PİRHA – Dirican kardeşler, başkentin merkezinde 19 yıllık çalışmasına son verip şehrin dışına taşınarak Kurtlu Ağaç Atölyesi’ni kurdu. “Ağaç yaşatmak için uğraşan insanlarız.” diyen Seçkin ve Bektaş kardeşler, kent yaşamından uzak, doğanın içerisinde yakılacak gözüyle bakılan ağaçlara hayat vererek yaşama tutunuyor.
Seçkin ve Bektaş Dirican kardeşler 1993 yılında Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı Bahadın beldesinden Ankara’ya göç etti. Hizmet sektöründeki 19 yıllık çalışmasını sonlandırıp şehir merkezinden uzak bir noktaya taşınan Dirican kardeşler, üretime dayalı bir hayat kurdu.
Yeterince iş olmadığı için köyden kente göç ettiklerini anlatan Seçkin Dirican, Bahadın’dan Ankara’nın İncek Mahallesine süren hikayesini şöyle anlattı:
“Bahadın’dan Ankara’ya baktığımızda herkes varlık içerisinde yaşıyormuş gibi görünüyordu. Ankara’ya geldiğimde iş bulamadım. Tamamen bir hayal kırıklığıydı. Ciddi işsizlik vardı. 17 yaşındasın ilk defa ayakların üzerinde duruyorsun ve tutunabilecek en yakın iş olan bulaşıkçılık sektörüne girdik. Köyden kente daha çok akrabalarınızla geliyorsunuz. Çevre olarak daha çok Alevi kesiminin yoğun yaşadığı yerlerde Dikmen, Güneş Evler, de Çubuk Şabanözü bölgesinden gelen Alevilerin olduğu mahallede oturduk. Buralar Alevi mahallelerdi ama merkeze indiğimiz zaman yabancılaşma yaşıyorduk. Özellikle dershaneye gittiğim süre içeresinde 2, 5 ay hiçbir arkadaşımla konuşamadım. Şiveniz, dünyanız değişik olduğu için sohbet edemiyorsunuz. O sebeple yabancılık da çektik.”
“ŞEHİRDEN UZAKLAŞARAK RUHEN RAHATLADIK”
Ankara’daki ilk işlerinin bulaşıkçılık olduğunu anlatan Dirican kardeşler, bir süre sonra kendi işletmelerini kurup 19 yıl boyunca çalıştıklarını anlattı. Seçkin Dirican, hizmet sektöründe birçok zorluk yaşadıklarını ifade ederek şöyle devam etti:
“İşletmeci olarak 2001 yılından 2004’e kadar ciddi ekonomik buhran ve sıkıntılarla geçti. 19 yıllık işletmecilikten sonra Kızılay’dan kurtulduk, bizim açımızdan bir kaçış oldu. Amiyane tabirle, ipten kurtulmuş dana gibi hem psikolojik hem de ruhen ciddi anlamda rahatladık.”
“AĞAÇ BİZİM İÇİN KUTSALDIR”
Şehirden uzak bir noktada Kurtlu Ağaç Atölyesi’ni kurarak üretim yapan Dirican kardeşler, civardan topladıkları kurumuş ağaçlara yeniden hayat verdiklerini ifade ederek “Malum fakir aile çocuklarıyız. Çocukluğumuzdan beri kendi oyuncaklarımızı yapıp, yırtılan ayakkabılarımızı diken bir öğretiden geliyoruz. Kendimizde bir şeyler gördük ve bu işe başladık. Ağaç bizim için kutsaldır. Kurumuş olan ağaçları tekrardan canlandırıp evlerin köşesinde görmek bizi mutlu ediyor.” dedi.
“HER ŞEY PARA DEĞİL”
Asıl mesleğinin aşçılık olduğunu belirten Bektaş Dirican “Gürültülü, patırtılı koşturmadan ziyade, beğendiğiniz uğraşları yapmak insanı daha çok mutlu ediyor.” diyerek şunları ifade etti:
“Her şey para değil. Bulunduğumuz mekana dekor olarak daha ucuza ve görsel zenginlik anlamında ne katabiliriz diye bu işe başladık. Anladık ki güzel şeyler yapmışız ki gelen insanlar beğeniyor. Gelenler buradaki ürünleri istiyor. Biz de artık burayı bir tür teşhir mekanı ve galeri gibi kullanıyoruz. Bir şey üretip satmanın hissiyatı çok mutluluk verici. Eşi benzeri olmayan bir şeye yeniden hayat vermek çok güzel bir duygu.”
Şehir yaşamından uzak kalmakla yeteneklerinin de farkına vardıklarını anlatan Bektaş ve Seçkin Dirican, sözlerini şu cümlelerle noktaladı:
“Bu yaştan sonra insan kalabalığından, gürültüden uzak, daha çok doğa ve hayvanlarla yaşamayı tercih ediyoruz. Burada sadece doğanın sesini dinlemek bizleri dinlendiriyor.”
Cebrail ARSLAN-Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.