PİRHA- Evvel Temmuz Festivali kapsamında İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa ile ilgili belgesel gösterimi ve söyleşi yapıldı. Mor Çatı’dan Deniz Bayram, 6284 Sayılı Yasa’nın afet dönemlerinde kadın ve LGBTİ+ların şiddete daha açık hale geldiklerini belirterek, bu yasanın hayatiliğine vurgu yaptı.
Evvel Temmuz Festivali programı kapsamında kadınlar ve LGBTİ+’lar, belgesel gösterimi ve söyleşide bir araya geldi. Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği’nin yürütücülüğünde gerçekleşen etkinlikte Kuirfest ve Pembe Hayat Derneği katkılarıyla hazırlanmış olan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa ile ilgili belgeseller izlendi. Kadınların hakları, yaşamları için verdikleri mücadelelerin anlatıldığı belgesel gösteriminden sonra söyleşi kısmına geçildi.
Afet İçin Feminist Dayanışma’dan Feride Eralp ve Mor Çatı’dan Deniz Bayram’ın konuşmacı olduğu söyleşide afet dönemlerinde kadın ve LGBTİ+’ların maruz kaldığı zorluklar, kadınların deneyimleri, kadına yönelik şiddetle mücadele yolları, devletin şiddeti önleme noktasındaki yükümlülükleri ve kadın hareketinin kazanımları konuşuldu.
“6284 SAYILI YASA İLK GÜNDEN BU YANA HEDEFTE”
Deniz Bayram, şiddete karşı mücadele etme noktasında bilgilendirdi. 6284 sayılı yasanın kadınlar için hayati olduğuna vurgu yapan Bayram, “Yasa, çıkarıldığı günden bu yana hedefte. Çünkü kadını kontrol etmenin en yetkin biçimlerinden biri şiddet uygulamadır. Bu sebeple şiddetle mücadele edecek, bunu önleyecek yasalar erkeklerin istemeyeceği bir şey. 6284 sayılı yasa, İstanbul Sözleşmesi’nden sonra sımsıkı sarılmamız gereken yegane yaşamsal yasal düzenlemelerden birisi. Bu nedenle her birimiz bu kazanımımıza, yasal güvencemize sahip çıkmamız gerekiyor” dedi.
Bayram, afet gibi kriz anlarında kadın ve LGBTİ+’ların daha fazla etkilendiğine ve ayrımcılığa maruz kaldığına dikkat çekerek, 6284 Sayılı Yasa’nın öneminin bu gibi zamanlarda daha da öne çıktığını söyledi.
Feride Eralp ise kadınların haklarının bir güç yarattığına değinerek, şunları söyledi:
“Devlet elimizden alamadığı haklarımızı dolaylı yollardan almaya çalışıyor. Buna karşılık haklarımızı bilmek çok önemli. Tek gücümüz yasaları uygulatmadaki direncimiz. Bu yüzden fiilen yapılan hukuksuzluklara karşı dikkat etmemiz gerekiyor. Bu durum sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil, dünyanın her yerinde toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtı hareketler var ve bu hareketler erkeklerin ayrıcalıklarının ortadan kalkmaya başladığını gördüklerinde örgütleniyor. Bu noktada ‘kutsal aile’ söylemini öne sürüyorlar. Bizim burada aile nedir, nasıl olmalıdırı sorgulayıp, buna göre mücadele etme yöntemlerini oluşturmamız gerekiyor.”
PİRHA/HATAY
Yoruma kapalı.