Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eyleminde bileği kırılan Aydın Aydoğan, “Uzuvlarımızın kaybı, bedenlerimizin kaybı tabi ki annelerin kaybının yanında hiçbir şey” dedi.
Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eyleminde polisin müdahalesi sonrası yaralanan ve baş parmağı ile el bileğinin kırılması sonucu 45 gün iş görememezlilik raporu verilen Aydın Aydoğan, hedef gösterildiğini söyledi. Aydoğan,“Pasajda oturuyordum, ne olduğunu anlamadan polis birden pasaja doğru gaz sıkarak girdi. Hedef gösterildim. Bu ülkede ne yazık ki adalet yok. Uzuvlarımızın kaybı, bedenlerimizin kaybı tabi ki annelerin kaybının yanında hiçbir şey” dedi.
Gezi Parkı direnişi sırasında polisin attığı gaz kapsulü ile ayağından yaralanan ve üç kez ameliyat olan Aydın Aydoğan, 25 Ağustos günü Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta eyleminde de yaralanmıştı. Olay günü yaşadıklarını anlatan Aydoğan, “O gün Galatasaray Lisesi’nin karşısındaki pasajda oturmuş, çay içiyordum. Pasajın içinde otururken polis pasaja girdi. Gaz sıka sıka pasaja geldiler, millete bağırdılar, ben de ayağı kalktım. Polisler beni tanıdığı için direk hedef gösterildim ve hakaret ettiler. O an gaz sıkılınca masadan kalkarak oradan çıkmaya çalıştım. Bir polis çeneme yumruk attı. Arkadaşlarım da beni çekmek istedi ve arbede oldu. Yere düştüm, yüzüme, elime jopla vurdular. Sol elimin bileği ve başparmağım kırılmış” dedi.
“ÜLKEDE YAŞAMAK BİZE HARAM OLMUŞ”
Polisin saldırısı sonrası pasajın arka kapısından çıkarak bir restorana sığındığını anlatan Aydoğan “Restoranda bir masanın altına gizlendim. Polisin beni aradığını duydum, ‘Nerede o silahlı?’ diyordu” diye konuştu.
Daha önce de Atatürk Havalimanı ve Ankara Otogarı’nda gözaltına alınmak istendiğini anlatan Aydoğan, şöyle devam etti:
“Ülkede bize yaşamak haram olmuş. Ankara Otogarında ve İstanbul’da havalimanı’nda durduk yere gözaltına alınmak istenmiştim. Sürekli böyle bir hayat yaşıyorum. Uzuvlarımızın kaybı, bedenlerimizin kaybı tabi ki annelerin kaybının yanında hiçbir şey. Ben Cumartesi Anneleri eylemine bunu hissederek zaten gidiyorum. O gün polisin o kadar orantısız güç kullanacağını gerçekten tahmin etmiyordum. Orada yalnızca çay içiyordum. Hedef seçildim. Gezi’de yaralandım, ayağımdan çok kez ameliyat oldum. Bununla ilgili davayı Anayasa Mahkemesi’ne göndereceğiz. Bir olay bitmeden ne yazık ki yeni birini yaşıyoruz. Ülkede adalet yok. Başımıza gelen her şeyin temeli adaletsizlik ve hukuksuzluktur.”
Yoruma kapalı.