PİRHA – PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, Alevi inancının Avusturya’da resmi olarak tanınması ardından “Alınan kazanım önemlidir. En azından İslam anlayışını Aleviliğe monte etmek isteyenlere karşı alınmış bir zaferdir. Ancak sonrasında yaşanan iç tartışmalar bize zarar verir” yorumunu yaptı.
Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu, 13 yıllık mücadele ardından Alevi inancının resmiyet kazanmasını sağladı.
Avusturya’da Aleviliğin ”kendine özgü bir inanç” olarak statü kazanması Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan tarafınca da olumlu yönde yorumlandı. Kaplan, “2000 yıldır bu topraklarda hüküm süren Aleviliğin öncelikle Anadolu topraklarında, yani doğduğu topraklarda nasıl tanımlandığına bakmak lazım” diyerek statü konusunda Alevi örgütleri arasındaki çatışmaya işaret etti.
“Avrupa kıtasının Alevilikle tanışması 40 yılı geçmiyor” diyen Gani Kaplan, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Avrupa’nın bir özelliği var; kendi kültürü, yaşam biçimi veya değerleri ile örtüşen herkesi belli koşullar çerçevesinde kabul ediyor. Avusturya hükümeti ile Aleviler arasındaki mücadeleden ziyade oradaki iki grup arasındaki mücadele daha çok önemli. Ne yazık ki ‘Her ağacın kurdu kendinden olur’ denildiği gibi bizimki de kendimizden çıktı. Bu arkadaşlar yıllardır Alevi-İslam anlayışı altında çalışma yürütüyorlardı. Federasyonumuz da ona karşı çalışma yürütüyordu. Sonuçta mahkeme kararıyla bizim arkadaşlar haklı bulundu. Aleviliği ayrı bir din olarak tanımladılar. Buradan baktığınız zaman bu olumlu bir kazanım gibi görünüyor ancak sonrasında yaşanan iç tartışmalar bize zarar verir. Alevileri marjinalleştirir, küçük gruplar halinde sokar, örgütlerin altı boşalır, bir müddet sonra uzun vadedeki tartışma Alevi örgütlerini bitirir.”
“ALEVİLİK, TÜM DİNLERİN İYİ YÖNLERİNİ ALMIŞ, HARMANLAMIŞ”
Gani Kaplan, “Alevilik İslam içi ya da dışı” yorumlarına dönük “Pir Sultan örgütlülüğü o tür tartışmanın içerisine girmez” diyerek sözlerine şu cümlelerle devam etti:
“Çünkü ben de her yerde şunu ifade ediyorum; Evet Alevilik başlı başına kendine özgü bir dindir. Kendi ritüelleri, kuralları ve belki de dünyanın hiçbir dininde olmayan kendi içerisinde kuralları olan bir dindir. Ancak biz, ‘Ali’siz bir Aleviliği’ de tarif etmiyoruz. Ali kültünü Alevilikten çıkardığın zaman elinde bir şey kalmaz.
Babasız bir çocuğun doğmayacağını bizler biliriz ama Hristiyanlık bunu kabul etmiş ve o tartışmayı bitirmiş. Aleviler de kendi içerisinde Ali’ye bir misyon yüklemiş. Yedi Ulu Ozanın bu misyonu yüklemede payı var. Mesela diyor ki ‘Musa ile Tur Dağında Ali’yi gördüm’. Oysa ki Ali ile Musa arasında 1000 yıl var. Yani öylesine bir misyon yüklüyor. Dinlerde bunlar normaldir. Bazen dinlerde mantık da aramamak lazım. Aradığın zaman da çuvallarsın. Bu her dinde böyledir. Dolayısıyla şu andaki Alevilerin kendi yarattığı Ali kültü ile dört halife Ali kültü arasında hiçbir benzerlik yok. Şu anda biz de biliyoruz ki Hz Ali’nin kılıcı 40 arşın uzamayacaktır. Ancak Ali’nin daha bilime yönelik, halkı okumaya yönlendirmeye dönük sözleri vardır. Örneğin ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyor. Bundan daha iyi bir söz var mı? Sen bunu kullanacaksın. Evet 12 imam kültü Şiacı bir yaklaşımdır ama bu artık bizim içimize girmiş durumda. Bunu reddedemeyiz. Evet Alevilik bir doğa inancıdır, avcılık yasaktır. Zevkine gidip bir hayvanı öldüremezsin ya da ihtiyacın olmaması halinde ağaç kesemezsin. Ağaç keseceksen de özür dileyerek kesebilirsiniz. Dolayısıyla bazı şeyler iç içe geçmiş. Şimdi baktığınızda ‘Alevilik, Hıristiyanlığın, Yahudiliğin, İslam’ın dışında’ diyemezsiniz. Alevilik, tüm dinlerin iyi yönlerini almış, harmanlamış ve kendine özgü bir sentez yaratmış.
Yani şu anda Alevi ocaklarını yan yana getirebilir misiniz? Örneğin Bingöl’de bir cem erkanı farklı yürütülüyor Balıkesir’e gittiğinizde ise farklı. Şimdi tutup da ‘Seninki yanlış, seninki doğru’ diyemezsin. Dolayısıyla Avrupa’daki, Avusturya’daki kazanım önemlidir. En azından Alevi İslam anlayışını Aleviliğe monte etmek isteyen derneklere, yöneticilere karşı alınmış bir zaferdir. Fakat ondan sonraki tartışmaları bizler doğru bulmuyoruz.”
EREN GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.