PİRHA- HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Uluslararası camiaya çağrıda bulunarak, Halepçe Katliamı’nı soykırım olarak tanınmasını istedi. “Ortada büyük bir ahlaki sorun, çürümüşlük, bir yozlaşma hali var” diyen Sancar, “Bizim gündemimizde ne kapatma ne de fezlekeler tartışması var, güçlü birikimimizle halkımızın büyük fedakârlığıyla yolumuza bir milim sapmadan devam edeceğimizi herkes duysun” ifadelerine yer verdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, haftalık meclis grup toplantısında konuştu.
“HALEPÇE SOYKIRIM OLARAK TANINSIN”
Sancar, Mart ayının acılar ayı olduğunu belirterek başladığı konuşmasında, Halepçe katliamının yıl dönümüne dikkat çekerek, şöyle devam etti:
“İnsanlığa karşı işlenen bir suçtur bu. Bu bir soykırımdır. Uluslararası güçlerin bu tanımlamayı kabul etmeyişini üzüntüyle ve ibretle izliyoruz. Uluslararası camiaya tekrar çağrı yapıyoruz; Halepçe soykırım olarak tanınsın. Tanınsın ki bu tür katliamlara niyetlenenler buna cesaret edemesinler. Bir daha asla demenin yolu buradan geçiyor. 182 bin Kürdün katledildiği ‘Enfal Operasyonu’ydu. O gün yaşanan acı bugün tazeliğini koruyor, insanlığa karşı işlenen bütün suçlarda olduğu gibi. Yüzleşilmeyen ve tamir edilmeyen bütün acılar yüz yıl geçse de aynı tazelikte olur ve geleceği de ipotek altına alır. Bugün bu acı kendini Kobane’den Şengal’e, Cizre’den Afrin’e uzanan saldırı dalgalarıyla gösteriyor. Katliamcılara karşı bu nedenle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu katliamlar aynı zamanda Kürt halkının birlik olmasının tarihsel bir sorumluk ve zorunluluk olduğunu bütün yakıcılığıyla bizlere hatırlatmaktadır. Bunu başarmak siyasi olduğu kadar vicdani bir sorumluluktu.”
16 Mart aynı zamanda Beyazıt Katliamı’nın yıl dönümü olduğunu ifade eden Sancar, “Yüzleşilmeyen bu katliamların ardında yatan bu zihniyet fırsat buldukça hemen devreye giriyor.16 Mart Katliamı’nı da hafızalarda canlı tutmak ve bir daha tekrar etmemesi için hep birlikte mücadele yürütmek zorundayız” diye konuştu.
Sancar, konuşmasının devamında pandemiyle mücadele eden sağlıkçılara değinerek, “Bu zorlu mücadele en büyük fedakârlığı yapan sağlık emekçilerini saygıyla selamlıyorum. Halkı salgının insafına terk eden, salgın ortamını rant fırsatına dönüştürmekten hicap duymayan bir iktidar zihniyetini hep birlikte gördük” diye belirtti.
“ÇÜRÜME VE YOZLAŞMAYLA BU TOPLUMU TOPLUM OLMAKTAN ÇIKARIYORLAR”
“6 milyon insan daha işsizler kervanına katıldı. Artık TÜİK bile bu gerçekleri gizleyemez hale geldi. İşsizliğin yüzde 30’lara vardığını itiraf etmek zorunda kaldılar” diyerek sözlerini sürdüren Sancar, şunları dile getirdi:
“Ortada büyük bir ahlaki sorun, çürümüşlük, bir yozlaşma hali var. Sefaletten kendine menfaat çıkarmaya çalışan zihniyet bu ülkede her yere sinmiş durumda. İşte en büyük tehlike budur. Bu çürüme ve yozlaşmayla bu toplumu toplum olmaktan çıkarmaya, sürüye dönüştürmeye çalışıyorlar. Bu fırsatçı anlayışa izin verilmemeli. Bütün demokrasi güçlerinin adaletten, eşitlikten yana olanların güç birliği yapması gerekiyor. Bu çağrımız boş bir çağrı değil. Bunları ciddiye almayanların ileride tarihe ve halka karşı nasıl bir sorumluluk ve vebal altında kalacaklarını hatırlatıyoruz. Herkesin vicdanını kurtarması için mücadele veriyoruz. Bu mücadele kendimiz, partimiz için değildir. Bu mücadele vicdanları kurtarma, yeniden toplum haline gelme mücadelesidir.”
“İNSANLAR ARTIK AŞ VE İŞ BULAMIYOR”
‘İş ve Aş’ kampanyası çerçevesinde insanlarla görüştüklerini ve binlerce esnafın kepenk kapattığını, insanların artık aş ve iş bulamadığının altını çizen Sancar, bunun faturasını insanlar mutlaka iktidara çıkaracağını söyledi.
“GÜNDEMİMİZDE NE KAPATMA NE DE FEZLEKELER TARTIŞMASI VAR”
Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“10 milyon işsiz konuşulmasın diye milletvekillerimizle ilgili fezlekeler gündeme sokuluyor. Kapanan iş yerleri konuşulmasın diye HDP’nin kapatılmasını tartışıyorlar. Artan zamlar vergiler ve hayat pahalılığı konuşulmasın diye sürekli tehditler ve düşmanlar üretiyorlar. İşsizliği, enflasyonu, doları düşüremediklerinde kendi kontrollerinde yargıyı, polisi devreye sokuyorlar, partililerimize ve toplumsal muhalefete yönelik operasyonlar yürütüyorlar. Toplumsal desteklerinin her geçen gün eridiğini gördükçe seçim kanunlarıyla oynamaya başlıyorlar. Bir iktidar seçim kanunlarıyla oynama ihtiyacı duymaya başlamışsa, biliyor ki kaybetmiştir. Halkın desteği olmadan da çoğunluğu nasıl elde ederim diye hesaplar, fitnelikler, cinlikler peşinde koşmaya başlarlar. Ne yaparlarsa yapsınlar halk kararlı davranırsa, muhalefet güçlü bir birliktelik oluşturursa bu hesapları boşa çıkarmak son derece kolaydır.
SOKAĞIN GÜNDEMİNDE AÇLIK, YOKSULLUK, İŞSİZLİK VAR
Sokağın gündeminde açlık, yoksulluk, işsizlik var. Değişim arayışı var. İktidarın siyasi mühendislikle alışveriş sepeti dolmuyor. Bizim de gündemimizde ne kapatma ne de fezlekeler tartışması var, güçlü birikimimizle halkımızın büyük fedakârlığıyla yolumuza bir milim sapmadan devam edeceğimizi herkes duysun. Bizim gündemimiz halktır, adalettir, barıştır, demokrasidir. Onlar bizi kapatmayı, siyaset dışına itmeyi tartışadursunlar biz en geniş demokrasi ittifakıyla bu iktidar dönemini kapatmanın, yeni bir dönemini başlatmanın mücadelesini yürütmeye devam edeceğiz.”
“NEWROZ BARIŞA GİDEN YOLU AYDINLATIYOR”
Sancar, konuşmasının devamında Newroz Bayramı’na da değinip 2013 Newroz’unu hatırlatarak, “barış ve çözüm arayışlarının bu ülkedeki toplumsal hafızasıdır. O meydanda okunan çağrı yeniden sahiplenilmek zorundadır. Biz bu bütün yıkıntının sorumlusu olan iktidardan beklemiyoruz barışı. Eğer Kürt sorununda çözüme doğru yol alacaksak bunun adresi artık toplumun kendisidir, demokrasi güçleri ve muhalefettir. Herkes önüne adil barış programı koymak zorunda. Boş, manipülatif tartışmalarla kaybedecek zamanımız yok. Bu irade barışla birlikte demokrasi, adaleti yeniden inşa edecektir. Newroz’a heyecanla hazırlanıyoruz, bu umut buluşmasıdır. Bu haksızlığa, zulme direnme yolculuğudur. Bizler Newroz halkının içinden geliyoruz. Newroz yaşamı yenilemenin, yeni yaşamının günüdür. Baharda hep birlikte güzel yaşamı aramanın günüdür. Newroz barışa giden yolu aydınlatıyor. Ülkenin tüm halklarının, barıştan yana herkesi omuz omuza olmaya davet ediyorum. Newroz’u en içten dileklerimle kutluyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.