PİRHA – Ana Fatma Cemevi/Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi, Malatya Katliamı’nın 45. yıldönümü nedeniyle açıklama yaparak, “Malatya Katliamı devletin yıllardır sistematik olarak uyguladığı, sürgün, yozlaştırma, inançsızlaştırma ve asimilasyon politikalarının devamıdır” dedi.
Ana Fatma Cemevi/DAD Ankara Şubesi, 45 yıl önce faşistler Malatya’da yapılan katliam nedeniyle yaşamını yitirenleri andı.
Yazılı yapılan açıklamada “Malatya katliamı, devletin asimilasyon politikalarından biridir” denildi.
“ASİMİLASYON POLİTİKALARININ DEVAMIDIR”
18 Nisan 1978’de başlayıp 20 Nisan’a kadar süren saldırılar sonucu 8 kişinin katledildiğini belirten Ana Fatma Cemevi/DAD Ankara Şubesi, şu açıklamayı yaptı:
“Koçgiri ve Dersim’e silahlı güçleriyle mazlum halka savaş açan devlet, Malatya’da ise sivil faşistleri örgütleyerek bir katliam gerçekleştirmiştir.
Diğer katliamlarda olduğu gibi Malatya, etnik ve inançsal bir arındırmaya tabi tutulmuştur.
Malatya Katliamı’nın tarihçesine bakıldığında; kent merkezine yerleşen ve ekonomik anlamda birikim sağlayan Alevilerin varlığından rahatsız olan devlet ve işbirlikçi çeteler, Alevi toplumuna baskı yaparak Alevileri göçe zorlamışlardır.
Katliamın zeminini, Alevi- Sunni, Türk-Kürt ayrımını koyarak; Kürtleri, Alevileri baskı altında tutup, gerici faşist güruhu güçlendirip kışkırtmıştır. Mezhepsel ve etnik ayrışma ve saldırılar merkezde başlayıp ilçe ve köylere de yavaş yavaş yayılmıştır. Bu saldırı ve baskılar 11 Aralık 1977’de belediye başkanı olan faşist Hamit Fendoğlu’nun göreve gelmesiyle daha da yoğunlaşmıştır.
Aylarca küçük çaplı çatışmalar sürerken, 15 Nisan 1978’de Bilim ve Kültür Derneği Malatya merkezinde “Milletim Uyan” başlıklı bir bildiri dağıtılmıştır. Bildiride şu ifadeler yer almaktadır:
“Milletini seven subay, öğretmen, memur, talebe, işçi, köylü, kendini devletin ve milletin temiz ideallerine adayan değerli kardeşlerimiz bizleri yok etmeye yönelen İslam ve millet düşmanlarının karşısında müdafaa kavgasında birleşelim. İçinde bulunduğumuz zor günler bütün Müslümanları bir araya getirmelidir.”
Bu kışkırtmalar sonrasında Alevi mahalleleri ve evleri tespit edilip bazı evler işaretlenmiştir.
17 Nisan 1978 sabahı Hamit Fendoğlu’nun evine postayla gönderilen bombalı bir paketle öldürülmesiyle akşam saldırılar başlamıştır.
18 Nisan 1978 sabahı erken saatlerde kent merkezine çevre il ve ilçelerden, köylerden akın, akın insanlar gelmeye başlamış, toplanan binlerce güruh ellerinde sopalar, zincirler ve baltalarla yüzleri maskeli kişilerin yönlendirdiği şekilde saldırılarına başlamışlardır.
“İntikam” yeminleri ve sloganlarla kalabalığı yönlendiren maskeli kişilerin önderliğinde işyerleri tahrip edilip yakıldıktan sonra mahallelere yönelip saldırılarına devam etmişlerdir.
Bu olayların devamında devletin Alevilere yönelik baskıları yoğunlaşmış. Neredeyse her gün evleri işyerleri basılıp aramadan geçirilen bu insanlar keyfi olarak gözaltına alınıp işkencelere tutulan insanlar sonunda kendini güvende hissetmediği için yaşam alanlarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Böylece Malatya’nın etnik, inançsal, kültürel ve siyasal yapısı ciddi bir değişime uğramıştır.
Malatya Katliamı devletin yıllardır sistematik olarak uyguladığı, sürgün, yozlaştırma, inançsızlaştırma ve asimilasyon politikalarının devamıdır. Malatya Katliamı’nın 45. Yılında katledilen canlarımızı saygıyla anıyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.