PİRHA- DAD Genel Merkezi, Maraş, 19 Aralık ve Roboski katliamlarının yıl dönümleri dolayısıyla yazılı bir açıklama yaparak, “Maraş Katliamı 44. yıldır bizlerin içinde yara iken, Türkiye halkları içinde bir yüzleşme sorunudur. Bu yüzleşme gerçekleşmedikçe sağlıklı bir gelecek de inşa edilemeyecektir” dedi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi, Maraş, 19 Aralık ve Roboski katliamlarının yıl dönümleri dolayısıyla yazılı bir açıklama yayınladı.
‘44. Yıldır kanayan yaramız Meraş’ başlığıyla yayınlanan açıklamada, Türkiye’nin katliamlarla yüzleşmesi gerektiği belirtildi.
“MARAŞ KATLİAMI ÖZEL SAVAŞ YÖNTEMLERİYLE GERÇEKLEŞTİRİLDİ”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kürt Alevi coğrafyasını fiziksel ve kültürel soykırım politikaları akabinde demografik dönüşüme uğratmak isteyen devlet, sistematik politikalar kapsamında Maraş Katliamını özel savaş yöntemleri ve para militer güçler eli ile gerçekleştirmiştir. Tarihi tanıklıklar bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Yine tarihsel sürecin seyri göstermektedir ki, Maraş Katliamı, Şark Islahat planı dahilinde yürürlüğe konan asimilasyon, inkar ve imha politikalarının devamı olarak uygulanmıştır.
Maraş’ta yapılan katliam sadece Maraş’la sınırlı olmadığı Maraş Katliamı öncesi Hatay Kırıkhan’ın hedef alınması ardında Elazığ ve Malatya adliye girişimleri ile devam eden süreç 1978 yılında Maraş’ta gerçekleştirilen katliamın özellikle Kürt Alevilerin yaşamış olduğu coğrafya hedef alındığı görülmektedir. Bu katliamın amaçlarında birisin Kürt Alevi coğrafyasının demografik yapının değiştirilmesi hedeflendiği Maraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı Aşağı Terolar köyünde 27.000 Suriyeli’nin yerleştirilmesi ile bir kez daha teyit edilmiştir. Elbette ki katliamın bununla sınırlı olmadığı Maraş Katliamı ardında Çorum’da gerçekleştirilen katliam ile 12 Eylül darbeye giden yolun altyapısında oluşturulduğu göz ardı edilmemelidir. 12 Eylül darbesinin ardından kendisine muhalif olan tüm kesimlere karşı nasıl bir tutum içerisine girildiği de birçok çevre tarafından bilinmektedir. Bir diğer husus ise özellikle Alevilerin ve Kürtlerin yaşamış olduğu coğrafyada birçok köyü ve dağların taşların isimleri de değiştirilerek bir asimilasyona tabi tutuldu.
“KATLİAM POLİTİKASI DEVAM ETTİKÇE DEMOKRATİKLEŞMEDEN BAHSEDEMEYECEĞİZ”
Bugün Türkiye nüfus yapısına bakıldığında politik yansımaları ile kıpırdayamayacak kadar suça bulaşmış bir sistemle yaşamak zorunda kalmış ve demokratik olgunlaşmasını yüzleşmeler gerçekleştirmediği için tamamlayamamaktadır. Maraş Katliamı da 44. yıldır bizlerin içinde yara iken, Türkiye halkları içinde bir yüzleşme sorunudur. Bu yüzleşme gerçekleşmedikçe sağlıklı bir gelecek de inşa edilemeyecektir.
Halen Maraş ile yüzleşmen devlet 19 Aralık 2000’de “Hayata Dönüş” adı altında cezaevlerinde katliam yapıldı. Yine 28 Aralık 2011 yılında Roboski’de 34 can katledildi. Katliam ve suç üretme yaklaşımı bir iktidar aracı politikası olarak devam ediyor. Türkiye halkları üzerinde yürütülen katliam politikası devam ettikçe demokratikleşmeden bahsedemeyeceğiz.
-Bizler için gelinen eşik; güçlü bir yüzleşme süreci ile ancak aşılabilir.
-Demokratik Koalisyon ile Kurucu Meclis, Anayasal Kurucu Yurttaşlık ilişkisi tanımlanmış Kurucu Anayasa, ekonomik kayıpların tamiri ile Kurucu Ekonomi ile mümkündür. Eşitlik ilkesi ancak kuruculuk ilkesi ile garanti altına alınabilir ve güçlü yüzleşme gerçekleşebilir.
-Hakk Yol Alevi halkların bu süreci ancak kendi iç birlikleri ve demokrasi güçleri ile ortak mücadele yöntemleri ile mümkündür.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.