PİRHA – Hatay’ın Defne ilçesindeki Dr. Adnan Ezelsoy Sevgi Parkı’na kurulan çadırlar OHAL valisi tarafından kaldırılmak isteniyor. Kadın Savunma Ağı ve Halkevleri üyeleri, konu dahilinde baskı gördüklerini de belirtip, “Buraları terk etmiyoruz” diyerek tepkilerini dile getirdi.
6 Şubat’ta başlayan depremlerin ardından büyük mağduriyet yaşayan Hatay’ın Defne ilçesindeki yurttaşlar, şimdi de OHAL valisinin baskısı ile karşı karşıya.
Dayanışma amacıyla birçok ilden Hatay’ın Defne ilçesine giden sivil toplum örgütleri de yürüttükleri çalışmalar nedeniyle polislerin hedefi oldu. Dr. Adnan Ezelsoy Sevgi Parkı içerisinde halkla dayanışmak adına çadır kuran Kadın Savunma Ağı üyeleri maruz kaldıkları şiddeti PİRHA’ya anlattı.
“BURALARI TERK ETMİYORUZ”
Kadın Savunma Ağı üyesi bir kadın yurttaş, çadır kentler kurulmadan halkın mağdur edilmek istendiğini belirterek şunları söyledi:
“Kolluk kuvvetleri ile devletten geldiklerini ve vali yardımcısı olduğunu iddia eden insanlar, buradaki çadırları tek tek gezerek akşam 6’ya kadar buradaki insanların gitmeleri gerektiğini söyledi. Nereye gidilmesi gerektiği, herhangi bir çadır kent kurulup kurulmadığına dair sorular sorduğumuzda da bunlara net bir cevap verilmeksizin bir korku havası oluşturdular. Daha sonra burada gönüllü olarak çalışan bizlere sinkaflı küfürlerle saldırıda bulundular. Buradaki gönüllüler tarafından tepki gösterildi. Arbede çıkmasına yol açtılar. Halkın tepkisi ile beraber buradan sürüldüler. Biz buradayız ve buraları terk etmiyoruz. Gönüllüler ve sivil toplum kuruluşları olarak burada nöbetteyiz.”
“HAYATTA KALANLAR BİR DUYGUDAŞLIK KURMUŞ DURUMDA”
Park içerisinde kurulan Halkevleri Dayanışma ve Koordinasyon Noktası da OHAL valisi tarafından baskıya maruz kalan bir diğer kuruluş oldu. Halkevleri Genel Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Evrim Çakır, depremin ilk gününden itibaren bölgede dayanışma ve koordinasyon noktası oluşturduklarını belirterek şunları söyledi:
“Bu bölgede 23 gündür kamu kurumu diyebileceğimiz hiçbir kurum varlığını hissettirmemişti. Bugün OHAL Vali Yardımcısı Harun Kaya, bulunduğumuz noktaya geldi ve buranın insanların sağlıklı yaşayabilme koşullarına sahip olmadığını, o yüzden de sözlü olarak boşaltmamız gerektiğini söyledi. ‘Burada 23 gündür devlet yok’ diye feryat eden insanlar da bir tane kamu görevlisini yanında polis ordusuyla görünce tepki gösterdiler. Ve götürecekleri alanın da aslında hazırlığının olmadığını öğrenmiş bulunmaktayız. Hemen bir grup arkadaşımız Dursunlu’da iddia ettikleri çadır kent alanına gittiler ve orada böyle bir hazırlığın mevcut olmadığını gördüler. Hatta Dursunlu’dan yüzlerce insan 20 gündür buraya çadır talebiyle başvuruyorlar. Bizler de burada 3 gün önce AFAD çadırlarında oturan insanlarla birlikte bir Yaşam Meclisi kurduk. Buradaki bütün ailelerin katılımıyla oluşturduk bu meclisi. Meclisimizi topladık ve oradan bir heyet, vali ile görüşmeye gitti. ‘Bizi nereye götüreceksiniz? Götüreceğiniz alan buradaki insanları kaldıracak koşullara sahip mi?’ diye soruldu. Söylenen şey; hazırlık aşamasında olunduğu, isteyenin kendi köyüne, kendi evinin önüne çadırını alıp gidebileceği yönünde. Vali, söz vermiyormuş ama çadır isteyenler için bir A4 kağıt vermişler ve o kağıda isimlerini yazmasını ve sonrasında çadır temin edebileceğini söyleyip başından savuşturarak göndermiş. Sonrasında avukatlar ve milletvekilleri OHAL valisi ile bir görüşme kurdular. Bize yapılan açıklama Dursunlu’daki çadır kentin yapılması bittikten sonra buranın tahliye edileceği yönünde. Ama buradaki insanlar bu alandan, birbirlerinden ayrılmak istemiyorlar. Tek mesele barınma meselesi de değil. 20 gündür hayatta kalanlar birbirine tutunmuş ve bir duygudaşlık kurmuş durumda. O yüzden her nereye gidilecekse de hep beraber birlikte karar vererek gitmek istiyorlar.”
PİRHA/HATAY
Yoruma kapalı.