PİRHA – Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karma eğitimin kaldırılmasına tepki gösteren Eğitim Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, “Son dönem karma eğitimle ilgili olan tartışma özellikle eğitim yaşantısında meydana gelen dönüşüm ve değişimle beraber değerlendirildiğinde esasında daha bütünlüklü bir tartışmanın şu an sadece görünür yüzü karşımıza çıkıyor. Eğitim siyasi iktidarın inşa etmeye çalıştığı yeni rejimin kurucu bir unsuru, kurucu bir öğesidir” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Milli Eğitim Bakanlığı Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği’nde gerçekleştirdiği değişiklik tartışma yarattı. Düzenlemeyle önceki yönetmelikte yer alan “Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır” maddesi yürürlükten kaldırıldı.
Eğitim Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan karma eğiminin okullarda kaldırılmasına ilişkin Pir Haber Ajansı’na konuştu.
Esasında karma eğitim daha öncede Türkiye’de eğitim yaşantısı içinde kimi çevreler tarafından tartışılmaya çalışılmış, tartışılması denenmiş ama ortaya konan argümanların bilimle herhangi bir şekilde alakası olmadığı için geçerli ve tutarlı olmadığı için ciddiye alınmış bir tartışma değildir” diyen Bozdoğan, “Son dönemdeki karma eğitimle ilgili olan tartışma özellikle eğitim yaşantısında meydana gelen dönüşüm ve değişimle beraber değerlendirildiğinde esasında daha bütünlüklü bir tartışmanın şu an sadece görünür yüzü karşımıza çıkıyor. Eğitim siyasi iktidarın inşa etmeye çalıştığı yeni rejimin kurucu bir unsuru, kurucu bir öğesidir” dedi.
“EĞİTİM ARACILIĞI İLE YENİ REJİM İNŞAA EDİLİYOR”
Eğitim aracılığı ile yeni bir rejimin inşa edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Bozdoğan, “Özellikle karma eğitimi kaldırarak Anadolu liselerinde akademik eğitim veren kurumların kontenjanlarının baskı altına alınması, sınırlandırılması, daha çok öğrencilerin mesleki teknik okullarından imam hatip okullarına yönlendirilmesi, bununla beraber öğrencilerin ilgi tercih ve yeteneklerine göre bir okullaşma politikası değil de; İktidarın beklentilerine göre oluşturulmuş olan okullaşma politikasının uygulanmaya çalışılması karma eğitim tartışmalarıyla beraber düşünüldüğünde çok daha anlamlı bir hale geliyor” ifadelerini kullandı.
Karma eğitim olmazsa ne olur, karma eğitim olmazsa öğrencilerin burada görecek zararlar nedir? sorularının sorulması gerektiğini ifade eden Bozdoğan, “Esasında biz okul yaşantısını, eğitim yaşantısını toplumsal yaşam ile kamusal yaşam ilişkilerinin yeniden üretildiği, öğrencinin bireyin sosyal, bireysel, bilimsel becerilerini geliştirdiği ve gelecek yaşama hazırlandığı ortak yaşamlar olarak düşünürüz” dedi.
“KIZ ÖĞRENCİLER EVE HAPSEDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
Oluşan tablonun kendisi şu an yaşamın kendisinde var olan gerçekliği değil, iktidar tarafından istenilen bir gerçekliğin yansıması olacağını belirten şöyle devam etti:
” Okulu bir bütün olarak düşündüğümüzde okul yaşantısını kız ve erkek öğrenciler olarak ayırdığınızda oradaki bütünlüğü yaşama aykırı bir şekilde ayırmış ve doğal olmayanı doğalmış gibi eğitim yaşantısının içine sokacaksınız. Daha önemlisi kız öğrencisinin okuldaki var oluşunu doğasına aykırı bir şekilde toplumsal yaşamdan kopararak eril bir toplumda, eve hapis edilmeye çalışılan üzerinde kontrol kurulmaya çalışılan bir birey olarak kadının çok daha olumsuz bir yaşantıyı kabul etmesi olacak.”
“EĞİTİM ALANI MÜCADELE ALANI OLACAKTIR”
Bir hegemonyayı tesis etme meselesi ve bu hegemonya tesis edilirken karma eğitimin bu şekilde tartışılması ve uygulanmaya çalışılması da bu hegemonyayı oluşturmanın bir aracı olarak görüldüğünü dile getiren Bozdoğan, “Biz eğitim ve bilim emekçiler sendikası Eğitim-Sen olarak kurulduğumuzdan bu yana tüm öğrencilerimizin, tüm yurttaşlarımızın, eşit, parasız, kamusal, ana dilinde laik bilimsel bir eğitim alması için her zaman savunucusu olduk. Bundan sonrada savunmaya devam edeceğiz” diye konuşan Bozdoğan sözlerini şöyle tamamladı:
“Özellikle karma eğitim tartışmalarıyla orta eğitime geçiş sisteminin yarattığı olumsuzluklarla, ulaşılabilir, erişilebilir okulları inşa etmek yerine, taşımalı eğitim yoluyla köy okullarının kapatılarak çocukların bir biçimi ile yurtlara, pansiyonlara mahkûm edildiği, ailelerinden koparıldığı ve eğitim almalarının önündeki zorlukların her geçen gün arttığı bir ortamda önümüzdeki dönem bizler açısından da bu alanların tamamı birer mücadele alanı olacaktır.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.