PİRHA- Maraş Katliamı’nın devamında 1980 askeri darbesiyle zorunlu göçe tabi tutulanların, ‘Köylerimizi mezarlığa değil yaşam alanlarına çevirelim’ şiarıyla başlattığı Yaşamı Yeniden ve Yerinde İnşa Hareketi bölgede 200 bine yakın ağaç ekti. Katliamın farklı şekillerde devam ettiğini söyleyen hareketin öncülerinden Ahmet Güden, “Maraş Katliamı’nı boşa çıkarmanın yolu yaşamı yeniden inşa etmektir” dedi.
Maraş Katliamı sonrası bölgede yaşayan çok sayıda insan, çeşitli kentlere ve Avrupa’ya göç etmek zorunda kalmıştı. Katliam sonrası demografik yapısı değişen coğrafya insansızlaştırıldı.
Yaşamı Yeniden ve Yerinde İnşa Hareketi, 5 Ekim 2019’da Maraş’ın Elbistan ilçesinin Yalıntaş (Axtil) Köyü Kocapınar mezrasında kadınların öncülüğünde 5000 badem ağacı dikerek çalışmalarına başladı ve bu sayı 200 bine ulaştı.
Ahmet Güden, 1978 Maraş Katliamı ve 1980 askeri darbesinin kanlı ortamında siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı 1985 yılında ailesiyle birlikte göç etmek zorunda kalıp, İstanbul’a yerleşti. 36 yıl sonra ‘evimiz’ diyerek tarif ettiği köyünde tarım ve hayvancılıkla uğraşan Ahmet Güden, Maraş Katliamı’nın devamındaki yıkım, asimilasyon ve göçertme politikalarına karşı bir grup arkadaşı ve bölge halkıyla birlikte, ‘Yaşamı Yeniden ve Yerinden İnşa Etme Hareketi’ni başlattı.
Yaşamı Yeniden ve Yerinde İnşa Hareketi’nin çağrısıyla Axtil köyünün Serçekuyusu ve Kocapınar mezraları, Karakuyu, Yenisöğüt, Toprakhisar, Yazısöğüt, Sevdilli ve Körücek gibi köylerinde 250 bine yakın ağaç diken köylüler bölgeye yeniden hayat verdi.
DEMOGRAFİK DEĞİŞİM VE TEROLAR KÖYÜNE KAMP
Maraş Katliamı’ndan sonra bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi planının belli başarıya ulaştığını söyleyen Güden, 2016 yılında mültecilerin Alevi yurttaşların yaşadığı Maraş’ın Terolar köyündeki kampa yerleştirilmesinden örnek vererek, “1978 Maraş Katliamı ve 1980 darbesi sonrasında her aile gibi bizim ailemiz de gözaltına alındı, işkencelerden geçti. Abim Bayram Güden yıllarca kayıplardaydı. 1985 yılında buraları terk ederek İstanbul’a gitmek zorunda kaldık. Bölgede siyasi baskının yanında ekonomik baskı da vardı. Bölgenin ekonomik ve siyasal olarak baskı altına alınması bir süreçti. Bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi hedeflenmişti. Gelinen noktada büyük bir bölümünün başarıldığını söyleyebiliriz. Aşağı Terolar köyüne 27 bin mültecinin getirilerek yerleştirilmesi, bölgenin demografik yapısının da değiştirilmesinin ifadesiydi” diye konuştu.
MEZARLIĞA DÖNEN KÖYLER!
Katliamla birlikte göç yollarına düşenlerin, ‘evleri’ olarak gördükleri köylerinin viraneye dönmüş olduğunu ifade eden Güden, “12 yıl önce yurtdışında olan abimle bu projeyi kararlaştırdık. Gelemediği için proje gecikti. 2017 yılında kendi köyümüzde bir çeşme ve bahçe inşa ettik. Şunu hep söylüyorduk, ‘Biz geri döneceğiz.’ İstanbul’da çalışanlar geri dönüşte köye gideceğini değil eve gideceğini söylerdi. Çünkü İstanbul’u kendisine ev kabul etmiyordu. Asla oraları kabul etmiyorduk. 2019 yılında karar alarak bölgemizde yaşamı yeniden inşa edeceğiz dedik. Köylerimiz adeta viraneye dönmüştü. Herkes cenazelerini toprağa bırakıp gidiyordu. Köylerimizi mezarlığa çevirmeyeceğiz dedik” dedi.
GERİ DÖNÜŞTE İLK AĞACI KADINLAR DİKTİ
Güden, 2019 yılında gerçekleşen geri dönüşte ilk ağaçları kadınların diktiğini belirterek, şöyle devam etti:
“2019 yılında çağrımıza kulak veren birçok kişiyle bir otobüs tutarak İstanbul’dan Elbistan’a doğru yola çıktık. Burada bir basın açıklaması ile ağaç ekmeye başladık. Köklerimiz bu toprakların derinliklerindedir. Kaybettiğimiz şey ancak kaybettiğimiz yerde aranacaktı. Bir ağaç gibi kendi topraklarımız üzerinde yeşereceğiz. İlk fidanı bir kadının, annemizin toprakla buluşturmasını istedik. Kadın toprak gibidir yaşamı şekillendirendir. Toprak kışın bir hamilelik halindedir, ilkbaharla doğum süreci başlar ve doğa yeşerir. Bu fikriyatla Hanım Bakır fidanları toprakla buluşturmuştu.”
EKİLEN AĞAÇ SAYISI 250 BİNİ BULACAK
Yıl sonuna kadar bölgede ekilecek ağaç sayısının 250 bini bulacağını kaydeden Ahmet Güden, “İlk olarak Axtil köyünden bu işe başladık. Bu köy Alxas aşiretine bağlı 12 köyün sorunlarının konuşulup çözüme kavuşturulduğu bir çözüm merkezidir ve ayrıca Yazar Halil Öztoprak’ın yetiştiği köydür. Bu anlamda önemli bir yere sahiptir. Pilot bölge olarak burayı seçtik. Yine Axtil köyünün Serçekuyusu ve Kocapınar mezraları, Karakuyu, Yenisöğüt, Toprakhisar, Yazısöğüt, Sevdilli ve Körücek gibi 12 Alxas aşiretinin köylerindeki arkadaşlarımız bu çalışmaya katıldı. Bu sene Axtil ve Beştepe köylerindeki ciddi bir ağaçlandırma yapılacak” ifadelerini kullandı.
45 YIL SONRA İLK CEM
Bölgedeki inançsal ve kültürel kıyıma karşı da başlattıkları çalışmaları anlatan Güden, bölgedeki ekonomik alt yapının da eteğe kemiğe büründüğüne vurgu yaparak şunları kaydetti:
“Sadece coğrafyamızı ağaçlandırmakla kalmayacağız, yaşamın tüm boyutlarını ele alacağız. İnsanlarımızın boşalan köylere geri dönmesini sağlayabilecek ekonomik alt yapının oluşturulmasını hedefledik. Burada tarımı ve hayvancılığı geliştirdik. Maraş coğrafyasında ekonomik alt yapının hazırlandığını, ete kemiğe büründüğünü söyleyebilirim. Bu coğrafyada kültürel ve inançsal çalışmalar yürütmeyi önümüze koymuştuk. Alevi felsefenin yeniden kendi köklerinde ve yaşam alanlarında yaşama geçirilmesi için çaba sarf ettik. İlk cemimizi Hoffolar köyünde gerçekleştirdik. Yine 45 yıl aradan sonra ilk defa Sinemilli Ocağı’nın merkezi Kantarma köyünde bir cem gerçekleştirdik. Yine merkezi köylerden Sevdilli’de çevre köylerin hepsine hizmet verecek bir cemevi inşa ediliyor. Önümüzdeki süreçte İkizpınar köyünde Ali Haki Edna’yı anacağımız proje hazırladık ve en kısa zamanda hayata geçireceğiz.”
İHTİYACI OLANLAR, TRAKTÖRÜ KULLANIYOR
Komünal yaşamı esas alarak traktörlerin tüm çevre köylerdeki çalışmalar için kullanıldığının altını çizen Ahmet Güden, topraklarının kendilerini besleyecek verimde olduğunu dile getirerek, “Bir traktör satın aldık ve bahçeleri sürdürdük. Yine bu traktörü diğer köylere göndererek bahçelerin sürülmesi için kullanılmasını sağladık. Bunu bir komünallik olarak inşa ettik. İhtiyacı olan herkes bu traktörü kullanabilir. Geri dönüp yeni bir yaşam inşa edeceğiz derken paylaşmayı esas aldık. Bu topraklar değerlidir. Savaşlar üzerinde yaşadığınız toprakların elinizden alınması için yapılır. Toprağı işletip üretimi güçlendirdiğimizde tekelleşmenin de önüne geçeceğiz. Birçok kişi bostanlarını ekerek yıllık sebze ihtiyaçlarını karşılıyor. Metropollerin bodrum katlarında çalışmaktan ise buralarda kendi topraklarında çalışmak en değerli olandır. Topraklarımız bizi besleyecek kudrete sahiptir” diye belirtti.
“YAŞAM İNŞA EDİLİRSE KATLİAM BOŞA ÇIKAR”
Yaşamı Yeniden ve Yerinde İnşa Hareketi öncülerinden Ahmet Güden, son olarak katliamın farklı boyutlarda devam ettiğini sözlerine ekleyerek, “Bu coğrafyada dil, kültür katliamı devam diyor. Maraş Katliamı’nı boşa çıkarmanın yolu ne metropollerde ne de Avrupa’da basın açıklamaları ile değil bir taş üzerine taş koymakla mümkündür. Yaşamı yeniden inşa edersek bu katliamı boşa çıkarmış olacağız. Sistemin istediği bu toprakları terk etmemizdir. Biz de gitmiyoruz, burada yaşayacağız. Katliamlarınız bizleri köklerimizden koparamayacaktır. Avrupa ve metropollerde imkanı olan tüm canlarımızı doğup büyüdükleri topraklara sahip çıkmaya davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
Ersin ÖZGÜL/MARAŞ
İLGİLİ HABERLER
Maraş Katliamı’ndan 36 yıl sonra topraklarına dönerek yaşamı yeniden kurdu-VİDEO
Elbistan Körücek köylüleri topraklarına dönerek üretime başladılar-VİDEO
Maraş’ta 1. Kösolar Köyü Festivali gerçekleştirildi-VİDEO
DAD öncülüğünde Maraş’ta doğa, inanç ve kültür buluşmaları başladı-VİDEO
Doğa, inanç ve kültür buluşmasında Elbistan Kantarma Köyü’nde cem olundu
Yoruma kapalı.