PİRHA- HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Meclis’te Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Teklif ile ilgili yaptığı konuşmada, OHAL yönetimi ile Sarıyer Armutlu Cemevi’ne polis baskınını gündeme getirdi.
Bülbül, Aleviler ile birlikte Kürtler ve devrimcilerin sürekli OHAL ile yönetilmeye çalışıldığını, Armutlu Cemevine yapılan baskının Cemevlerine ve Alevi inancına yapılan bir saldırı olduğunu ve buna dair halen hukuki bir gelişmenin olmadığını söyledi.
“ALEVİLER, KÜRTLER VE DEVRİMCİLER SÜREKLİ OHAL İLE YÖNETİLMEYE ÇALIŞILIYOR”
“Aleviler Kerbela’dan bu yana, Kürtler Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan bu yana, devrimciler Mustafa Suphi cinayetinden bu yana olağanüstü hal ile yönetiliyor” diye vurgulayan Bülbül şunları söyledi:
“Benim ve İstanbul Milletvekili Zeynel Özen arkadaşımın ifade ettiği hakkın ve hakikatin makamı olan Cemevine ve Alevi inancına dair yapılan saldırı, hakarete, kirletmeye ve zulüme dair bir bir gelişme yok. Bir söz yok. Akabinde bu olmadığı gibi bu sabah saatlerinde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sarıyer Şube Başkanı Zeynep Yıldırım evine baskın yapılarak gözaltına alınmıştır. Kendisi yaşlı ve hasta bir kadın arkadaşımız olmasına rağmen bu zulüm uygulanmıştır. Kevn-u mekanın hikmeti hakikati haktır, yeryüzünde de halktan büyük alim ve hakikat yoktur. Olağanüstü halden güya olağan hale geçiyoruz.Güya burdan demokrasiye, insan haklarına, uluslararası sözleşmelere ve her türlü hukuka uygun olduğu anlatılan bir durum ile karşı karşıyayız.Elbet bir çok kimliğimiz var. Kimlik siyasete yapıyor diye bizi suçlayıp kimliklerimizi tahakküm altına alıp bizi kişiliksizleştirmeye çalışan şunu söylüyoruz; kimliklerimizden asla vazgeçmeyeceğiz, kimliğimiz kişiliğimizdir. Ben bir Kürt, bir Alevi ve devrimci olarak diyorum ki; Aleviler Kerbela’dan bu yana olağanüstü hal ile yönetiliyor.Kürtler Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan bu yana, devrimciler Mustafa Suphi cinayetinden bu yana olağanüstü hal ile yönetiliyor.”
“BU BASKIN CEMEVİNİN TAMAMINA VE İNANCIMIZA SALDIRIDIR”
Sarıyer Armutlu Cemevi’ne yapılan baskının sözde cemevi bahçesine yapıldığını dile getiren Bülbül cemevinin bahçesi, duvarı ve yönetim odası farketmeksizin bir bütün olduğunun altını çizerek şözlerine şöyle devam etti:
“Olayın Cemevi bahçesinde olduğu tabiri kullanıldı.Cemevi bahçesiyle, cemhanesiyle, yönetim kurulu odasıyla bir bütündür.Biz bahçeyi Cemevini bahçeden ayrı düşünemeyiz. Meclisin de bahçesi bir bütündür. Meclisin bahçesine, duvarına, odasına yapılan herhangi birşey meclisin tamamına yapılmıştır.Söylendiği gibi operasyon cemevinin bahçesine değil bir odasına yapılmıştır. Bu cemevimizin tamamına ve inancımıza karşı yapılmış bir saldırıdır. Cemevine giren çıkan her insan bizim bir candır, ayrım yapmayız. Gerekli hukuki kurallar içinde işlem yapılabilirlerdi. Burada yapılan saldırı ve tarif etmekten utanç duyduğumuz durum cemevimizin tamamına ve inancımıza yapılmış bir durumdur. Oraya giren herhangi bir kişi bu saldırıyı hukuki ve meşru kılmaz.”
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.