Cumartesi Anneleri 837. hafta eyleminde, ömrü evlatları Nurettin’i bulmaya yetmeyen Zeycan ve İsmail Yedigöl’ün adalet arayışını hatırlattı. Zeycan ve İsmail Yedigöl’ün çocukları, “Annem ve babamın mezar yerini bulma mücadelesine devam edeceğiz” dedi.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için adalet mücadelesi yürüten Cumartesi Anneleri 837. hafta eyleminde, Yedigöl ailesinin, “Kırk yıl değil bin yıl da geçse bir mezarımız olmadan, adalet sağlanmadan bu dava bizim için kapanmayacak. Arayışımızı kuşaktan kuşağa aktararak sürdüreceğiz” diyen sesine ses oldu.
Covid-19 salgını nedeniyle Cumartesi Anneleri’nin sosyal medya hesabından açıklama yapan kayıp yakınları, 1981 yılından bu yana haber alınamayan Nurettin Yedigöl dosyasını ele aldı. Kayıp yakınları, ömürleri evlatları Nurettin’in mezarını bulmaya yetmeyen Zeycan ve İsmail Yedigöl’ü andı ve mücadelelerini sürdüreceklerine vurgu yaptı.
“AİLEMİZİN NURETTİN’İN MEZARINA ULAŞMA MÜCADELESİNİ DEVRALDIK’
Nurettin’in kardeşi Muzaffer Yedigöl, kırk yıl önce babası İsmail Yedigöl ile başlayan arama mücadelesinin bitmeyeceğinin altını çizdi. “Son nefesine kadar oğlum diyen annem Zeycan’ın ve babamın Nurettin’i arama mücadelesine biz devam ediyoruz” diyen Muzaffer Yedigöl, “Ne bir mezar yerimiz, var ne de onu katledip kaybedenleri cezalandırdılar. İşte biz annem ve babamızın Nurettin’in en azından mezarına ulaşma ve adalet mücadelesini devraldık” dedi.
‘”ANNEM, NURETTİN’İN KEMİKLERİNİ MEZARIMA KOYUN DEDİ”
Sevim Yedigöl de gözü kapıda ağabeyi Nurettin’i yıllarca beklediğini ifade etti. Arkadaşlarının Nurettin’in gördüğü işkenceyi anlatmasından sonra yıkıldığını dile getiren Yedigöl, “Biz onu unutmadık, unutmayacağız. Ondan vazgeçmeyeceğiz. Annem son nefesini verene kadar hep ‘Nurettin’ diye sayıkladı. Eve her gelene, ‘benim oğlumu katlettiler, kafirler’ derdi. Ölene kadar gözü açık gitti. Annemin ağlamaktan gözü görmedi, ‘ölmek istiyorum ama Nurettin yok ölmek istemiyorum; ölürsem Nurettin’in kemiklerini mezarıma koyun’ dedi. Annem, gözleri açık gitti” diye konuştu
EFE: AĞIR İŞKENCELERE RAĞMEN ADINI BİLE SÖYLEMEDİ
Nurettin Yedigöl’ü Gayrettepe Emniyet’te işkencede gören çok sayıda tanıktan biri olan Ümit Efe, beraber gözaltına alındıklarını hatırlatarak, “Kendisini Gayrettepe gördüm. Benim gibi birçok gözaltındaki kişi gördü; çok ağır işkencelere uğradı, ayakta duramıyordu. Kendisini çekerek götürüp, çekerek getiriyorlardı. İsmini dahi söylemiyordu ve bu nedenle çok ağır işkencelere maruz kaldı. 4 gün sonra haber alamadık” şeklinde konuştu.
KESKİN: BAŞVURULARIMIZ YENİ DELİL YOK DİYE REDDEDİLDİ
Dosyanın avukatı Eren Keskin ise o dönemin tüm kaybolan insanları gibi Yedigöl’ün ailesinin de yetkililere başvurduğunun altını çizdi.. Ailelerin kayıplara dair açılan bir dosya olduğu umuduyla hareket ettiklerini ancak hiçbir sonuç alamadıklarının farkında dahi olmadan yıllar geçtiğini işaret eden Keskin, “Cumartesi Anneleri eylemleriyle birlikte aileler yeniden başvuru yaptılar. Yaptıkları başvurular reddedildi. Üzerinden uzun zaman geçmiş, yeni delil yok gerekçesi sunuldu” dedi.
Keskin, AİHM’den sonuç beklediklerini dile getirdi.
“ONLARIN BIRAKTIĞI YERDEN NURETTİN İÇİN ADALET İSTİYORUZ”
Cumartesi Anneleri 837. hafta eyleminin basın metnini Yonca Verdioğlu okudu. Gözaltında kaybedilenler için hakikat ve adalet talebini yineleyen Verdioğlu, “Onların bıraktığı yerden çocukları ve torunları ile birlikte Nurettin Yedigöl için adalet istiyoruz! Kaç yıl geçerse geçsin Nurettin Yedigöl ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 138 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diye belirtti.
NE OLMUŞTU?
Sosyalist kimliği ile tanınan 26 yaşındaki Nurettin Yedigöl İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında yakalama kararı çıkartıldı. 10 Nisan 1981 tarihinde İdealtepe’de bir ev baskınında gözaltına alındı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Gayrettepe’deki ünlü işkence merkezi 1. Şube’ye götürüldü. Orada Honduras’ta işkence eğitimi alan K Gurubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için ağır işkenceye maruz kaldı. Şubede gözaltında bulunan diğer kişiler onu son gördüklerinde; kanlar içindeydi, konuşamıyordu ve bilinci yerinde değildi. O günden sonra kendisinden bir daha haber alınamadı.
Çok sayıda kişi Nurettin’i siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti. “Şahidiz, işkencede öldürüldü” diye ifade verdi. Ailesi; Emniyet Müdürlüğüne, Askerî Savcılığa, Sıkıyönetim Komutanlığına, Millî Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliğine, Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa başvurdu ancak bir sonuç alamadı. Başvurdukları her yerde Nurettin’in gözaltına alındığı reddedildi.
Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili farklı tarihlerde yapılan yapılan suç duyuruları sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldü. Ancak etkin olmaktan uzak soruşturmaların hepsinde, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
Zeycan Yedigöl, oğlunun polis tarafından gözaltına alındıktan sonra devletin himayesi altındayken kaybolduğu ve adli makamlarca etkili soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 10 Aralık 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi, evrensel hukuka ve teamüllere aykırı bir biçimde başvurunun zaman bakımından kabul edilemez olduğuna karar vererek, iç hukuk yollarını tamamen kapattı. Dava AİHM’e taşındı. Baba İsmail Yedigöl 1998 yılında aramızdan ayrılıncaya kadar Nurettin’i aramaktan vazgeçmedi. Anne Zeycan Yedigöl, 98 yaşında aramızdan ayrılıncaya kadar “Oğlumu kaybedenlerden, onları yargılamayanlardan iki cihanda davacıyım. Ellerim yakalarında, ahım peşlerinde olacak.” diyerek girişimlerini sürdürdü.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.