aleviler içerisinden devşirdikleriyle Aleviler üzerinde korkunç bir asimilasyon politikasını yürütüyorlar. Hiç üşenmiyorlar köy, kasaba, cemevi gezerek Türkiye’nin dört bir yanına gidiyorlar. Köyde küçük bir kulübe de olsa onu Kültür Bakanlığı’na bağlamak istiyorlar. Her köyden sizin buradan kadrolu birini verelim, memur atayalım diyorlar, rüşvet dağıtıyorlar” diye konuştu.
“ALEVİ DİYANETİ BAŞIMIZA BELA OLACAK”
27. dönem HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, ‘Alevi Diyaneti’ olarak adlandırılan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın bir devlet projesi olduğuna işaret ederek, “Yıllarca inanç alanını ve köyleri kurumlar olarak boş bıraktık. 1923 ve 1924 anayasasıyla beraber Türkiye Cumhuriyeti devleti tek bir yapıya kavuştu. Bir ulus devlet olması gerekiyordu. Bu da Sünni, Müslüman ve Türk olacaktı.. Eğer Sünni, Müslüman ve Türk değilseniz asimilasyona tabi tutulacaksınız, asimilasyona karşı mücadele yürütüyorsanız katliamlardan geçirileceksiniz. Cumhuriyetin yüzyılı böyle çalıştı. 2. yüzyılda artık Aleviliğin de devlet tarafından kontrol altına alındığı bir sürece girdik. Bugün yapılanlar AKP projesi değil yapılanlar devlet aklının bir ürünüdür. Aleviliği yasakladılar ama Alevi kurumlarının şöyle bir faydası var; 90’lı yıllarda Alevi kurumlarının vermiş olduğu mücadeleyle birlikte Aleviliği artık görmemezlikten gelemediler. Alevi ismiyle dernek kurduğumuz için yargılanmıştık ama artık meclisin tam karşısında Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı yazıyor” şeklinde konuştu.
“DİNSEL BİR YAŞAM FORMU HERKESE DAYATILIYOR”
Son olarak Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya panelde söz aldı. Yalçınkaya, “Cumhuriyet kimsenin özel mülkiyeti değildir” dedi. “Eşitlik anlayışını reddetmeliyiz. Otokrat bir eşitlikçi anlayışı var. Ulusçu bir eşitlik anlayışı var” diye konuşan Yalçınkaya, dinsel bir yaşam formunun herkese dayatıldığına dikkat çekti.
Panel katılımcıların soru cevaplarıyla son buldu.
Devrim FINDIK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.