PİRHA- Alevi kadın aktivist Zeynep Kaya Çavuş, cemevlerinin deprem alanlarında önemli bir misyonu yerine getirdiğini belirterek, yapılacak daha çok şeyin olduğuna dikkat çekti. Adıyaman, Maraş bölgesinin soğuk olmasından kaynaklı depremden kurtulanların donmayla karşı karşıya kaldıklarını aktaran Çavuş, artık sorunun kıyafet veya erzak yardımından çıktığını, çadır ve yakacak yardımlarının bir an önce bölgeye ulaştırılması gerektiğini söyledi.
11 ili etkileyen ve onbinlerce yurttaşın yaşamını yitirmesine, yüzbinlercesinin yaralanmasına ve evsiz kalmasına yol açan Maraş depreminin üzerinden günler geçmesine karşın, ortaya çıkan maddi, manevi hasar hala giderilmedi.
Alevi kurumları ve cemevleri, bulundukları her alanda deprem felaketinden etkilenen yurttaşlar için seferber olmuş durumda. Alevi kurumları ve deprem bölgesindeki yurttaşların ihtiyaçlarını karşılamak için çadır kentler kurup, yardımları organize ediyor.
Deprem felaketinin yaşandığı bölgelerdeki gözlemini PİRHA‘ya anlatan Alevi kadın aktivist Zeynep Kaya Çavuş, cemevlerinin deprem alanlarında önemli bir misyonu yerine getirdiğini belirterek, “Oradaki kişiler de bunu çok kötü bir şekilde yaşadılar. Depremden zarar gören canlar, mahalledeki kişiler ilk konaklama yeri olarak cemevlerini tercih etmişti. O anlamda oradaki arkadaşlarını da hemen koordine olup gelen kişilere yardım etmesi beni çok mutlu etti” dedi.
“ZATEN BİZ ÖLDÜK. TEKRAR ÖLMEMİZ FARK ETMİYOR”
Deprem sonrası ortaya çıkan yetersizliklere ve göz göre göre can kayıplarının yaşandığını vurgulayan Zeynep Kaya Çavuş, “O binaların içerisinde hala komşusunu bekleyen, akrabasına bakan, sokaklarda gözyaşlarıyla binaları izleyen aileler vardı. O da canımızı çok yaktı. Yıkılan evi içerisinde birkaç parça eşyasını toplayarak, evinin bahçesine bir çadır açarak kendi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan kişiler vardı. Kendilerini uyarmamıza rağmen “Zaten biz öldük. Tekrar ölmemiz fark etmiyor” sözleriyle karşılaştık. Yalnız kaldıklarını dile getirdiler” şeklinde konuştu.
İnsanların hem kendilerini hem de çevredekilerini kurtarmaya çalıştığını ifade eden Zeynep Kaya Çavuş, “Hatay’da yağmur zaten ilk gün vardı. Hava kötüydü. Çadırlar yoktu. Derme çatma naylonlardı. Gelen yardımları muhafaza etmeye çalışan gönüllüler vardı. Kıyafet yardımları, kuru erzak yardımları geliyordu ama çadır, konteyner gibi ihtiyaçlar henüz yoktu. Sağlık ihtiyacı henüz yoktu. Oradaki gönüllüler birbirine destek oluyordu. Bu aslında bizleri ayakta tutan tek şeydi” diye belirtti.
“GECEYİ GEÇİREBİLECEK MİYİZ? SAĞ KALABİLECEK MİYİZ? KAYGISI VAR”
Zeynep Kaya Çavuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gittiğim her yer ölüm vadisi gibiydi. Ben oraya öyle diyorum. Çünkü 7-8 tane bina olduğu yerde iç içe çökmüş,
kurtarma çalışmasını bırakın o sokakta nefes bile alınmıyor tozdan kaynaklı olarak. Yangından kaynaklı olarak. Orada gözümüze çarpan manzaraysa şuydu: Devletin bir kaç kepçesi çalışıyordu ama kurtarmak için değil bir an önce molozları kaldırmak için. Ve o moloz dedikleri şeylerin içerisinde hala cesetler vardı. Birkaç çekimi yaptığımızda babalar, anneler, ağlayan kişiler gördük. Çocuklarımın en azından kemiklerini bulabilir miyim umuduyla o enkazda arama yapanlar vardı. O bile imkansızdı.”
“BİRBİRİMİZE NASIL DESTEK OLABİLİRİZ?”
Adıyaman, Maraş bölgesinin soğuk olmasından kaynaklı depremden kurtulanların donmayla karşı karşıya kaldıklarını aktaran Zeynep Kaya Çavuş, artık sorunun kıyafet veya erzak yardımından çıktığını, çadır ve yakacak yardımlarının bir an önce bölgeye ulaştırılması gerektiğini söyledi.
“Biz aslında kendimizle baş başa kaldık. Biz birbirimize nasıl destek olabiliriz? Hepimizin bunu sorgulaması gerekiyor” diyen Zeynep Kaya Çavuş, deprem bölgesindeki göçün hazırlığının yapılması çağrısında bulundu.
“EVLERİ YIKILMIŞ OLSA BİLE BAŞLARINDA DURUYORLAR”
Topraklarını, evlerini terk etmeyenlerin olduğunu vurgulayan Zeynep Kaya Çavuş, “Evleri yıkılmış olsa bile başlarında duruyorlar ve gidenlerin geri döneceğini söylüyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor. Çünkü her şehrin ayrı bir dokusu, rengi var. Amacımız onları oradan uzaklaştırmak değil, tam da orada onlara güvenli alanlar yaratarak orada kalmalarını sağlamak gerekiyor. Bir an önce çadır sayısının arttırılması ve konteyner yerleşim yerlerinin oluşturulması gerekiyor. Buna yönelik olarak da Türkiye’nin her yerinden yardıma ihtiyaç var” ifadelerine yer verdi.
“HEPİMİZİN YAPACAĞI BİR ŞEY VAR”
Yapılanların damla niteliğinde olduğuna işaret eden Zeynep Kaya Çavuş, şunları kaydetti:
“Vereceğimiz çok büyük bir sınav var. Bu sınavdan hepimiz sorumluyuz. Herkes üzerine düşeni yapması gerekiyor. Devletin kepçeleri bir an önce molozları kaldırmak yerine hala arama kurtarma çalışmasına devam etmeli ve oranın ilaçlanmasına dikkat etmeli. Orada sağlıklı alanlar yaratmalı. Yardımların güvenli ellerle deprem sahiplerine ulaşması gerekiyor. Bu konuda herkesin özverili bir şekilde çalışması gerekiyor. Bulunduğumuz her yerden hepimizin yapacağı bir şey var. Yeter ki yapmak isteyelim. Bunun adımını hep birlikte atabiliriz.”
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.