PİRHA-KHK’lı Platformları Birliği, yedi yıldır yaşadıkları hukuksuzluklara dikkat çekmek amacıyla Meclis’e gelerek milletvekilleriyle görüştü. Yapılan görüşmelerin ardından basın açıklaması yapan grup, “Kamuoyundan beklentimiz evrensel hukuk ilkelerine göre yeniden yargılama hakkına kavuşmak” diye belirtti.
KHK’lı Platformları Birliği’nden yaklaşık 25 kişi, Ankara’da siyasilerle bir araya geldi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nden (HEDEP) Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Sırrı Süreyya Önder ile Meclis’te görüşen grubun sonraki adresi CHP oldu. Yaşadıkları hukuksuzlukları parlamenterler ile paylaşan KHK’liler, milletvekilleri Mahmut Tanal ve Mustafa Sarıgül ile de görüşmeler yaptı.
KHK’lı Platformları Birliği, TBMM’de yaptıkları görüşmeler ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezinde basın toplantısı yaptı.
İHD Genel Sekreteri Osman Balaban, KHK’lilerle olan birlikteliğin hep sürdüğünü belirterek “KHK meselesi toplumsal bir meseleye dönüştü. Çünkü 124 bin insandan bahsediliyor. Çoğunluğun yargılaması dahi yapılmadı. KHK’lı arkadaşlarımız, devletin yok saydığı, milyonları bulan bir kitle oldu. Sadece seçimler döneminde muhalefet tarafından hatırlansa da çok fazla şey yapılmıyor. Devlet, Kürt sorunu gibi Alevi sorununu nasıl görmezden geliyorsa KHK’lılara da aynı uygulamayı yapıyor” dedi.
“ÜLKEMİZDE EVRENSEL HUKUK KURALLARI İŞLETİLMİYOR”
KHK’liler adına açıklama yapan Münir Korkmaz, yedi yıldır birçok hukuksuzluğa maruz kaldıklarını belirterek şunları kaydetti:
“20 Temmuz OHAL ilanı ile birlikte yayınlanmaya başlayan önceden hazırlandığı belli olan ekli listeler eliyle Resmî Gazetede isim isim 84 milyona ifşa edilenler bizleriz. Biz KHK’lıyız. Belki bilmiyor olabilirsiniz, bizler yaklaşık 152 bini kamu emekçisi, toplamda 500 bine yakın insanız. Biz yedi yıldır olmadık hukuksuzluklara maruz bırakılan 152 çeşit hak ihlaline uğramışlarız. Biz, bilmediği işlerde çalışmak zorunda bırakılan, mahpuslarda hastalanan, kanser olan, Meriç ya da Ege’de boğulanlarız. Biz, hayatına kendi ellerimizle son verdirilen KHK’lılarız.
Adana’da İnsan Hakları Derneği’nin bir alt komisyonu olarak başlayan KHK’lıların onurlu, haklı ve meşru mücadelesi, yaklaşık beş yıldır hukuk içerisinde devam etmektedir. Bu mücadele, gönüllülük esasına dayalı ve birey hukuku kapsamında 72 ilde örgütlenen KHK’lılar tarafından yürütülmektedir. KHK sorununun çözümüne yönelik çaba gösteren bu bireyler, farklı aidiyetlere, dünya görüşlerine, inançlara ve etnik kimliklere sahip olmalarıyla birlikte, sadece demokrasi ve insan hakları perspektifiyle hareket etmektedir. Biz, Türkiye’nin değişik illerinden gelerek sesimizi duyurmak ve taleplerimizi siyasi parti, demokratik kitle örgütleri ve bireylere iletmek üzere Ankara’dayız.
Unutulmasın, bizlere “Masumiyet karinesi, kanunsuz suç ve caza olmaz ilkesi, şüpheden sanık yararlanır ilkesi, kanun önünde eşitlik ilkesi gibi evrensel hukukun temel ilkeleri uygulanmadı. Hiçbir soruşturma geçirmeden sorgusuz sualsiz ihraç edildik. Bizlere açıkça, keyfi ve kasten düşman hukuku uygulandı. Bunun tespiti ise uluslararası mahkemelerce sağlandı. Bilindiği üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün kararları oldu. Bu kapsamda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden çıkan onlarca kararın yanı sıra son çıkan Yalçınkaya-Türkiye kararı da göstermiştir ki ülkemizde evrensel hukuk kuralları işletilmemiştir.
“OHAL FİİLEN DEVAM ETMEKTE”
Yargılamaların tarafsız, bağımsız, şeffaf ve adil şekilde yapılmadığı yönündeki karar, kanunilik ilkesinin ihlali çerçevesinde verildi. Dolayısıyla Anayasa’nın 90. Maddesi’nde de
belirtildiği gibi “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir.” AİHM’in verdiği karar bağlayıcıdır ve uygulanmak zorundadır.
Uygulanmaması anayasayı ihlaldir. Tüm bu hukuksuzluk girdabından çıkmanın tek yolu olarak evrensel hukuk kurallarının işletilmesi gerektiğini, toplumsal uzlaşı için iletişim kanallarının açılması ve bunun ileri götürülmesini önemsiyoruz. Bu nedenle Cumhuriyetin 100. Yılının bir fırsat olduğu unutulmamalıdır. Özellikle devlet ile birey arasında gerçekleşmiş veya buna dair iddianın varlığı göz önünde bulundurulduğunda bir genel affın zaruri olduğu görülmelidir. Ancak bu genel af, siyasi tutsakların içinde olduğu ayrımsız bir af olursa amacına ulaşacaktır. Yine KHK’lı iki arkadaşımızın yaşamından kesitler sunan aslından her birimizin hayatından doneler taşıyan “Kanun Hükmü” belgeselinin 60 yıllık bir geçmişi olan Antalya Altın Portakal Fil Festivali’nden çıkarılması durumu bir sansürden çok daha öte, OHAL’in fiilen devam ettiğini göstermektedir. Bu anlamda belgesele yönelik her türlü nefret dilini, ötekileştirmeyi kınıyor, Festival komitesinin de aldığı karardan vazgeçmelerini istiyoruz.
Son olarak, KHK’lı Platformları Birliği olarak kamuoyundan beklentimiz evrensel hukuk ilkelerine göre yeniden yargılama hakkına kavuşmak, hakkında herhangi bir yasal engel bulunmayanların derhal işlerine iade edilmesi, toplumsal uzlaşı ve barışın hâkim kılınması, siyasi tutsakların bir an önce özgürlüklerine kavuşmasıdır.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.