Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’ya “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı.
Mahkeme, itirafçı Hicran Berna Ayverdi’nin beyanları, DTK faaliyetleri ve Sarmaşık Derneği üyeliğini verdiği hapis cezası için yeterli delil saydı.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Hicran Berna Ayverdi’nin verdiği ifade doğrultusunda yerine kayyım atanarak tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’ya Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi.
Mahkemenin itirafçı Hicran Berna Ayverdi’nin beyanları üzerine kurduğu gerekçeli kararında, Mızraklı’nın Demokratik Toplum Kongresi (DTK) faaliyetleri ve Sarmaşık Derneği üyeliğini “örgüt üyesi” olarak değerlendirdi.
MAHKEME İTİRAFÇIYA İTİBAR ETTİ
Mahkeme açıkladığı gerekçeli kararında, itirafçı Hicran Berna Ayverdi’nin beyanlarına genişçe yer verdi. Ayverdi’nin etkin pişmanlık hükümlerinden yaralanarak beyanlarda bulunduğunu belirten mahkeme, “Ayverdi’nin özleri değişmeksizin beyanlarını tekrar ettiği, sanığa iftira atmasını gerektirir sebeplerin bulunmadığı, samimi şekilde pişmanlık duyduğu anlaşıldığı, örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun bilgiler vermek suretiyle suçun aydınlatılmasına katkıda bulunduğu, bu yönde teşhis yaptığı, tanığın sanıkla birlikte çalıştığının savunma tanıkları ile de doğrulandığı, tanık etkin pişmanlık beyanı ve bu beyana dayalı olarak duruşmada tanık olarak alınan beyanına mahkememizce itibar edilmiştir” denildi.
Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Ayverdi’nin beyanlarına itibar eden mahkeme, Mızraklı avukatlarının, tanığın hazırlık aşamasında usulsüz dinlenildiği şeklindeki savunmalarına itibar edilmediğini, Mızraklı’nın savunmasını ise itibar edilen tanık beyanı karşısında suçtan kurtulmaya dönük olarak değerlendirildi.
DTK’NİN FAALİYETLERİ GEREKÇE YAPILDI
Mahkeme, Mızraklı’nın sosyal medya paylaşımları, katıldığı toplantı ve gösteri yürüyüşleri, DTK ile ilgili elde edilen dokümanlar arasında delege, daimi meclis üyesi ve DTK’ye ait internet sitesinde, Sosyal Politikalar Komisyonuna bağlı olarak Emek-Göç ve Yoksulluk Komisyonu içerisinde adının geçtiği tespitlerine işaret etti. Mahkeme kararında, DTK’nin örgütle amaç, yöntem ve yapısal açıdan bağlantılı olduğunu iddia ederek, DTK faaliyetlerinin siyasi faaliyet ve örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürdü. DTK faaliyetlerinin PKK/KCK örgüt faaliyeti olarak kabul eden mahkeme, şu ifadelere yer verdi:
“DTK faaliyetinin PKK/KCK terör örgütü faaliyeti kapsamında olduğu, sanığın bu terör faaliyeti kapsamında DTK genel kurul daimi meclis üyesi olarak faaliyet yürüttüğü, sağlık komisyonu üyesi olduğu, emek – göç ve yoksulluk komisyonu içerisinde aktif olarak sorumlu düzeyde görev yaptığı; bileşimlerde örgütsel faaliyetlerin yoğunluk derecesi, üstlendiği görev, emir ve talimat verme yetkisi ile sorumluluk alanı itibarıyla genele yayılmayan ve bağımsız hareket etme imkanı bulunmayan konumu karşısında örgüt yöneticisi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, ancak sübuta eren eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir.”
DTK’YE GİRİŞ ÇIKIŞ TESPİTİ
Kararında, KCK yapılanması ve sistemi hakkında sayfalarca açıklama ve yargı kararlarına yer veren mahkeme, değerlendirmesinde şu iddialarda bulundu:
“DTK faaliyetinin PKK/KCK terör örgütü faaliyeti kapsamında olduğu, sanığın bu terör faaliyeti kapsamında, DTK binasına giriş çıkış tespiti, dinleme-fiziki takip kayıtları, tape kayıtları ve ele geçen belgeden, tanık beyanından ve ikrarından anlaşılacağı üzere, DTK’nin çalışmaları kapsamında, daimi meclis üyesi olduğu, sosyal alan merkezine bağlı faaliyet yürüten sağlık komisyonu üyesi (tanık beyanı uyarınca) olduğu, yine sosyal politikalar komisyonuna bağlı olarak emek – göç ve yoksulluk komisyonu içerisinde aktif olarak sorumlu düzeyde görev yaptığı, bu yönde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu…”
SARMAŞIK DERNEĞİ VE DTK ÜYELİĞİ
Mahkemenin gerekçeli kararında, “Mızraklı’nın kanun hükmünde kararnameyle kapatılan yoksullukla mücadele eden Sarmaşık Derneği’nin eski başkanı ve son yönetim kurulu üyesi olduğu, tanık ifadelerinde çalıştığı hastanede kayıt dışı olarak çatışmada yaralı olarak getirilen örgüt militanını tedavi etmiş olduğu, sanığın örgüt yöneticileri ile sürekli görüştüğü, KCK/TM içerisinde doğal delege olarak yer aldığı, sağlık komitesi içerisinde yer aldığı, terör örgütüne ve üyelerine sürekli yardım ettiği, terör örgütünün propagandasına dönüşen eylem ve etkinliklere katıldığı, sosyal paylaşımlarının örgüt ideolojisini benimser şekilde örgüt lehine olduğu, terör örgütü mensupları arasında kayıt altına alınamayan para transferine kuryelik yaptığı şeklinde çeşitli eylemlerde bulunduğu, terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almadan, terör örgütü ile organik bağ kurmadan açıklanan işlem ve eylemlerin yapılmasının mümkün olmadığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın örgüt hiyerarşisine girip, örgütle organik bağ kurduğu, bu kapsamda, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylem ve faaliyetlerde bulunduğu kabul edilmekle, atılı suçun yasal unsurları oluştuğundan, sanığın müsnet suçlamadan cezalandırılmasına dair hüküm kurulmuştur” denildi.
MAHKEMENİN TAKDİRİ
Mahkeme kararında, suçun işleniş şekli, suça katılma biçimi ile sanığın örgütsel yapı içerisindeki konumu ve yeri, etkinliği gözetilerek, bu kriterlerle orantılı olarak takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak karar verildiğini açıkladı.
Kaynak:MA / Aydın Atay
Yoruma kapalı.