PİRHA – ‘Göç yada Araf ‘ sergisi Mersin’de sanatseverlerle buluştu. Abalı, ‘Göç ya da Araf’ sergisinin ülkenin kanayan yaralarından biri olan göçmenlik ve mülteci sorununa değiniyor.
Mersin’de ‘Göç yada Araf’ sergisi sanat severlerle buluştu. Kolektif bir çalışma olan ‘Göç yada Araf’ sergisi göçmenlik, mültecilik sorununu irdeliyor. Adil Okay’ın fotoğrafları ve yazılarıyla, Ali Osman Abalı fotoğraflarıyla, Arif Kılıç fotoğraflarıyla, Tülin Şahin Okay ise heykelleriyle sergide yerini aldı.
“ÜLKENİN KANAYAN YARASI GÖÇMENLİK VE MÜLTECİLİK”
Fotoğraf sanatçısı Ali Osman Abalı konuşmasında herkesin kendi alanında ürettikleriyle destek olduğunu belirtti. Abalı, Göç yada Araf sergisinin ülkenin kanayan yaralarından biri olan göçmenlik ve mülteci sorununa değindiğini söyledi. Sergiyi ziyaret edenlerden iyi tepkiler aldıklarını söyleyen Abalı, Mersin’de geniş kitlelere ulaşamadıklarını belirtti.
‘Göç yada Araf’ sergisini toplumlarla kucaklaşma yaratmasını amaç edindiklerini söyleyen Abalı, sergiyi 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne armağan ettiklerini söyledi. Göçlerin kadın ve çocuk üstündeki etkisini işlemeye çalıştıklarını kaydeden Abalı, “Yaşam alanlarından fotoğraflar çektik Tülin arkadaşımız sınır göçlerini temsil eden heykeller çalıştı. Adil Okay hem fotoğraf çekti hemde ayakkabılardan enstelasyon yaptı. Arif Kılıç ve ben fotoğraflarla destekledik” dedi.
SERGİ EYLÜL SONUNA KADAR DEVAM EDECEK
Sergide fotoğraflarıyla yer alan Arif Kılıç ise şunları söyledi:
“Dünyanın bir çok bölgesinde savaşlardan, yoksulluktan, kuraklıktan dolayı iç ve dış göçler adeta bir insanlık dramı olarak yaşanıyor. Son dönemde Suriye’de ki savaştan kaynaklı olarak Türkiye’de büyük oranda göç almıştır. Tabiki bu durum toplumda huzursuzluklara neden oluyor. Yabancı düşmanlığı sayılabilecek davranışlara yol açıyor. Biz dört sanatçı bir araya gelerek sebep sonuç ilişkisinin toplum tarafından doğru anlaşılmasına yardımcı olacak bir çalışma içine girdik.”
“Göç yada Araf” ismini verdikleri sergiyi ‘Bir Eylül Barış Günü’ne dek getirilerek anlamlı kılmak istediklerini söyleyen Kılıç, sergi için olumlu tepkiler geldiğini ve Eylül sonuna kadar devam edeceğini söyledi.
“GÜNÜN BİRİNDE SİZDE ÇOCUĞUNUZLA MÜLTECİ OLABİLİRSİNİZ”
Bu sergiyle bir farkındalık yaratmak istediklerini söyleyen fotoğrafçı Adil Okay, kimi eserleriyle somut imgeler üzerinden kiminde de soyutlama yoluyla şu soruları ön plana çıkardıklarını söyledi:
“Yaşadığımız coğrafyada, yanı başımızdaki Akdeniz’de bitmeyen, sürekli tekrarlanan trajedilerden en önemlisi, ‘Umuda yolculukta boğulup ölen, büyük çoğunluğunun cansız bedenleri engin maviliklerde kaybolan, sadece ayakkabı tekleri sahile vuran mülteciler’ sorunudur. Peki sevinçleri- umutları, çocukları, sevenleri, sevdikleri olan insanların, ‘Umuda Yolculuk’ta ölmeleri-öldürülmeleri neden sizi sarsmıyor? Şu soruları neden sormuyorsunuz: Bu insanlar neden bu denli çaresizdir? Öküzlerini, çorak topraklarını satıp kaçak yolculuğa-cehenneme neden tek gidişlik bilet alırlar? Hangi sistemden kaçarlar? Dünyada gelir dağılımındaki adaletsizliğin temeli nedir? Neden ülkeler arasında eşitsizlik olduğu gibi, aynı ülkenin vatandaşları arasında da sınıf farkları vardır? Ve neden insanlar (yazarlar ve sanatçılar dahil, büyük çoğunluk) kendi cinslerinin feryatlarına ve bu sorulara kulaklarını tıkıyor? Bu sorular o insanların cesetleriyle birlikte karamıza vuruyor. Oysa bilseniz ki filler tepinirken çimenler ezilir !
Ve günün birinde siz de, çocuklarınız da mülteci olabilir. ”
“SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ”
Heykelleriyle sergide yer alan Tülin Şahin Okay de mülteci sorunlarının gerçeklerinin bu sergiyi hazırlamaya teşvik ettiklerini belirterek, “Her gün önünden geçip gittiğimiz, görmezden geldiğimiz bir dramdı mültecilerin yaşadığı. Bizim çocuklarımız tatil yaparken mülteci çocukları yazın kavurucu sıcağında, kışın soğuğunda çöp topluyorlardı. ve gazeteler denizde boğulup ölen çocuklardan söz ediyordu. bizim insanlarımız ise onları rakam sayıyordu. Çevremde duyarlı olduğunu düşündüğüm insanlar bile nefret söylemiyle mültecilere hakaret etmeye başlamıştı. Oysa mültecilik sonuçtu, yapay sınırların sonucu, yapay gündemler yaratılarak çıkarılan savaşların sonucuydu. Kapitalist yağmanın sonucuydu. İşte bu gerçekler bizi bu sergiyi hazırlamaya teşvik etti. Gerçekleri paylaşma isteği bir anlamda bu bir sosyal sorumluluk projesi olarak da tanımlanabilir.”
Erol KABALAK – MERSİN
Yoruma kapalı.