PİRHA-‘Demans’ tanısı konulduğu cezaevinde tutukluluğu devam eden HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un durumuna ilişkin çağrılar gelmeye devam ediyor. Avukat Cemile Turhallı Balsak, “Adli Tıp Kurumu’nun bilimden, vicdandan, etikten ne kadar uzaklaştığını verdiği rapor ile görmüş olduk” ifadelerini kullanırken, sanatçı Pınar Aydınlar, Aysel Tuğluk’un yanında olmanın insanlık borcu olduğunu dile getirdi.
Tutuklu bulunduğu cezaevinde ‘demans’ tanısı konulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk‘un durumu gün geçtikçe kötüleşiyor. “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmeyen Tuğluk‘un durumuna ilişkin çağrılar da sürüyor. HDP Bingöl İl Genel Meclis Üyesi İmdat Morsümbül, Avukat Cemile Turhallı Balsak, HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Eş Genel Başkanı Selma Atabey ile sanatçı Pınar Aydınlar, Tuğluk için CANTV’ye açıklamalarda bulundu.
“AYSEL TUĞLUK İLK EŞ BAŞKANLARDAN BİRİSİDİR”
Aysel Tuğluk’un siyasi kimliğine değinen HDP Bingöl İl Genel Meclis Üyesi İmdat Morsümbül, “Bu tamamıyla Aysel Tuğluk’un siyasi kimliğinden kaynaklı yapılan bir ırkçı saldırıydı. Aysel Tuğluk hafıza kaybı yaşamasına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun keyfi bir şekilde verdiği “cezaevinde kalabilir” raporu uygulanıyor. Doktorlar “cezaevinde kalamaz” demesine rağmen; siyasi kimliğinden kaynaklı keyfi şekilde cezaevinde tutuluyor. Bir şekilde ölüme terk ediliyor. Yalnız Aysel Tuğluk değil onlarca hasta tutsak var. Birçok hasta tutsağın cenazeleri çıktı. Aysel Tuğluk ayrıca ilk eş başkanlardan birisidir. Derhal koşulsuz şekilde serbest bırakılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“ATK; BİLİMDEN, VİCDANDAN UZAKLAŞMIŞ”
Av. Cemile Turhallı Balsak Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) Tuğluk için verdiği rapora değinirken, şunları söyledi:
“Aysel Tuğluk’un durumu daha özgün bir yer oluşturuyor diyebiliriz. Özellikle kadın siyasetçi kimliği bu politikanın nedenlerinden bir tanesi. Hedef alınarak kendisine yönelik bir ayrımcılığa dönüştüğünü de söylemek mümkün. Eş başkanlık sisteminin ilk eş başkan olarak Kürt siyasi hareketinde yer almıştır. Bunun yanında insan hakları mücadelesini hatırlamak gerekiyor. Bir hukukçu olarak kendisini insan hakları mücadelesine adamış. Hukuk mücadelesini kadın mücadelesi boyutuyla büyütmüş. Mücadelenin her alanında yer almış ve taşımış. Elbette ki tesadüfi değil. Bu politikanın bir sonucu olarak kendisinin hedef alınması ve artık sağlığını da aşan bir yaşam hakkına müdahale edebilecek bir sonucunda gerçekleştiğini ne yazık ki kendisinin örneğinde de görüyoruz. Adli Tıp Kurumu’nun bilimden, vicdandan, etikten ne kadar uzaklaştığını verdiği rapor ile görmüş olduk.”
“UYGULAMALARIN TEMELİNDE KÜRT, ALEVİ BİR KADIN OLMASI YATIYOR”
HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir ise “En başta Aysel Tuğluk bir Kürt, Alevi bir kadın. Bütün bu uygulamalar ile karşı karşıya bırakılmasının temelinde bu yatıyor. Adli Tıp Kurumu’nun vermiş olduğu rapor detaylı incelendiğinde ciddi bir çelişkinin yaşandığını görüyoruz. Rahatsızlığı nedeniyle cezaevinde kalamayacağı, infazının ertelenmesi gerekiyor” dedi.
“POLİTİK BİR TUTUM OLDUĞU NOKTASINDA NETİZ”
Cezaevlerinde yaklaşık 700 hasta tutuklunun olduğunu hatırlatan SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey “Maalesef bu politika şu an değil aslında hasta tutsaklar ile ilgili yıllardır süren bir durum. Hasta tutsak ailelerinin başlattığı bir adalet nöbeti var. Bunun politik bir tutum olduğu noktasında hepimiz netiz. Aysel Tuğluk’a dönük de Kocaeli Adli Tıp Kurumu’nun raporunu esas almadan sadece yine politik bir karar ile Tuğluk’un içeride bırakılması hem insani olarak kabul edilebilir bir şey değil. Hem de evrensel olarak sağlık ve yaşam hakkı olarak değerlendirdiğimizde bunun düşmanca bir tutum olduğunu net bir şekilde ifade edebiliriz. Özellikle koronavirüs süreci iyi yönetilemedi. Cezaevindeki insanlar çok daha mağdur. Başta Aysel Tuğluk olmak üzere şu an cezaevinde yaklaşık 700 hasta tutsağın olduğunu biliyoruz. Birçoğunun ilaca erişiminde ciddi sıkıntıların olduğunu biliyoruz. Bu uygulamaların bir an önce Türkiye’nin en azından demokratikleşmesi açısından belki de süreci cezaevlerinden başlatmak gerekiyor” diye konuştu.
“FAŞİZM HUKUKU KARŞISINDA AYSEL TUĞLUK’UN YANINDA OLMAK İNSANLIK BORCUDUR”
“Aysel Tuğluk sıradan bir siyasetçi değildir” diyen sanatçı Pınar Aydınlar da sözlerini şöyle sürdürdü:
“Alevi Kürt kadın kimliğiyle DTK önceki dönem eş başkanlığı yapmış. Milletvekilliği görevi üstlenmiş. Çok değerli bir insandır. 2016 yılından beri hapishanede. Çünkü özgürlüğü, adaleti, eşitliği tüm halklar için sahiplendi. Kürt kimliğinin ve bu mücadelenin bir neferi olarak da bugün devlet politikaları tarafından “demans” hastalığına rağmen cezalandırılmaya çalışılıyor. Aysel Tuğluk’un yaşadığı bu süreç aslında bir gözdağı. Kürt siyasetine karşı büyük bir tehdit. Hasta tutsaklar için en çok mücadeleyi veren bizler Aysel Tuğluk’un yaşadığı bu süreçte, devlet politikalarının düşman hukukunu nasıl uyguladığını hep beraber gördük. Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk defnedildiği mezarından çıkarıldı. Aysel Tuğluk hapishaneden annesini defnetmek için geldiğinde bu acı tabloyla karşılaştı. Bu bir faşizm hukukuydu. Aysel Tuğluk’un yanında olmak zaten bir insanlık borcudur.”
PİRHA / İSTANBUL
Yoruma kapalı.