PİRHA- İzmir’de kadınlar katıldıkları takı kursunda hem ekonomik olarak ailelerine katkıda bulunuyor hem de yeni şeyler öğrenmenin tadını çıkarıyor. Türkiye’deki ekonomik krizin onları etkilediğini belirten kadınlar, yerel seçimlerde kadınlara yönelik projelerin olmamasından ve ürettiklerine pazar alanı bulmamaktan şikayetçi.
İzmir Narlıdere Cemevi’nde Halk Eğitim Merkezi tarafından görevlendirilen öğretmenin katkılarıyla verilen takı kursuna ilgi yoğun. 30- 60 yaş grubu arasında kadınların katıldığı kursta güzel dostluklar kurulmuş. Kurs dışında da bir araya gelen kadınlar düzenledikleri kahvaltı programları ve gezi turlarıyla da ilişkilerini pekiştiriyorlar.
Kadınlar üretimin önemine dikkat çekerek yaptıkları takılar için pazar olanı bulamamaktan şikayetçi. Yerel seçimlerde kadınlara yönelik projelerin de azlığından şikayet eden kadınlar, üretime ve sosyalleşmeye dikkat çekiyor.
“KADINLARIN YAPTIKLARINI SERGİLEYEBİLECEĞİ PAZAR ALANI OLMALI”
15 yıldır Halk Eğitim Merkezi’nde öğretmenlik yapan Rayile Ural, üç yıldır Narlıdere Cemevi’nde 17 kişilik bir gruba ders veriyor. Kursta imitasyon takıların yanı sıra gümüş, bakır ve altın işleme takıları da yapılıyor.
Kursiyerlerin takıları yaparken hem kendilerine hem de ailelerine katkı sunmak amacıyla yaptığına dikkat çeken Ural, “Birkaç arkadaşımız gece pazarlarında stant açıp yaptığı ürünleri satıp ailesine katkıda bulunabiliyor” dedi.
Kadınların takı kursunda kendilerini tanıdıklarını ve meslek edindiklerini söyleyen Rayile Ural, kadınların ürettiklerini satabileceği yerlerin olması gerektiğinin altını çizdi. Ural, “Narlıdere’de bir gece pazarı olabilir, kadınların yaptıklarını sergileyebileceği bir kooperatif olabilir. Ama şu anda öyle bir şey söz konusu değil” dedi.
Ural, son olarak öğrencilerinden çok memnun olduğunu, onlarla dostane ilişkiler geliştirdiklerini söyledi.
“HALK EĞİTİM KURSLARI BANA TERAPİ GİBİ GELİYOR”
50 yaşındaki Sevilay Özden de bir yıldır takı kursuna geliyor. Daha önce Halk Eğitim Merkezi ahşap boyama kursuna giden Özden, uzun süredir kanser hastalığı ile mücadele ediyor.
46 yaşında kansere yakalanan Özden’in, ahşap kursuna ve ardından takı kursuna gelmesi kendisine terapi gibi gelmiş.
“Halk eğitim bana bir terapi gibi geldi. Sorunlarımı unuttum kendimi yeniden keşfettim” diyen Sevilay Özden şöyle devam etti:
“Ben normal çocuklarıyla ilgilenen bir anneydim. Halk Eğitim kursları çok iyi. Bir şeylerle uğraşmayı seviyorum, o esnada kendi ağrılarımı unutuyorum. Bu kurs bana tekrar yaşamımı verdi. Hayatıma çok olumlu katkıları oldu. Burada ürettiklerimin çoğunu hediye ediyorum çünkü pazarlama işini çok beceremiyorum. Satmak da istiyorum ama yer yok. Birine kendi ürettiğim şeyi vermek beni mutlu ediyor.”
Ürettiklerini satabilecekleri bir pazar alanı isteyen Özden, herkesin bu kurslara katılması gerektiği çağrısında bulundu.
YILLARCA ÖĞRETEN BİRİ OLARAK ÖĞRENMENİN TADINI ÇIKARIYOR
Emekli Öğretmen olan Nuran Türközü de yıllarca öğreten biri olarak bir şeyler öğrenmenin tadını çıkarıyor. İki yıldır takı kursuna geldiğini ve güzel dostluklar kurduğunu kaydeden Türközü, “Burada üretici olmak çok güzel. Evde sürekli toz almak, çamaşır yıkamak, pencere silmek yerine burada bir şeyler üretmek, bir şeyler öğrenmek yıllarca öğreten bir kişi olarak öğrenmenin tadını yaşıyorum” dedi.
Zamanı doğru kullanmak açısından hayatına katkısı olduğunu kaydeden Türközü, ticari olarak beklentilerinin olduğunu belirtti.
“DOLARIN ARTIŞI ÜRETİMİMİZİ ETKİLİYOR”
Ekonominin bozulduğuna işaret eden Türközü, Kemeraltı’ndan aldığı ürünlerin pahalılığından şikayetçi. Altın, gümüş işlemeleri yapmak istediğini ancak her şeyin çok pahalı olduğunu kaydeden Nuran Türközü, şöyle devam etti:
“Pazar alanı bulamıyoruz. Girişimlerde bulunduk stant ücretleri emekli için çok pahalı. Yetkililer özellikle yerel yönetimler bize bir yer ayarlasa en azından haftanın belirli günlerinde yaptıklarımızı orada sergilesek çok daha iyi olsa güzel olur. Ürünleri Kemeraltı’ndan alıyoruz. Maalesef son dolar artışından sonra fiyatlarda da çok artış var. O fiyatlar da bizim üretimimizi etkiliyor, çünkü istediğimiz her şeyi alamıyoruz. Bir şeyler alırken de fiyatlara bakıyoruz. Gümüşten işler yağmak istiyorum ama gümüş çok pahalı. Doğal taşlar pahalı. Onların hepsi dolar ile fırladı. Geçen seneki fiyatların neredeyse bir buçuk katına çıktı.”
Mahalledeki kadınlara çağrıda bulunan Türközü, kadınlar bu tür kurslara giderek zamanlarını daha iyi değerlendirebileceklerini söyledi.
“TAKI KURSU TERAPİ GİBİ GELİYOR”
Songül Bazkara da cemevinde kadın kollarında çalışıyor. Uzun süredir takı işleriyle uğraştığını belirten Bazkara, “Ben uğraşmayı seviyorum, el becerisi gelişiyor. Kendime cep harçlığı çıkarıyorum. Bildiklerime daha fazla şey ekliyorum. Terapi gibi oluyor. Şimdi artık gümüş yapmaya başladım. Burada güzel zaman geçiriyorum. Güzel dostluk da oluşuyor. Cemevini bilmeyenlerde bu kursa gelerek bizim kültürümüzü de öğreniyorlar. Onlara bunu aktarmaya çalışıyoruz. Merak ettikleri için anlatıyoruz” diye konuştu.
Takı malzemesini Kemeraltı’ndan aldıklarını ancak fiyatların biraz pahalı olduğunu kaydeden Bozkara, “Bunların toptan yeri İstanbul olunca İzmir’e normal satıştan geliyor. Doların artışından sonra da fiyatlar daha da arttı. Burada güzel işler çıkarıyoruz. Mayıs ayında Narlıdere’nin bir festival programı oluyor orada stant açabiliyoruz. Bize fırsatlar tanınsa daha çok satışlarımız daha iyi olur” dedi.
Pazar alanı bulamadıklarından şikayet eden Songül Bozkara, yerel yönetimlere çağrıda bulunarak kadınlara yönelik projeler üretmeleri gerektiğinin altını çizdi.
53 yaşındaki Cemile de bir yıldır kursa geldiğini söyledi. Üç ay içinde takı yapmayı öğrendiğini belirten Cemile, sosyalleşmek anlamında takı kursunun hayatına katkısı olduğuna dikkat çekti.
Semra ACAR/İZMİR
Yoruma kapalı.