PİRHA-Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin gözüne isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’nın Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru karara bağlandı. PİRHA’ya konuşan Sarıkaya, “AYM, eziyet yasağının ihlal edildiğine karar vererek 8 yıldır yargı önüne çıkarılmayan polisler hakkında yeniden soruşturma açılmasına hükmederek emsal karara imza attı” dedi.
Erdal Sarıkaya 11 Haziran 2013’te Taksim Meydanı’nda ki direniş sırasında polisin attığı gaz fişeğinin gözüne isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybetmişti. Görüntüleri inceleyen bilirkişi raporunda, o gün orada gaz tüfeği kullanma yetkisi olan 16 polisin kimliğini belirlenmiş ancak İstanbul Valiliği soruşturma izni vermediği için haklarında soruşturma açılamamıştı. İtiraz üzerine Bölge İdare Mahkemesi, suçun soruşturulmasının izne tabi olmadığı değerlendirmesiyle izin verilmeme kararını kaldırmış ancak sorumluluğu bulunan polisler hakkında aradan geçen 8 yıla rağmen soruşturma açılmamıştı.
ORANTISIZ GÜÇ KULLANILDI, EZİYET EDİLDİ
Ardından Erdal Sarıkaya 9 Kasım 2017 günü Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Mahkeme başvuruyu 17 Mart 2021’de karara bağladı. Kararın gerekçelerini ayrıntılı olarak açıklayan mahkeme hüküm bölümünde şu ifadelere yer verdi:
“-Somut olayda kolluğun yakalamaya veya etkisiz hâle getirmeye çalışırken başvurucuyu yaraladığı yönünde bir bulguya rastlanmamıştır. Dolayısıyla kargaşa ortamına yol açtığı ileri sürülmeyen başvurucunun başından (gözünden) yaralanması olayında kolluğun gerekli tedbirleri almadığı ve kontrolsüz bir şekilde gaz fişeği atmak suretiyle başvurucunun yaralanmasına sebep olduğu değerlendirilmiştir.
– Somut olayın gerçekleşme koşulları ve özellikleri, başvurucunun yaralanmasının niteliği ile başvurucu üzerindeki muhtemel fiziksel ve ruhsal etkileri birlikte dikkate alındığında kolluk görevlileri tarafından gerçekleştirilen muamelenin belli bir ağırlık derecesine ulaştığı ve olayda Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasının gerektirdiği asgari ağırlık eşiğinin aşıldığı sonucuna varılmıştır.
– Bu tespitten sonra kolluk görevlileri tarafından gerçekleştirilen eylemin hangi boyuta ulaştığı değerlendirilmelidir. Olayın koşulları bir bütün olarak değerlendirildiğinde özellikle başvurucuda yarattığı etki nazara alındığında yaralama eyleminin eziyet olarak nitelendirilmesi mümkündür.”
“AYM TARİHİ BİR KARAR VERDİ, EMSAL OLACAK”
8 yıldır adalet mücadelesi veren Sarıkaya PİRHA’ya dava sürecine dair açıklamalarda bulundu. AYM’nin almış olduğu kararın tarihi bir karar olduğunu ve bundan sonra bu tür davalara da emsal teşkil edeceğini belirten Sarıkaya, “AYM’nin bu kararıyla bu zamana kadar müdahale edilemeyen polisler yeniden yargı önüne çıkarılabilecekler. Benim dosyam iki kere faili meçhuller bürosuna gönderilmişti ve yakın bir tarihte zamanaşımından kapatılacaktı. Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu bu karar ile dosyam yeniden başa dönecek. Bize karşı o gün bu saldırıyı gerçekleştirenler ve beni kör edenlere karşı hesap sorma sürecine girmiş olduk. 16 polis şüpheli olarak dosyada yer alıyor. Kask numaraları ve sicil numaraları da mevcut, kimlikleri belli. İvedilikle Bakanlık tarafından bu polislerin soruşturmaya dahil edilmesi gerekiyor” dedi.
“KORKU İMPARATORLUĞU YÜZÜNDEN YARGILAMANIN ÜZERİNE GİDİLMEDİ”
‘AYM bu kararla birlikte hiçbir suçun cezasız kalmaması gerektiğini vurgulamış oldu’ diyen Sarıkaya, sözlerine şöyle devam etti:
“8 yıldır bu polislerin kimliklerinin belli olmasına rağmen hiçbir şekilde müdahale edilemedi. Bu polisler hep birileri tarafından korundu. Bize yapılanların hesabının sorulması engellendi. Emniyet, Savcılık üzerine düşeni yapmıyordu. 8 yıldır hep oyalandık ve sürüncemede bırakıldı davamız. Çünkü bir korku İmparatorluğu var ve bu korku İmparatorluğu devletin bütün kademelerine nüfuz etmiş durumda. Buna bağlı olarak kimse bu tür olayların üzerine gidemiyordu, gitmiyordu. Çünkü yakın tarih açık, dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı o gün Gezi’yi kana bulayanlara ‘Benim kahraman polislerim’ dedi. Saldıranları ‘Kahraman’ ilan etti. Buna bağlı olarak bundan sonraki süreç adliye koridorlarında hep adaletsizliklerin yaşanmasına neden oldu.”
“DOSYANIN ZAMAN AŞIMINA UĞRAMASINI İSTEDİLER ÇÜNKÜ…”
8 yıldır adalet aradığını ama bulamadığını ifade eden Sarıkaya, şunları aktardı:
“Adalete erişemedik. Vali, Savcılık, Emniyet dosyamızı yeterince incelemedi. Yeterli bilgiyi, belgeyi toplamadılar. Gerekli işlemleri yerine getirmediler. Böyle yaparak dosyanın zaman aşımına uğramasını sağlamak istediler. Bu olaylar araştırılsaydı ucu dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadar uzanacaktı. Bunu bildikleri için kapatılmasını istediler davanın. Şimdi Anayasa Mahkemesi bu kararı alarak yargılamanın önünü açmış oldu. O dönemki polisler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin polisleri olarak görev yapmadılar. İktidarın paralı askeri olarak, siyasi nedenlerle verilen kararlar sonucu bize saldırdılar. Anayasa Mahkemesi ayrıca bu polisler hakkında izin alınmasına gerek olmadığına da hükmetti. Yani izin beklenmeden, izin alınmadan haklarında soruşturma açılmalıydı dedi. Bu bundan sonraki bu tür davalara emsal olacak.”
“YARGI ÖNÜNDE HESAPLAŞANA KADAR VAZGEÇMEYECEĞİM”
Önümüzdeki dönemde gerçekleşecek olan yargılama aşamasında adil bir yargılama yapılacağına inanmak istediğini dile getiren Sarıkaya, son olarak “Dosyada adı geçen polisler hala görevdeler mi bilmiyoruz. Biz daha önce bu polislerin bulunması, araştırılması için başvuru yaptık. 15 Temmuz’dan sonra hala görevdeler mi, değillerse neredeler öğrenmek için başvurduk. Emniyet bize gerekli cevapları vermedi. Anayasa Mahkemesi verdiği kararda buna da değindi. Yapılması gereken işlemler Savcılık ve Emniyet tarafından yerine getirilmedi. 8 yıl boyunca adalet ararken adaletsizliğin her türlüsünü gördüm. Bu ülke bir hukuk devletidir. Bu ülkede diktatörlük yoktur. Olmazsa olmazımız hukuktur, adalettir. Bu zulmü bize reva görüp polisleri ‘Kahraman’ ilan edenlerle yargı karşısında hesaplaşana kadar asla geri adım atmayacağım. Mücadeleme devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
Melis CİDDİOĞLU/PİRHA
Yoruma kapalı.