Alevi Haber Ajansi

Yoldaş’ça Türküler: Müzik sektörü şu an derinleşen ekonomik krizin sonucunu yaşıyor-VİDEO

PİRHA- Müzisyenlerin yaşadığı sorunları PİRHA’ya anlatan Yoldaş’ça Türküler müzik grubunun kurucusu ve solisti Yoldaş Ceylan, “Salgın, müzik sektörünü çok olumsuz etkiledi. Şimdide derinleşen ekonomik krizin sonucunu yaşıyoruz. Bu iktidar sanata, insana, doğaya, emeğe karşı. İstanbul’da gençler Kürtçe müzik yaptığı için polis tarafından engellendiler. Bu tutum tekçi, inkârcı anlayışın ürünü” dedi.

Yoldaş’ça Türküler müzik grubunun kurucusu ve solisti Yoldaş M. Ceylan, beş yıldır müzikle uğraşıyor. Yoldaş Ceylan, müzik sektöründeki serüvenlerini ve müzisyenlerin yaşadığı sorunları PİRHA’ya anlattı.

Parçası olduğu kültürün var ettiği eserlerin unutulmamasını ve yaygınlaşmasını istediği için daha çok kendi yöresi olan Malatya ve çevresinin anonim türkülerini okumaya çalıştığını belirten Yoldaş Ceylan, türkülerle ve deyişlerle olan ilişkisinin uzun yıllara dayandığını dile getirdi.

Pandemi ve derinleşen ekonomik krizle birlikte müzisyenlerin yaşadıkları sorunların arttığını vurgulayan Yoldaş Ceylan, AKP iktidarının sanata ve sanatçıya yaşattığı baskılara da değindi.

Yoldaş’ça Türküler olarak Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Dersim gibi birçok ilde sahneye çıktıklarını söyleyen Yoldaş Ceylan, Ankara’da genellikle Bahar’da sahneye çıktıklarını, bu anlamda seçici olmaya çalıştıklarını, türkülerini dinleyecek, kendilerini anlayacak dinleyiciyi ve mekanları seçtiklerini ifade etti.

“MÜZİK SEKTÖRÜ DERİNLEŞEN EKONOMİK KRİZİN SONUCUNU YAŞIYOR”

Sözleri ve derlemeleri kendisine ait olan eserleri olduğunu kaydeden Yoldaş Ceylan, önümüzdeki günlerde Malatya yöresine ait bir halay potpori eseri ve yine aynı yöreye ait bir ağıt çalışmasının olacağını da aktardı.

Daha çok kendi yöresi olan Malatya ve çevresinin anonim türkülerini okumaya çalıştığını ve bundan sonra da bu tür eserleri seslendirmeye devam edeceğini dile getiren Yoldaş Ceylan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Parçası olduğum kültürün var ettiği eserlerin unutulmamasını ve yaygınlaşmasını istiyorum. Müzisyen arkadaşlarımızın yüzde 90’ı geçimini bu sektörden sağlıyor. Salgın, müzik sektörünü çok olumsuz etkiledi. Salgın tedbirleri ile birlikte eğlence yerleri kapanınca, müzisyenler ekonomik olarak çöküşe geçtiler. Bugün yeni yeni toparlanmaya çalışılsa da çok zor. Ülkemizde şimdide derinleşen ekonomik krizin sonucunu yaşıyoruz. Mekanlar artık çok zor duruma gelmiş haldeler. Müzisyene para veremiyorlar. Sizi çağıracak, sahneye çıkartacak maddi gücümüz yok, diyorlar. Müşteriler de çok azaldı. Artık çark dönmüyor.”

“SANATÇININ HER KOŞULDA ÜRETMESİ LAZIM”

Pandemi sürecinin müzik kültürüne etkilerinden de bahseden Yoldaş Ceylan; “Kültürel anlamda çok fazla bir şey değişmedi diyebilirim. Hayat standartlarını olumsuz yönde etkiledi fakat pandemi sürecinde de üreten, sanat yapan birçok sanatçı dostlarımız oldu. Ben de pandemi döneminde üç tane eser çıkardım. Şu an iki tane daha çıkartacağım. Eğer pandemi var deyip kabuğumuza çekilirsek, üretmezsek kaybetmiş oluruz. Hayata tutunmamız için üretmemiz şart. Yılmaz Güney’in de dediği gibi ‘Sanatçı tabiatı gereği militandır.’ Yenileştirici ve geliştirici olmalıdır. Bu yüzden sanatçı her şartta ne olursa olsun üretmesi lazım. Halkından aldığını tekrar halkına sunması gerekir.

Birçok sanatçı intihara sürüklendi, hastalandı, yaşadıklarından kaynaklı kansere de yakalandı. Ben bir müzisyen olarak her şeye rağmen gelecekten umutluyum. Müzik sektörünün toparlanması zaman alacak. Sektör, sanatçının, müzisyenin duyarlılığıyla, üretimiyle ve yaşam tarzıyla önümüzdeki süreçte hayat bulacaktır. Ben umutluyum. Çünkü bizim yaptığımız müzik, bizim söylediğimiz türküler umutlu türküler. Yani yarınlara umut taşıyan güzel şeyler. Bu yüzden umutsuzluk bizim için hoş bir şey değil. İntihar hiçbir koşulda kabul edilir bir şey değil” ifadelerini kullandı.

“BAZI SANATÇILAR BELEDİYELERİN KADROLU İŞÇİSİ GİBİ”

Bazı CHP’li belediyelerin pandemi döneminde göstermelik de olsa müzisyenlere cüzi ödemeler yaptığını anlatan Yoldaş Ceylan şu cümleleri kurdu:

“CHP’li belediyeler müzisyenlerin, Ankara gibi şehirlerde parklarda müzik yapmalarına ve para kazanmalarına olanak sağladılar. Belediyeler tarafından bu yapılanlar olumlu ve değerli ancak şöyle bir durum var, bazı sanatçılar belediyelerin kadrolu işçisi gibi. Turneye çıkarır gibi şehirlerinde sahneye çıkartıyorlar ve on binlerce hatta yüz binlerce liralar ödeniyor bu kişilere. Bu kişilerin sanatlarına kesinlikle sözüm yok. Ancak bir müzisyene 500 lira verilirken diğer yandan bir iki kişiyi, birçok il ve ilçelerde sahneye çıkartıp on binlerce, yüz binlerce lira ödemek hoş olmuyor. Adil değil. Bunu doğru bulmuyorum. Bu popülerlik oluyor. Popüler olan sanatçıya bakıyorsun, besliyorsun, sahip çıkıyorsun ama diğer taraftan onun arkasında saz çalan, gitar çalan ya da sokakta müzik yapan gence 500 lira vererek geçiştirmeye çalışıyorsun.”

“ÇOĞU MÜZİSYEN YURT DIŞINA GİDİYOR, BUNU DOĞRU BULMUYORUM”

Var olan karamsarlığı ve umutsuzluğu her kesimin üzerinden atması gerektiğini vurgulayan Yoldaş Ceylan, ülkemizde siyasi iktidarın sanata, müzisyene, kültüre, inanca, insan haklarına ve halkların kardeşliğine karşı olan bir düşüncesi olduğunu söyledi.

Bu iktidardan sanat adına, insani değerler adına bir şey beklemenin mümkün olmadığını da dile getiren Yoldaş Ceylan, “Müzisyenlerin çoğu yurt dışına gidiyor. Ben bunu doğru bulmuyorum. Daha önce birçok ozan, sanatçı yurt dışına gitti ama onlar siyasi koşullar altında, çok zor durumda kalınca gittiler. Giden insanlar DGM’lerde yargılandılar. Birçok zulüm gördüler ve bu zulüm içerisinde marşlarını, türkülerini halklara ulaştırdılar. Son çare olarak gittiler. Şimdi bazı müzisyenler bu durumu fırsata çevirmeye çalışıyor. Geçmişte sosyalist, devrimci düşünceleri kullanarak yurt dışına çıkanlar oldu. Şimdi de sanatçı kimliğini kullanarak yurt dışına çıkmaya, kaçmaya çalışanlar var. Kesinlikle bunu doğru bulmuyorum.

“BU ÜLKEYİ BIRAKIP GİTMEK GERİCİ İKTİDARIN DEDİĞİNİ YAPMAK OLUR”

Yaşama sevincimizi kaybetmememiz lazım. Bu günler geçecek. Bu ülkeyi terk etmek doğru değil. Çünkü bizler gidersek inancımızı, kültürümüzü, suyumuzu, toprağımızı, geçmişimizi tamamen gerici iktidara bırakmış oluruz. Onlar da tam olarak bunu istiyor. Dersim Tertelesi’ni hatırlayalım. Oradan sürgünler olunca oradaki kültür, inanç hemen hemen yok olmaya yüz tuttu. Bu ülkeyi bırakıp gitmek gerici iktidarın dediğini yapmak olur. Müzisyen-Yazar Hasan Sağlam bir kitabında, toprağına tutunanlar, diyerek Dersim’de sürgüne gidenleri anlatmıştı. Sürgün edilenler yıllar sonra tekrar yurtlarına dönmüşlerdi. Bizim de toprağına, havasına, suyuna, kültürüne, inancına tutunmamız gerekir bu ülkenin” şeklinde konuştu.

“BU İKTİDAR SANATA, TİYATROYA, İNSANA, DOĞAYA, EMEĞE KARŞI”

Son süreçte AKP iktidarının Sezen Aksu’ya yönelik saldırısını ve İstanbul’da Kürtçe müzik yapan gençlerin engellenmesi durumunu hatırlatan Yoldaş Ceylan şunları aktardı:

“Sanatçı devrimcidir, ilericidir, üretkendir, muhaliftir. Gerçekleri, doğruları halka yansıtır. Bu durum zaten var olan iktidarların hoşuna gitmez. Bu iktidar sanata, tiyatroya, insana, doğaya, emeğe karşı. İktidarın Sezen Aksu’ya karşı bir çıkışı oldu. Ben açıkçası Sezen Aksu’nun bir karşılık verebileceğini beklemiyordum. Ancak çok güzel bir geri dönüş yaptı. Benim sözüm var, sazım var, beni ezemezsin, dedi. Müzisyenlerin ve halkların üzerinde çok iyi bir etki bıraktı bu. İstanbul’da gençler Kürtçe müzik yaptığı için polis tarafından engellendiler. Videolarda da görüyorsunuz, insanların kollarından tutup çekiyorlardı. Müziği susturmaya çalışıyorlardı. Bunlar tekçi, inkârcı anlayışın ürünü. Bu ülkede Türk’ü, Kürt’ü, Ermenisi tüm haklar var olduğu sürece şarkılarımızı, türkülerimizi, klamlarımızı var etmeye, üretmeye, söylemeye devam edeceğiz, O yüzden ben hem Sezen Aksu’ya hem de İstanbul’da Kürtçe müzik yapan gençlerimize yapılan saldırganlığı nefretle kınıyorum.”

“TAKSİM’DE KÜRT GENÇLERİNE YAPILAN SALDIRI ASLINDA KÜRT HALKINA YAPILDI”

Kürtçe müzik yaparken engellenen gençlerin yaşadığı durumun aslında Sezen Aksu’dan daha vahim olduğunu da belirten Yoldaş Ceylan, “İnsanlar popüler olma durumuna bakıyorlar. Halbuki Taksim’de Kürt gençlerine yapılanlarla aslında Kürt halkına bir saldırı yapıldı. Bir halkın diline yapılan saldırı vardı orada. Daha çok sahiplenilmesi gerekiyordu. Daha fazla gündemde tutulması gerekiyordu” dedi.

Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak