PİRHA – Dersim’de halk, salgın nedeniyle yaşanan belirsizlikten kaygılılar. PİRHA’ya konuşan yurttaşlar, “Bizi asıl üzen nokta belirsizliklerin olması. Evde işsizlik, yoksulluk, dışarıda ise hastalık var” diyerek kaygılarını dile getirdiler. Yurttaşlar, yardımlar için başvurduklarını ancak hala bir sonuç alamadıklarını kaydettiler.
Koronavirüs salgını sürecinde tüm dünyada olduğu gibi Dersim’de de karantina devam ediyor.
Dersim halkı süreci normal koşullarda atlatmaya çalışırken sokaklarda ara ara görünen çocuklar koronavirüsün geçeceği günleri özlemle aratıyor.
Balkonlara, bahçelere çıkan insanlar bu süreci atlatmaya çalışıyor.
Bahçesinde ekmek yapanlar, oyun oynayan çocuklar, temiz hava almak isteyen yaşlılar, bağı bahçesiyle uğraşanlar renkli görüntüler oluşturuyor.
Öte yandan işsizliğin getirmiş olduğu psikolojik bir ağırlık da söz konusu. Bu süreçle birlikte halkın ekonomik kaygıları bulunuyor. Yetkililerin halkı rahatlatacak politikaları olmamasını eleştiren yurttaşlar, kara kara ne yapacaklarını düşünüyorlar.
PİRHA’ya konuşan Dersimli yurttaşlar sürece dair görüşlerini şöyle dile getirdi:
“YARDIMLARA BAŞVURDUK SONUÇ BEKLİYORUZ”
Lokantada çalıştığını belirten Mehmet Ali Mete: İki haftadır kapalıyız sağlığımız için. Bir an önce düzelmesini bekliyoruz. Sosyal yardımlara başvurduk sonuç alınmasını istiyoruz. Üç çocuğumuz var. Devletin herkese yardım etmesini diliyorum.
“YARDIM ALMAK İÇİN İNSANLARIN EŞLERİNİ Mİ BOŞAMASI GEREKİYOR?”
Sidal Göktaş: Sonuçta biz bu ülkenin yurttaşıyız. Vergimizi de veriyoruz. Korona geldi lokantalar kapandı. Eşim çalışamıyor. Sosyal yardımlaşma ‘dosyan yok’ diyor, Valilik yeşil kartlı olman lazım diyor. Cumhurbaşkanı yardım veriyormuş. Ya 65 yaş üstü olacaksın ya dul olacaksın, diyor. Eşim var onu mu boşayayım yardım almak için. Ağlanacak halime gülüyorum yani. Çocuklarla evde bekliyoruz. İş yok. Eşim çalışsa her yerde hastalık kapar çocuklara getirir.
Açıklama yapılıyor; uçak biletlerine yüzde yirmi indirim yapmışlar. Bu koronada kim uçağa biniyor ki? Halka yardım yapsınlar. Herkese bir miktar yardım yapılması gerekiyor. Elektrik, su faturası duruyor.
“DEVLETE BİRAZ DAHA DESTEK ÇIKACAĞIZ(!)”
Hıdır Çil: Bizi asıl üzen nokta belirsizliklerin olması. Büyük bir salgın olduğu için toplum olarak bunu kabullenmek zorundayız. Kendimizi karantinaya almışız. Elimizden geldiği kadar dışarıya çıkmamaya gayret ediyoruz. Bize yönelik rahatlatacak bir vaat yok. Bu belirsizlikler bizi üzüyor. Sonraki süreç için korkutan bu.
Herkes çalıştığı süre içinde 3-5 kuruş kenara koyduysa idare eder. Ama nereye kadar? Bir iki aydan ötesi belirsizlik. Devlet, halkını rahatlatacak bir şey sunmuyor. Devlet, haktan bir şeyler talep etmenin peşinde. Bakacağız, ne kadar idare edeceğiz o ayrı bir konu. Devletin, maalesef halka daha çok ihtiyacı var. Galiba sonraki zamanlarda biraz daha destek çıkacağız, elimizden geldiği kadar yapmaya çalışacağız (!)
“İNSANLAR DOĞAYI HOR KULLANDI, DOĞA BAZI ŞEYLERİ AFFETMEZ”
Mehmet Ali Kaya: Birçok insan var ki günlük gelirle idare ediyorlar. Mağdur olmuş durumdalar. Mahallemizde günlük işte çalışanlar çok. Şu an yaşanan durum üzücü. Yardım bekleyen çok.
Orman bırakmadılar. Çevre kirliliği çok. İnsanlar doğayı hor kullandı, tabi ki doğa affetmez bazı şeyleri. Doğa kendini yenileyecek böyle. Bir yere gidemiyoruz şu an. Köyde olsaydık tarla, bahçe uğraşırdık.
“ÇAĞRI YAPSAK DA KİMSE BİZİ DUYMUYOR”
Gülcan Aran: Evdeyiz, dışarı çıkamıyoruz. Sosyal mesafemizi ayarlayarak bahçemizde oturuyoruz. Ekmek, patila pişiriyoruz. Şu eşim çalışmıyor. Emeklilik durumumuz da yok. Çağrı yapsak da kimse bizi sormuyor.
“NORMAL ŞARTLARDA DA AÇIK CEZAEVİNDE YAŞIYORUZ”
Süleyman Yüksel: İçeri kapanmışız. İletişimimiz koptu. Vatandaşın sorunları çok. İş olmayınca aş yok, hizmet yok. Her yerin hali görünüyor. Perişanlık bu. Vatandaş hiçbir hizmet görmüyor. Açık cezaevinde yaşıyoruz. Her yer kalekol, sağ sol her taraf kapalı zaten. Şimdi de içeride mahkumuz. Bir fark yok. Çoluk çocuk işsiz. Ekmek yok, su yok. Köylerde üretim yok. Olmayınca ne yapacağız?
“YETKİLİLER ÇÖZÜM BULSUNLAR”
Cebrail Gültekin: Hal belli, sistem belli. Şu an yaşanan sürece uyum göstermek zorundayız. Ama insanlar aç, susuz. Bu ülkede sosyal yardımlaşma, dayanışma yok. Geliri olmayanlar çok. Valisi var, belediye başkanı var, muhtarlar var, kaymakamlar var. Sorsunlar insanları. Yazsınlar, kayıt altına alsınlar. 4 çocuğu olan insan ekmek yok, diyor. Yetkililer buna bir çözüm bulsunlar.
“FATURALAR GELMEYE DEVAM EDİYOR, KİRASINI VEREMEYEN ESNAFLAR VAR”
Uygar Şenlik: İşlerimiz çok çok düşük. Önceden de düşüktü ama şimdi daha da düştü. Salgından dolayı da insanlar dışarıya çıkmıyorlar. Yerel esnaf olarak durumumuz kötü. Büyük marketler zaten hali hazırda olumsuz yönde etkiliyor.
Hiçbir önlem de alınmadı bu konuda. Faturalar gelmeye devam ediyor. Kredi borçlarımız var, onları üç ay erteliyorlar ama akabinde tekrar o parayı ödüyoruz, değişen bir şey olmuyor. Kirasını veremeyen esnaflar var. Herkes zor durumda. Her şey daha da kötüye gitti. Yetkililer, herkese, esnafa yardımcı olmalılar.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.