PİRHA-Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkan Yardımcısı Ali Aktaş, Dersim’de bulunan Alevi köylerinde karakollardan ezan okutulmasına ve Alevi köylerine camii yapılmasına tepki gösterdi. Aktaş, “Dersim‘de Alevi köylerinde ezan olayı yeni değil. Direklere değil, her evimize bir hoparlör bağlasanız da Alevi toplumu hiçbir zaman asimile olmadı, olmayacak” dedi.
Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkan Yardımcısı Ali Aktaş, Alevi köylerine yönelik asimilasyon ve baskı politikalarına ilişkin PİRHA’ya konuştu.
Alevi Kültür Dernekleri Cemevinin bulunduğu Manavgat bölgesinden bahsederek konuşmasına başlayan Aktaş, bölgede 10 binin üzerinde Alevi yaşadığını, yazın ise bu sayının turizmden dolayı 100 binlere kadar yaklaştığını aktardı. Son iki senedir ise pandemiden dolayı çok göç verildiğini ve Alevi nüfusunun kışın 10 binin altına kadar düştüğünü söyledi.
“CAMİ YOKSA YOL, SU, ELEKTRİK DE YOK!”
2 yıl önce İstanbul Ayazağa’da cemevinin önündeki elektrik direklerine takılan hoparlörlerden yüksek sesle ezan okutulmasına ve son dönemde Dersim’deki Alevi köylerinde karakollardan ezan okutulmasına değinen Aktaş, şunları ifade etti:
“Dersim‘de Alevi köylerinde ezan olayı yeni değil. Özellikle Anadolu’daki köylerde insanlar taciz ediliyordu. O ezanların okunduğunu çocukluğumda gördüm ve yıllardan beride yaşıyoruz. Bizim yöremiz olan İmranlı’da bunu yapamadılar hiçbir Alevi köyünde cami yoktur. Ama başka türlü baskı gördük, başka türlü eziyet gördük. Neydi bu? Mesela bizim köylerimiz ana yola en fazla üç veya 5 km mesafede olmasına rağmen ne yazık ki köylerimizde yollar yapılmadı. Gidip yol talebinde bulunduğumuz zaman söyledikleri şey şuydu: ‘Cami yapın yolunuzu da yapalım, suyunuzu da getirelim, elektriğinizi de getirelim.’
Düşünebiliyor musunuz bizim köyümüz ana yola 2 km ama elektriğimiz 10-15 sene önce geldi, yolumuz daha yeni yapıldı. O da tek aracın geçebileceği şekilde bir yol. Karataş İmranlı’nın en büyük köylerinden biridir. Ama ne yazık ki insanlar ekonomik yönden memleketlerinde durmadılar, gurbete geldiler. Ama şu anda millet yavaş yavaş köyüne dönüyor ve ev yapıyor. Özellikle emekli olanlar köylerine dönüyorlar.
“ALEVİ KÖYÜNDE EZAN ZULÜMDÜR”
Köylerimizde ezan insan haklarına aykırı bir tutumdur, bu bir zulümdür. Direklere değil, her evimize bir hoparlör bağlasanız da Alevi toplumu hiçbir zaman asimile olmadı, olmayacak. Kerbela’dan bu zamana kadar bizim direnişimiz Hazreti Hüseyin direnişidir, Hüseyin’ce bir duruştur. Biz o duruşumuza devam ediyoruz. Kimsenin bizi asimile etmeye hakları da yok, böylesi bir güçleri de yok, yapamazlar da.”
“ALEVİLERİ ASİMİLE ETMEK İÇİN ÇOK UĞRAŞTILAR AMA BAŞARAMADILAR”
12 Eylül askeri darbe döneminde Alevilere yönelik uygulanan asimilasyon politikasının bir parçası olan Alevi köylerine camii yapılması ile bugünkü yürütülen uygulamalar arasında farklılık olmadığını belirten Aktaş şunları dile getirdi:
“Evet, 12 Eylül döneminde Alevi mahallelerine hoparlör bağlanıyordu. Alevi toplumunu asimile etmek için çok uğraştılar, beceremediler, yapamadılar. Çünkü Alevi toplumu okuyan, düşünen, biat etmeyen bir toplumdur. O kültürünü yol önderlerimizden aldık. Dedelerimizle, pirlerimizle, seyitlerimizle yolumuza devam ediyoruz. Bizi asimile etmeye güçleri yetmez. Daha önceden de valiler, kaymakamlar ve devletin yetkilileri tarafından baskılarla köylerimize cami yaptırmaya çalıştılar olmadı, yapamadılar. Biz bu yapılanların hiçbirini kabul etmiyoruz, bu yaptıkları bir zulümdür, insanlık suçudur. Kaldı ki bu ülkede sadece Sünni inançtaki insanlar yaşamıyor. Bu ülkede Aleviler var, Ermeniler var, Süryaniler var, daha nice, değişik inançlardan, değişik kültürlerden olan insanlar var.”
“ALEVİLERE VE KÜRTLERE ZULÜM EDİYORLAR”
Alevilerin kimsenin inancına karışmadığını vurgulayan Aktaş, “Biz kimseye niye camiye gidiyorsun demiyoruz. Niye namaz kılıyorsun demiyoruz. Ama ne yazık ki onlar bizim cemevlerimizin yasal statüsünü kabul etmedikleri gibi cemevlerimizi cümbüş evi, cemevlerimizi terör yuvası olarak görmeye çalıştılar. Bunu yapan da memleketin en üst tepesinde bulunan insanlar, orada zoraki oturanlar. Özellikle söylüyorum zoraki oturanlar. Ne yazık ki memleketimizde biz Alevilere ve Kürtlere zülüm ediyorlar. Biz boyun eğmedik elbette ki bir takım haksızlıklara maruz kaldık” diye konuştu.
“BUGÜN YAPILANLAR 12 EYLÜL’DEN DAHA KÖTÜ”
Bugün hala devlet dairelerinin üst yönetimlerinde Alevi olmadığını, Alevilerin belirli makam ve mevkilere gelmesinin engellendiğini söyleyen Aktaş, şöyle devam etti:
“Bir Vali yok, 956 ilçe var bir tane kaymakam yok, emniyet müdürü yok, okul müdürü yok, genel müdür yok, askerin tepesinde kimse yok. Çünkü almıyorlar. Ayrıca şu an yapılan zulümler 12 Eylül döneminden daha kötü. Ne yazık ki cemaatler yoluyla asimilasyon işine giriştiler ama başaramadılar. Cemaatler yoluyla yapamadıklarını karakollarda ezan okutulması gibi uygulamalarla yapmaya çalışıyorlar. Bu tür yapılanlar insanlık dışıdır, faşizmdir, kesinlikle kabul etmiyoruz. Bu yapılanları insan haklarına aykırı buluyoruz.”
Cebrail ARSLAN/MANAVGAT
Yoruma kapalı.