PİRHA- Sağlık emekçileri, iş yerlerinde ağırlaşan çalışma koşulları ve mobbinglerle ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, “Her geçen gün ağırlaşan yaşam ve çalışma koşullarında hayatta kalmaya devam eden bizler ne yazık ki halen hem ölüyor hem de çok değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın doğumunu ve kucağımıza alacağımız günü görmeden onları kaybediyoruz” denildi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Diyarbakır Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde ‘nöbet tutamaz’ raporu olmasına rağmen yoğun bakımda tuttuğu nöbet sonrası düşük yapan hemşire şahsında, iş yerlerinde ağırlaşan çalışma koşulları ve mobbinglerle ilgili SES Genel Merkezi’nde basın açıklaması yaptı.
Açıklamanın yapıldığı salona ‘Sağlığımız güvenliğimiz geleceğimiz tehlikede, seyirci kalmayacağız” yazılı pankart asıldı. Açıklamayı SES Genel Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli okudu. Diyarbakır’da yaşanan olayın bir cinayet olduğunu vurgulayan Adıbelli, piyasa odaklı sağlık sisteminin çöktüğünü belirterek çarpık sağlık sisteminin bir an önce düzeltilmesi gerektiğini aktardı.
“PİYASA ODAKLI SAĞLIK SİSTEMLERİ İFLAS ETTİ”
Ülkemizin pandemi gidişatı bakımından da sağlık sistemi bakımından da alarm verdiğini ifade eden Adıbelli, Covid-19 salgınında piyasa odaklı sağlık sistemlerinin iflas ettiğini dile getirdi. Salgınla mücadelede hem toplum sağlığını hem de sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin sağlığını koruyacak planlama yapılmadığını söyleyen Adıbelli; “Bu dönem çalışma koşulları en fazla ağırlaşan yine sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olmuştur. Dünya sağlık örgütü 2021 yılını sağlık emekçilerine adayarak ödüllendirirken, bizim ülkemizde ise Covid-19’un meslek hastalığı sayılması için sağlık ve sosyal hizmet emekçisinden illiyet bağını yani kısacası bu hastalığa nerde yakalandığını ve covid-19’dan dolayı ölüp ölmediğini ispatlamasını istemiştir. İktidar reklamdan, yalandan ve ranttan başka bir çözüm geliştirmemiştir. Her geçen gün ağırlaşan yaşam ve çalışma koşullarında hayatta kalmaya devam eden bizler ne yazık ki halen hem ölüyor hem de çok değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın doğumunu ve kucağımıza alacağımız günü görmeden onları kaybediyoruz” şeklinde konuştu.
“BU KOŞULLAR SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ TÜKETİYOR”
Pandemi döneminde çalışma koşulları, artan baskı ve mobbing nedeniyle tükendiklerini defalarca ifade etmelerine rağmen buna yönelik hiçbir çözüm üretilmediğini vurgulayan Adıbelli sözlerine şu şekilde devam etti:
“Özellikle pandemi döneminde artan iş yükü, uzun çalışma saatleri ve vardiyalardan kaynaklı sağlık ve sosyal hizmet emekçileri rapor ve izin kullanamadıkları gibi, personel eksikliği gerekçe gösterilerek az kişi ile çok iş yaptırılmaya çalışılmış bu durum çalışanlarda yorgunluğa ve tükenmişliğe neden olmuştur. Üstelik sağlıkta şiddetin hız kesmediği bir dönem bu kadar ağır koşullar altında çalışmanın pek çok psikolojik yansımasının da olacağını öngörmek zor değil. Uykusuzluktan kaygı bozukluklarına, depresyondan tükenmişlik sendromuna, panik ataktan stres bozukluğuna kadar geniş bir yelpazede psikolojik soruna rastlamak mümkün. Bu çalışma şartlarına ve yaşanılan ayrımcılığa mobbinge bağlı olarak ta birçok sağlık ve sosyal hizmet emekçisi intihar etmiş, kimisi bu nedenlerden dolayı istifa etmiş ve kimisi de yine bu nedenlerden dolayı yurtdışına gitmek zorunda kalmıştır. Bunun gibi birçok sorun sahadan doğru bize iletildiği gibi ne yazık ki birçoğuna da tanık oluyoruz.”
“HASTANENİN BAŞHEKİMİ DÜŞÜK YAPAN ARKADAŞIMIZI SUÇLADI”
Sağlık emekçilerinin gün aşırı nöbet tuttuğunu ve hastane yöneticileri tarafından mobinge maruz kaldığını aktaran Adıbelli, “Bu çalışma şartlarına yönelik Sağlık Bakanlığı düzenleme yaptığını ifade etse de alanda sorunlara çözüm olmamıştır. Diyarbakır Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi yoğun bakım biriminde çalışan sağlık emekçisi kadın üyemizin riskli gebeliği ve ‘nöbet tutamaz’ raporu olmasına rağmen kendisine nöbet tutturulmuş. Yer değişikliği talebinde bulunmasına rağmen yer değişikliği gerçekleştirilmemiş ve maalesef sağlık emekçisi arkadaşımız çocuğunu kaybetmiştir. Hastane yöneticilerinin görevi kötüye kullanması, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuatını yok saymaları, arkadaşımızın çocuğunu kaybetmesine sebep olmuştur. Dün aynı hastanede benzer bir olayla ilgili bize ulaşan bilgi, 5 yaşında çocuğu olan sağlıkçı iki eşin itirazlarına rağmen çalışan sayısı yetersizliği gerekçe gösterilerek aynı gün nöbet tutmaya zorlanmışlar. 7/24 ücretsiz kreş açmayı mali külfet olarak görenler bu tutumlarıyla çocuklarımızın sağlığını, güvenliğini ve bakım hakkını tehlikeye atmaktadırlar. Edindiğimiz bilgilere göre muhakkik olarak atanan başka bir hastanenin başhekimi düşük yapan arkadaşımızı suçlayacak kadar vicdan ve meslek etiğinden uzaklaşmıştır” ifadelerini kullandı.
“BU BİR CİNAYETTİR”
‘Şu kesindir ki ortada bir cinayet vardır!’ diyen Adıbelli, “Sağlık Bakanlığı’nın ve Çalışma Bakanlığı iş müfettişlerinin buna neden olan ve bu suça ortak olan hastane yönetimi hakkında etkin bir soruşturma yapmasını ve ihmali olanlarla ilgili işlemleri bir an önce başlatmasını talep ediyoruz. Bu sürecin takipçisi olacağımızı tüm basın ve kamuoyuna buradan ifade ediyoruz” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.