PİRHA- İzmir’de 1900’lü yıllarda Abdal Alevilere ait 28 hanenin yerleştiği Kuruçay Mahallesi’ndeki cemlere özlemini dile getiren Hasan Etliler, “Kuruçay’da muazzam bir Alevilik vardı. Semah dönünce coşardık, ağlardık. Alevilik dendiği zaman hepimiz oradaydık, bir aşk vardı. Kuruçay’da Alevilik tekrar kaynasın, yansın istiyoruz ama yok. Başımızda duran bir dedemiz, yaşlımız kalmadı” diye konuştu.
Geçen yüzyıllık dilimde yoğunlaşan eşitsizliklerin ve ayrımcılıkların olduğu Kuruçay Mahallesi’nde Abdal Aleviler ötekinin ötekisi olmaya devam ediyor.
Son 20-30 yılda tarikat ve cemaatlerin hedefi haline gelen Roman Aleviler, yaşadıkları tüm eşitsizlikler ve inanç ayrımcılığına karşı yüzyıllık olan onlarca ziyaretlerini korumaya devam ediyor.
Haydar Ocağı’ndan Hasan Etliler, geçmişte kalabalık yapılan cemlerin, yolu sürecek dedelerinin kalmamasından kaynaklı yapılmadığını ifade etti.
“BAŞIMIZDA DEDEMİZ KALMADI”
Tarikat örgütlenmeleri ile birlikte metropol şartlarının da toplumsallıklarını dağıttığını belirten Etliler, “Burada çok güzellikler vardı. O büyükler Hakk’a yürüyünce çok şeyler değişti. Dedeler hayatın şartlarına dair mücadele etmek zorunda kaldı. Alevilik, bizim için eline, beline, diline sahip olmaktı. Bizler Hak yoluna, Hacıbektaş, Abdal Musa yoluna aşk ile gidiyoruz. Yanmışız, köz olmuşuz. Eski güzellikleri yeni nesillere aktarmak istiyoruz ama yapamıyoruz. Yaşam mücadelesi bunun önüne geçmiş durumda. Aleviliği uygulayacak başımızdaki kişi yok” dedi.
“KURUÇAY’DA MUAZZAM BİR ALEVİLİK VARDI, SEMAH DÖNERKEN COŞARDIK, AĞLARDIK”
“Kuruçay’da Alevilik tekrar kaynasın, yansın istiyoruz” diyen Etliler, Kuruçay Mahallesi’nde Alevi nüfusunun azaldığını ve gençlerin ilgisiz kaldığını dile getirerek, “Burada sazlar çalınırdı, sesler her yerden duyulurdu. Alevi olarak buralarda az kaldık. Gençler yolunu, inancını yaşayamıyor. Kuruçay’da Alevilik tekrardan kaynasın, yansın istiyoruz ama yok. Alevilik aşkı içimizde közdür. Ziyaretlerimizi saklıyoruz, koruyoruz. Kimsenin de ilgilendiği yok zaten. Çocuklarımıza inancımızı anlatmak istiyoruz. Onlarla cem yapmak, semah dönmek istiyoruz. Başımızda duran bir dedemiz, yaşlımız kalmadı. Kuruçay’da muazzam bir Alevilik vardı. Semah dönünce coşardık, ağlardık. Alevilik dendiği zaman hepimiz oradaydık. Hepimiz koşuşturma içindeydik. İşlerimizi bırakır sohbete gelirdik. O zamanlar herkes, yemiş, tütün fabrikalarına gidiyorduk. Ama hepimizde bir aşk vardı. Akşama cem olacak hemen gidelim derdik. Belki şimdi büyüklerimiz başımızda olsaydı çok farklı olurdu” diye konuştu.
Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.