PİRHA- Fransa Alevi Federasyonu (FUAF) Yol Erkan Kurulu Başkanı Metin Doğan, Muharrem ayı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Yezit zalimliğin simgesi, İmam Hüseyin ve Kerbela ise haksızlığa karşı başkaldırının, direnişin ve duruşun simgesi oldu.
Fransa Alevi Federasyonu (FUAF) Yol Erkan Kurulu Başkanı Metin Doğan Dede, “Muharrem matemi” başlığıyla bir açıklama yayınladı.
Doğan, İmam Hüseyin ve yarenlerinin haklı davaları uğruna Kerbela’da Yezit’in binlerce kişilik ordusu tarafından vahşice katledildiklerini hatırlatarak, “İnsanlık tarihi boyunca yaşanan tüm katliamları ve acıları Kerbela hırkasının altında biriktiren biz Aleviler, her sene Hicri takvime göre 1 Muharrem ile 12 Muharrem günleri arasında Kerbela şehitleri ve onların nezdinde, katliama uğramış tüm mazlumların matemi çekeriz” dedi.
Metin Doğan, “Karanlık ve aydınlığın, Hak ve Batıl’ın, ezen ve ezilenin mücadelesinin değişmez simgesi haline dönüşen Kerbela günümüze değin hiç bitmedi. Kerbela bir mekan olmaktan çıktı, Yezit ise bir isim olmaktan çıktı. Yezit zalimliğin simgesi, İmam Hüseyin ve Kerbela ise haksızlığa karşı başkaldırının, direnişin ve duruşun simgesi oldu” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın tam metni şöyle:
Değerli Canlar, kadim insanlık tarihi boyunca yerkürede kuşkusuz bir çok katliam ve zulüm yaşandı. Fakat bundan 1339 yıl önce Kerbela’da yaşanan katliam insanlığın bilincinde sonsuza kadar unutulmayacak büyük bir travma yarattı ve tarihe kara bir leke olarak geçti.
İmam Hüseyin ve yarenleri haklı davaları uğruna Kerbela’da Yezit’in binlerce kişilik ordusu tarafından vahşice katledildiler.
İzzetsiz bir şekilde yüz yıl yaşamaktansa, izzetli bir şekilde bir gün yaşarım diyerek bu uğurda haksızlığın karşısında boyun eğmeyip kendini feda eden HÜSEYİN’İN DAVASI, CAN DAVASI DEĞİL, ADALET DAVASIYDI.
Hüseyin’i fiziki olarak katlettiler ama o, direnişi ve onurlu duruşuyla insanlığa sonsuza dek örnek oldu.
“YEZİT ZALİMLİĞİN, İMAM HÜSEYİN VE KERBELA DİRENİŞİN SİMGESİDİR”
Zamanla Kerbela bir mekan olmaktan çıktı, Yezit ise bir isim olmaktan çıktı. Yezit zalimliğin simgesi, İmam Hüseyin ve Kerbela ise haksızlığa karşı başkaldırının, direnişin ve duruşun simgesi oldu. Yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa İmam Hüseyin’in haklı mücadelesi ve duruşu anlatıldı. İmam Hüseyin adına yüzlerce deyiş, mersiye ve ağıtlar yazıldı.
Farklı coğrafyalarda diller değişse de Hüseyin’e ve yoldaşlarına karşı duyulan sevgi ve bağlılık değişmedi. Ne zaman zulme karşı direnen bir mazlum görülse Hüseyin akla geldi.
Kolları kesilmiş Celal Abbas’ı, delik deşik edilmiş Ali Ekber’i, eli kınalı Kasım’ı, altı aylık Ali Asgar’ı ve diğer yakınlarını Yezit’in zulmüne kurban veren Zeynep’in yiğitliği ve direnişi unutulmadı.
Aradan asırlar geçmesine ve 21. yüzyıla gelmemize rağmen milyonlarca insan, Kerbela Katliamı sanki daha dün yaşanmış gibi Hüseyin ve yarenlerinin acısını yüreğinde hissetmeye devam ediyor.
Karanlık ve aydınlığın, Hak ve Batıl’ın, ezen ve ezilenin mücadelesinin değişmez simgesi haline dönüşen Kerbela günümüze değin hiç bitmedi.
HER YER KERBELA, HER GÜN AŞURA oldu.
Fırat’ın suyu kan akmaya devam etti.
Dünya her dönem makamları uğruna yeryüzünü kana bulayan zalimlerin ve onlara karşı direnen mazlumların mücadelesine sahne oldu. Nerede bir Yezit varsa orada bir Hüseyin, nerede bir zulmeden varsa orada direnenler var oldu.
Kerbela’dan günümüze kadar Hüseyin’lerin onurlu davasını sürenler, her daim egemenler tarafından baskı ve katliamlarla yok edilmeye çalışıldı. Sivas’lar, Maraş’lar, Çorum’lar, Dersim’ler bunlardan sadece bir kaç tanesi idi. Yezit hep başka donlarda karşımıza çıktı. Yavuz oldu, Hınzır Paşa oldu, Kuyucu Murat oldu. Zulüm hep var oldu.
“YOLUMUZDAN, DAVAMIZDAN, İNANCIMIZDAN VAZGEÇİREMEDİLER”
Ancak herşeye rağmen bizleri yolumuzdan, davamızdan ve inancımızdan vazgeçiremediler. Çünkü bizler Kerbela’ların evlatlarıyız. Bizler, darağacında, DÖNEN DÖNSÜN BEN YOLUMDAN DÖNMEZEM diyen Pir Sultan Abdal’ların, idama giderken, KORKUMUZU KERBELA’DA BIRAKTIK diyen Hüseyin İnan’ların yoldaşlarıyız. Dağların heybetini arkasına alıp yürüyen Baba İshakların, Baba İlyas’ların,
mayasında inanç, doğruluk ve haksızlığa karşı boyun eğmeyerek direnmek olan Kalender Çelebi’lerin yarenleriyiz.
Dehak’lara karşı Demirci Kava’yız
Nemrut’lara karşı İbrahim’iz
Firavun’lara karşı Musa’yız.
Bizler, Anadolu’nun en karanlık dönemlerinde sevgi ve hoşgörü ile bilgelikleri ve itikatlarıyla toplumu biraraya getirerek ilim ve irfanı aşılayan, insanların gönüllerinde çerağ uyandıran, Hünkar Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Yunus Emre’lerin ve erenlerin yolundan yürüyenleriz.
“TÜM MAZLUMLARIN MATEMİNİ ÇEKERİZ”
İnsanlık tarihi boyunca yaşanan tüm katliamları ve acıları Kerbela hırkasının altında biriktiren biz Aleviler, her sene Hicri takvime göre 1 Muharrem ile 12 Muharrem günleri arasında Kerbela şehitleri ve onların nezdinde, katliama uğramış tüm mazlumların matemini çekeriz.
Matem bu sene karşılama oruçlarının ardından 31.08.2019 Cumartesi günü başlayıp 11.09.2019 Çarşamba günü sona erecektir.
Matem süresince cemevlerimizde, hanelerimizde Kerbela şehitleri aşkına çerağlarımızı uyandıracağız, verilen gülbanklarla oruçlarımızı açıp muhabbetlerimizi paylaşacağız. Matem günlerinin ardından Aşurelerimizi kaynatıp, cemlerimizi bağlayarak birlik beraberlik içerisinde bu kutsal günlerdeki ibadetlerimizi ve hizmetlerimizi yerine getireceğiz.
“MUHARREM AYININ KUTSALLIĞI İSLAMİYET ÖNCESİNE DAYANIYOR”
Muharrem ayının kutsallığı İslamiyetin çok öncelerine dayanmaktadır. Oruç tutmak ise kadim insanlık tarihi kadar eski bir gelenek ve ibadettir.
Tarihte diğer inançlarda ve topluluklarda Muharrem ayında her ne gerekçe ile oruç tutulursa tutulsun, biz Alevilerde Matem orucu olarak anılır. Kerbela Katliamı nedeniyle ve daha sonraki süreçte de 12 imamların kutsallığıyla birleştirilerek, 12 gün oruç tutulması gelenekselleşmiştir. Bizler Ehlibeyt bendeleri olarak 12 gün boyunca oruç tutar matem çekeriz. Asıl önemlisi de yaşanan bu katliamların acısını yüreğimizde hissederiz.
“HER TÜRLÜ EĞLENCEDEN KAÇINIRIZ”
Her türlü eğlenceden, gösterişten ve zevkten kaçınırız. Kul Nesimi’nin, ‘Abdestimiz katlanmak, namazımız sabretmek, biz bir oruç tutarız Ramazana benzemez’ dediği gibi bizim orucumuz diğer anlayışlardan farklıdır. Sadece yemeden içmeden oruç tutarak değil, bir ömür boyu olması gerektiği gibi elimize, dilimize, belimize sahip olarak, düşeni kaldırarak, yetimi doyurarak, ihtiyacı olanlara yardım ederek, haksızlık karşısında boyun eğmeyerek bu günlerin tamamlanması gerekir.
Bu duygularla, Matemi gönlünde yaşayan cümle canların niyetleri kabul, muratları hasıl ola.
Matem sonrasında paylaşacağımız aşure lokmalarımız birliğimize, beraberliğimize vesile ola. Sevgi saygı ve hoşgörü yüreğimizden hiç eksik olmaya.
Hak Muhammed Ali, Kerbela şehitleri ve cümle mazlumlar aşkına çekilen matemi, tutulan oruçları kabul ve makbul eyleye. Erenlerin, evliyaların himmetleri üzerimizde daim ola. Bozatlı Hızır yoldaşımız, Hünkar-ı Evliya yardımcımız ola.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.