PİRHA- Derinleşen ekonomik kriz, yurttaşın ev sahibi olmasını neredeyse imkansız hale getirdi. Özellikle asgari ücretli için ev almak artık bir hayal oldu. Ankaralı yurttaşlara günümüz ekonomik koşullarında ev sahibi olmanın mümkün olup olmadığını sorduk.
Derinleşen ekonomik kriz, yurttaşın ev sahibi olmasını neredeyse imkansız hale getirdi. Özellikle asgari ücretli için ev almak artık bir hayal oldu.
“EV ALMA ZAMANI BİTTİ, ZENGİN İYİCE ZENGİN FAKİR İYİCE FAKİR OLDU”
Biz de Ankaralı yurttaşlara günümüz ekonomik koşullarında ev sahibi olmanın ne kadar mümkün olduğunu sorduk. İşte verilen yanıtlar:
-Evim yok. Fiyatlar çok yüksek. Ev almayı düşünmüyorum, düşünemiyorum daha doğrusu.
-Ortalama bir evin fiyatı 2 milyon civarında. Çalışan bir kişi 2 milyon verip de ev alamaz. Ancak yolsuzluk, ahlaksızlık ya da başka bir şey yapıp bu parayı kazanması lazım.
-Ben 80 yaşındayım, böyle bir hükümet görmedim. Ev alma zamanı bitmiştir. Zengini iyice zengin, fakiri iyice fakir yaptılar.
-Benim annem babam çalışıp bir ev alabilmişler ancak ben onlar gibi çalışıp bir genç olarak ev alabileceğimi düşünmüyorum. Gençler asla ev alamaz böyle bir sistemde. Çünkü bırakın para biriktirmeyi ay sonunu getiremiyoruz. Ancak 50 yıl falan çalışıp hiç harcamadan biriktirirsek ancak bir ev alabiliriz.
-Çalışan bir kişinin bir ev alması artık mümkün değil. Ancak günü kurtarıyoruz. Herkes asgari ücret alıyor. İnsanlar nasıl biriktirip de ev alabilecek? Yiyecek ekmeğini bile zor alıyor.
-Bu sistemde, şu devirde imkansız. Sadece gençler değil şu zamanda çalışarak hiç kimse ev sahibi olamaz. Ya dededen, anneden bir yerden para kalacak ya da başka şekilde işlere girip para kazanacaksın öyle alacaksın. Yoksa imkansız.
-3 – 5milyon olmuş evler. Onu nasıl biriktireceğiz de alacağız? Emekçiler asla ev alamazlar. Çocuklarımız üniversite okuyor, mezun oluyor ama işsiz. İşe girseler bile asgari ücret alıyorlar. O da neye yetecek? Bırakın evi kendi geçimlerini sağlayamıyorlar.
-Ben bir genç olarak asla bir ev alabileceğimi düşünmüyorum. Hayalini bile kurmuyorum. Öyle bir gerçekliğimiz yok. Günü kurtarmak üzerine yaşıyoruz.
Melis CİDDİOĞLU-Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.