PİRHA – Ankara’da üç kişinin ölümüne neden olan sağanak yağışa dair konuşan TMMOB Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Yanlış kentleşme politikalarından kaynaklı bir yapay afetle karşı karşıyayız. Melih Gökçek gitti kurtulduk değil, aslında 25 yıllık süreçte verdiği tahribat bizim belki de 100 yılımıza mal olacak” dedi.
Ankara’da Pazar günü etkili olan yağış sonrası meydana gelen sel nedeniyle 3 kişi yaşamını yitirdi, birçok ev ve dükkan da sular altında kaldı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, yaşananları ‘Yapay afet’ olarak yorumlayarak “Yaşananlar Ankara’nın altyapısının aslında ne kadar yetersiz olduğunu gösteriyor” dedi.
“BİLİMSEL PLANLAMA İLKELERİ DEVRE DIŞI BIRAKILDI”
25 yıllık Melih Gökçek döneminde bu tür sel felaketlerinin sıkça yaşandığına vurgu yapan Candan şunları söyledi:
“Gökçek döneminde balık adamların alt geçitlere girdiğini de görmüştük. Bunun nedeni alt yapının yetersiz olmasıdır. Çünkü Ankara’da yağmur, kar ve kanalizasyon sularının hepsi bir sistemde toplanıyor. Ayrık bir sistem olmadığı için de en ufak bir yağmurda sel felaketine neden oluyor. Diğer bir taraftan da plansız bir kentleşmenin ürünü olarak bu durum karşımıza çıkıyor. Çünkü imar planlaması yapılırken yağış akış ve rüzgar planlarının da yapılması gerekiyor. Biz bunların detaylı bir şekilde yapıldığını düşünmüyoruz. Eksiksiz yapılmış olsaydı dereler böylesine kelepçe altına alınıp üstü kapatılmaz, vadiler yapılaşmaya açılmaz, yeşil alanlar bu kadar betonlaşmaya maruz kalmazdı. Dolayısıyla bunun arkasında plansız bir yapılaşma, bilimsel planlama ilkelerini devre dışı bırakan yönetim anlayışı yatıyor.”
“MELİH GÖKÇEK GİTTİ KURTULDUK DEĞİL”
Candan, “Melih Gökçek Ankara’yı 25 yıl yönetti ama Ankara’nın bir 100 yılına mal oldu” diyerek başkentin altyapısı için çok büyük bir yatırıma ihtiyaç olduğunu da söyledi. Ankara’nın uzunca bir süre daha sel durumlarıyla karşı karşıya olacağını belirten Candan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önceki belediye başkanı Mustafa Tuna da 12 cadde için ‘ameliyat yapıyorum, bitecek. Bir daha böyle sel felaketi olmayacak’ demişti. Böyle çözümler yapılarak sorunların önüne geçmek mümkün değil. Konunun bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerekiyor. Örneğin Bilkent’te yapılan Şehir Hastaneleri kanalizasyona büyük bir yük bindirecek. Oranın kanalizasyonunun sıkıntılı olduğunu biliyoruz. Ufak bir yağışta Atatürk Hastanesinin sular altında kaldığını ve bir kişinin ameliyathanede öldüğünü de biliyoruz. Melih Gökçek gitti kurtulduk değil, aslında 25 yıllık süreçte verdiği tahribat bizim belki de 100 yılımıza mal olacak bir tahribat ve bu sürecin her bir noktasında Melih Gökçek kötü, kenti yönetemeyen bir belediye başkanı olarak anılmaya devam edecek. Büyükşehir belediyesinin böylesi olaylara hazırlıklı, planlı olması gerekiyor. Yoksa bu tür can kayıplarını benzer yağışlarda hep göreceğiz.”
“ODALARIN, ÜNİVERSİTELERİN DESTEĞİNE İHTİYACI VAR”
Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile yakın bir zamanda görüştüklerini de söyleyen Candan, yeni belediye yönetiminin sel felaketleriyle ilgili henüz kendilerine fikir sormadığını da aktardı. “Kentler katılımcı yöntemle yönetilmeli” diyen Tezcan Karakuş Candan şöyle devam etti:
“Melih Gökçek kendi başına buyruk, bilim tanımayan bir insandı. Yeni belediye başkanının böyle olduğunu şimdilik düşünmüyorum. Sonrası nasıl olur onu da bilemiyoruz. Mimarlar Odası Ankara şubesi özellikle Melih Gökçek döneminin 25 yılını çok iyi takip etti, hasar tespitini iyi bir şekilde çıkarttı. Şimdi de Ankara Restorasyon Atölyeleri kurduk. Eğer Ankara’da bir onarım olacaksa mimarların mutlaka sürecin parçası olacağını düşünerek bu atölyeleri başlattık.13 başlıkta atölye çalışmalarımız devam ediyor. Bunlardan bir tanesi de ‘altyapı ve ulaşım nasıl çözülür?’ başlığı altında sürmekte. Kent İzleme Merkezi içerisinde su uzmanları da var. Ankara’nın dere yapısını çok iyi bilen ekiplerimiz de mevcut. Örneğin bu kişiler yağmur yağdığı zaman hangi noktada, nerede bir taşkın olacağını biliyorlar. Bir yağış, akış programı, çevre yönetim planının olması gerekiyor. Bunu Gökçek döneminde görmedik. Yağmur yağdığında Gökçek ‘500 yıldır yağmayan yağmur yağdı’ kar yağdığında da ‘tuz döktüm isterseniz yalayın anlarsınız’ tarzında bir belediye başkanına yakışmayan davranışlar söz konusuydu. Yeni dönemde bir plan var mı bunu da henüz göremedik ama bir katılımcı yönetim anlayışıyla bu sorunun çözülmesi gerektiği çok açık. Bilimsel bir çalışma için odaların, üniversitelerin desteğine ihtiyacı var.”
“YAPAY AFETLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Olası yeni ölümlerin olmaması için acil yapılması gerekenlere de değinen Candan sözlerini şöyle noktaladı:
“Bir kere yağış akış planının yapılması gerekiyor. Çevre ve yönetim planını ise hızlıca, yağış miktarı arttığında hangi sıkıntı yaratılıyor bunların tespit edilip oralarda çözümlerin üretilmesi ve ekiplerin hazır bekliyor olması gerekli. Yani Ankara’yı bir pafta elinize alacaksınız ve bir afet yönetimi gibi değerlendireceksiniz. Aslında bu da bir tür afet. Doğal bir afet değil ama yanlış kentleşme politikalarından kaynaklı bir yapay afetle karşı karşıyayız. Dolayısıyla yağış olduğunda hangi noktalarda sel felaketi yaşayabiliriz bunları uzmanlar belirleyecek ve yağışın miktarına göre şekillendirerek o noktalarda ekiplerin bulunarak bu duruma müdahale etmesi gerekecek.”
Eren GÜVEN/Cebrail ARSLAN
ANKARA
Yoruma kapalı.