PİRHA- AİHM tarafından Aleviler hakkında verilen kararların AKP hükümeti tarafından uygulanmaması, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 30 Kasım-2 Aralık günleri arasında yaptığı toplantıda ele alınıyor. Toplantıyı ve Alevilerin taleplerinin kabul edilmemesini PİRHA’ya değerlendiren Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, “Avrupa’da kurulan bu tür mekanizmalar daha önce çifte standart uyguladılar. Bundan dolayı bizde yarattıkları ciddi bir tereddüt ve güvensizlik var” dedi. Halis Alevi kurumlarının da etkin davranmamasını eleştirdi.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 30 Kasım itibari ile Fransa‘nın Strazburg kentinde toplandı. 3 Aralık’a kadar sürecek toplantıda Bakanlar Komitesi’nin gündemlerinden biri de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından Alevilere dönük alınan kararların Türkiye tarafından uygulanıp uygulanmadığı oldu.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, geçmiş yıllarda zorunlu din dersi ve cemevleri ile ilgili Alevilerin lehine verilen kararları göz önünde bulundurarak, Türkiye’ye yeni bir yaptırım uygulaması bekleniyor.
Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, Aleviler hakkında AİHM tarafından alınan kararların Türkiye hükümeti tarafından uygulanmamasının ardından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin yeniden toplamasını değerlendirdi.
Halis, Avrupa Konseyi gibi uluslararası mekanizmaların ulusal çıkarlarına göre hareket ettiğini ve çifte standart uyguladıklarını belirterek görüşmelerden Türkiye’yi çok zorlamayacak bir kararın da çıkabileceğini söyledi. Bu süreçte Alevi kurumlarının etkin bir kamuoyu yaratamadığını da vurgulayan Halis, Alevilerin değerlerine ve potansiyeline denk düşecek bir inisiyatif ortaya koymaları gerektiğini aktardı.
“AVRUPA BİRLİĞİ KURUMLARININ BİZDE YARATTIĞI CİDDİ BİR TEREDDÜT VE GÜVENSİZLİK VAR”
Halis, bu kararları uygulamayanın Türkiye Devleti’nin yöneticileri olduğunu, AİHM’in aldığı kararların Anayasa’da yazdığı gibi nihai karar olduğunu ve Türkiye Devleti’nin hukuken AİHM’in verdiği kararlara uyma zorunluluğu bulunduğu halde bu kararları uygulamadığını da dile getirdi.
Halis, “Dönüp Avrupa’ya baktığımız zaman, Avrupa’nın da insan hakları konusunda, demokrasi konusunda söylediği çok söz var, aldığı birçok karar var. Ancak bunlara uyulmaması sırasında gösterdiği tepkiler çok yetersiz, çok eksik. Bu tür kararlarda bu şekilde davranmalarını Avrupa Birliği’nin demokrasi anlayışı ile bağdaştıramıyoruz. Bu çok büyük bir çelişki. Dolayısıyla Avrupa Birliği kurumlarının da bizde yarattığı ciddi bir tereddüt ve güvensizlik var. Teorik olarak güzel sözler söylüyorlar, yazılı metinler yayınlıyorlar ama kararları uygulamayan ülkeler ile ilgili olan ilişkilerinde daha çok kendi ulusal çıkarlarını koruyarak ve o çıkarlara göre hareket ederek davranıyorlar. Bu da bir handikap ve çelişkidir. Biz Avrupa Birliği’nin bu konudaki tutumunu aydınlar, demokratlar, sivil toplum örgütleri olarak eleştiriyoruz ve bunları bu manada kınıyoruz. Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Alevilerin kazandığı davaların kararları, öncelikle kendi hükümetimizden ve Türkiye’deki ilgili kurum ve kuruluşlardan uygulamalarını ısrarla bekliyoruz. Bundan asla geri bir adım atmıyoruz. Şüphesiz ki Avrupa Birliği’ni de bu konuda eleştirmek, baskılamak, onların kendi yarattıkları değerlere sahip çıkmalarını sağlamak için her koşulda onları da zorlamalıyız diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“ALEVİ KURUMLARI, SES ÇIKARMA VE KAMUOYU OLUŞTURMA NOKTASINDA YETERSİZ KALIYOR”
Bu süreçte Alevi kurumlarının da bu konuyu çok gündeme getirmediklerini ve bir birliktelik ortaya koyamadıklarını vurgulayan Halis, bu konunun büyük önem taşıdığını, Aleviler açısından tartışılması gerektiğini dile getirdi. Alevi hareketlerinin, Alevi toplumunun bu coğrafyadaki potansiyeline denk düşen bir etkinlik, bir inisiyatiflik ortaya koyamadığını da belirten Halis sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu bir gerçek. Bu durumu Alevi kurumlarının da büyük ölçüde kabullendiğini düşünüyorum. Alevi kurumlarının bu konudaki yetmezliği ve yetersizliğini, Alevi hareketleri öncelikle düşünüp değerlendirmelidir. Hak ettikleri inisiyatifi kullanmaları gerekir, diye düşünüyorum. Avrupa Birliği’nin aldığı kararlarla ilgili geçmişte Alevi kurumlarının ses çıkarmadığını söylemek haksızlık olur. Sesler çıktı, hala çıkıyor da ama yetersiz olduğu çok açık bir gerçek. Bu kararların uygulanmasını öncelikle siyasi iktidardan beklemeleri gerekiyor. Mevcut muhalefet partilerini bu konuda zorlamaları gerekiyor. Ancak Alevi kurumlarının bundan vazgeçtiğini, bu durumu kabullendiğini söyleyebiliriz. Vazgeçmiş derken, bu zorlamada ve baskı yapmada vazgeçmişlik anlamında söylüyorum. Türkiye’deki Alevi kurumlarının, Aleviliğin hak ettiği değerlere denk düşen bir etkinlik içerisinde olmadıklarını düşünüyorum. Kurumlara haksızlıkta etmek istemem ama genel olarak toplumdaki algıda bu yönde. Dolayısıyla Alevi hareketlerinin mutlaka bir araya gelip, kendi kişisel çıkarlarını bir tarafa itip, Alevi düşüncesinin toplumda yaygınlaşması, gelişmesi ve Alevi inancının özüne uygun bir duruş sergilenmesi konusunda birbirleri ile tartışarak, bir yol çizmeleri gerekir.”
“ÇİFTE STANDART UYGULAYIP, TÜRKİYE’Yİ ÇOK ZORLAMAYACAK BİR KARAR DA ALABİLİRLER”
Avrupa Konseyi’nden Türkiye’ye bir yaptırım kararı çıksa bile bunun etkili bir şekilde uygulanmayacağını söyleyen Halis, “Bir yaptırım kararı çıksa bile Avrupa Birliği’nin, Avrupa Konseyi’nin cemevleri, zorunlu din dersleri gibi konularda yapmaları gereken baskıyı yapmaktan vazgeçtikleri gibi bir kanaatim var benim. Şu an Avrupa Konseyi’nin üzerinde durduğu davalar Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarının uygulanması kararları. Bu doğrultuda etkili bir adım atabilirler gibi görünüyor. Tabi bu etkiyi nasıl, ne şekilde, hangi periyotta, hangi programla uygulayacakları noktasında bir fikrim yok. Bunu adım adım, aşama aşama mı yapacaklar yoksa Türkiye’nin Konsey’den çıkarılması gibi daha sert ve ciddi bir karar mı alacaklar şimdiden bilemeyiz. Bunu hep birlikte karar açıklanınca göreceğiz. Avrupa’da kurulan bu tür mekanizmalar çifte standart uygulamışlardır daha önce. Şimdi de Türkiye’ye karşı böyle bir tavır içerisine girecekler mi bilemiyoruz. Türkiye’yi çok zorlamayacak, çok baskı oluşturmayacak bir karar da alabilirler. Öyle bir tutum da sergileyebilirler” dedi.
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.