PİRHA – Boğaziçi Üniversitesi’nde açıklama yapmak isterken gözaltına alınan öğrenciler, “Susmuyoruz, korkmaya ya da itaat etmeye niyetimiz yok” dedi. Toplantıda, gözaltına alınan öğrencilerden Zeynep Demirkol, “6284 Naci’ler için değil kadınlar için uygulansın, bize verilen bu haksız cezadan geri dönülsün. Susmuyoruz, korkmaya ya da itaat etmeye hiç niyetimiz yok” dedi.
İstanbul’da 12 Aralık 2021 günü Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsünde bulunan rektörlük binası önünde “Katledilen kadınlar isyanımızdır” diyerek basın açıklaması yaptıkları sırada ifade ve toplanma gösteri hakları ihlal edilerek gözaltına alınan 8 öğrenciye açılan davada, 4 öğrenciye 10’ar ay hapis cezası verildi. Dava süreci ve verilen karara dair kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla öğrencilerin avukatlarının da katılımı ile İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yapıldı.
Basın açıklamasını gözaltına alınan öğrencilerden Simge İngün ve Zeynep Demirkol okudu.
“ERKEK YARGI KADINLARIN HAYATLARINI DEĞİL ERKEKLERİN İTİBARINI ÖNCELİYOR”
“Ülkenin dört bir yanındaki üniversitelerde olduğu gibi Boğaziçi’ne de ilk kayyumun atanmasıyla birlikte saldırdığı ilk kitle kadın ve LGBTİ+’ların olduğunu söyleyen İngün, “Kayyum rektör Mehmed Özkan’ın icraatlerinden birisi Hande Kader Burs Fonu’nu engellemekti. Ardından gelen atanmış rektör Melih Bulu’ya ise öncüsünün üniversiteli kadın ve LGBTİ+’ların olduğu ve tüm ülkeyi saran Boğaziçi direnişi ile cevap vermiştik” dedi.
Erkek yargının kadınların hayatlarını öncelemediğini de söyleyen İngün, şunları kaydetti:
“Atanmış rektör Naci İnci ‘ısrarlı takip mağduru’ olduğu gerekçesiyle 12 öğrencisi hakkında 6284 Yasası’nı kullanarak uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Benzer bir örnek olarak geçtiğimiz günlerde aile mahkemesi, 6284 Yasası’nı kadınları korumak için kullanmak yerine sendika çalışması yapanların işyerine yaklaşmasını engellemek için kullandı. 6284 Yasası kapsamında koruma tedbiri talebinde bulunmasına rağmen tedbir kararı çıkmadığı için çok sayıda kadın şiddet görmeye ve öldürülmeye devam ediyorken Naci İnci adına çıkan koruma kararıyla ve sonrasında işverenleri korumak için çıkarılan kararla görüyoruz ki erkek yargı, kadınların hayatlarını değil erkeklerin itibarlarını önceliyor.
“ELLERİNDEKİ TEK DELİL SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTIĞIMIZ BASIN AÇIKLAMAMIZIN VİDEOSUYDU”
Kayyum Naci İnci’nin kadınlar için uygulanmayan 6284 Sayılı Kanunu kendi çıkarları için bir günde kullanmasını ve aynı zamanlarda Başak Cengiz’in tanımadığı bir erkek tarafından samuray kılıcıyla katledilmesini protesto etmek için 8 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olarak 12 Kasım 2021 tarihinde bir araya geldik. “Katledilen Kadınlar İsyanımızdır! 6284 senin mi sandın?” yazılı pankartımızla yaklaşık iki dakika süren bir basın açıklaması yaptık ve zemine kırmızı boyalı su döktük” diyen öğrenciler, eylemlerinin ertesi günü sabahı 4 arkadaşlarının evlerinden delil olmadan gözaltına alındıklarını, hukuksuz bir şekilde 24 saatten fazla gözaltında tutulduklarını dile getirdi. Polisin saatlerce delil gelmesini beklediğini söyleyen öğrenciler, “ellerindeki tek delil ise bizim sosyal medya üzerinden paylaştığımız basın açıklamasının videosuydu.”
İngün, “Arkadaşlarımız savcılığa ifade verdikten sonra adli kontrol ile serbest bırakıldılar. Daha sonrasında ise dava süreci başladı. Hepimiz Toplantı ve Yürüyüş Kanunu’na muhalefetten yargılanırken, 4 arkadaşımız ise ayrıca kamu malına zarardan yargılandı. Dosyada müşteki olarak gözüken ve daha önce öğrencilere uyguladığı şiddetten dolayı ismini bildiğimiz özel güvenlik görevlisi Reyhan Keten, eylemimizi engellemeye çalışırken üzerine boya geldiği için bizden şikayetçi oldu, videodan da açıkça imkansız olduğu görülmesine rağmen boyalı suyun binaya doğru atıldığını iddia etti ancak kendisi hiçbir duruşmaya katılmadı. Davanın ilerleyen süreçlerinde savcılığın üniversiteden talep ettiği açıklama doğrultusunda, üniversite boyanın tiner ile temizlendiğini ve zeminde kalıcı bir zarar olmadığını beyan etmesine rağmen 4 arkadaşımız kamu malına zarardan 10’ar ay hapis cezası ile cezalandırıldı. Bu cezaların ise 1 yıllık denetim olarak uygulanmasına karar verildi ” dedi.
“SUSMUYORUZ, KORKMAYA YA DA İTAAT ETMEYE HİÇ NİYETİMİZ YOK”
Gözaltına alınan öğrencilerden Zeynep Demirkol ise “İstanbul Sözleşmesi’nden de 6284’ten de vazgeçmiyoruz” diyerek şunları söyledi:
“Seçim ittifakları kadınlara ve LGBTİ+lara yönelik saldırılarını propagandalarının ana maddesi haline getirirken bunun karşısında duranlar olarak bizim aldığımız cezalar daha da önem taşıyor. Mevcut iktidar ve parlamenter çoğunluk 6284 nolu yasaya karşı söylemsel saldırılarını başlatmış durumda. Bu yasa hayatlarımızı erkek şiddetinden korumamızın ve şiddet gördükten sonra kadınlar ve LGBTI+lar olarak bir hayatımız olabilmesinin koşullarından biri. Nitekim zaten 6284’ün usulünce ve meşru şekilde uygulanmadığını biliyoruz. Defaatle devlet kurumlarına başvuran şiddete maruz kalmış kadınların bu yasadan nasıl faydalanamadığını biliyoruz. Koruma kararlarının bizim yaşamlarımızı önemsemediğini, 6284’ü nasıl kendilerine göre eğip büktüklerini biliyoruz. Bu yasayı bir hakaret gibi Boğaziçi Direnişi öğrencilerine çıkaran kayyum Naci İnci, koruma kararı alamayan, katledilen, şiddet gören bir sürü kadının kanını kendi ellerine de bulaştırmıştır. Tüm bunlar yaşanırken kadın ve LGBTİ+ hareketi ve biz feministler yaşamlarımıza sahip çıkıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden de 6284’ten de vazgeçmiyoruz. Bizim yaşam garantimiz olan bu yasayı haksızca kadın mücadelesine yöneltenlere karşı mücadelemiz sürüyor. Kayyum Naci İnci ve bu cezayı almamıza sebep olan tüm kişiler ve gruplar, feminist dayanışmamızla karşı karşıya. 6284 Naci’ler için değil kadınlar için uygulansın, bize verilen bu haksız cezadan geri dönülsün. Susmuyoruz, korkmaya ya da itaat etmeye hiç niyetimiz yok.”
“AÇILAN DAVA HUKUKİ DEĞİL”
Öğrencilerin avukatlarından Simge Eriş de, öğrencilerin yargılanma sürecini anlatarak, dava sürecinde de hukuksuzluklarla karşılaştıklarını söyledi. Öğrencilerden şikayetçi olan Reyhan Kete’nin dinlenmesi talebinin hukuksuzca reddedildiğini belirten Eriş, “Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım rektöre karşı süren mücadelede, öğrencilere açılan davanın hukuki olmadığı ortadaydı. Öğrenciler ‘Aşağıya bakmıyoruz’ demişti. Biz de kadınlar, avukatlar, öğrencilerin avukatları olarak aşağıya bakmıyoruz. Mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.