Alevi Haber Ajansi

Dünden bugüne gulbang, duaz-ı imam, deyiş ve mersiye nasıl ayakta kaldı?-VİDEO

PİRHA- Alevi kadın ve gençlik eğitim kampında düzenlenen “Dünden bugüne Alevilikte gulbang, duaz-ı imam, deyiş ve mersiye nasıl ayakta kaldı” başlıklı panelde, kopukluklar yaşanmış olsa da bu geleneklerin bir şekilde geleceğe taşındığı belirtildi.

Garip Dede Dergahı ile Alevi Kültür Dernekleri’nin birlikte organize ettiği Alevi kadın ve gençlik eğitim kampı sürüyor. Bugün “Dünden bugüne Alevilikte gulbang, duaz-ı imam, deyiş ve mersiye nasıl ayakta kaldı” başlıklı panel gerçekleşti. Panele Dertli Divane ile Gani Pekşen katıldı.

“MUHABBETLERİ BIRAKMAYALIM”

Dertli Divane, her zamandan daha çok bugün gönülleri birlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Divane, “Cemde yapılan on iki hizmetleri yerine getirmekle cem yaptık diyemeyiz. Gönül bir değilse 12 bin hizmet yapsak da olmaz. Birçok değerlerimizden koptuk uzaklaştık. Ama bu gelenek bir şekilde geleceğe taşınacaktır. Yeter ki muhabbeti bırakmayalım. Herkes kendi alanındaki bilgisini geleceği ulaştırdıkça bu gelenekler yaşayacaktır” ifadelerini kullandı.

Duaz-ı imamı, deyiş ve mersiyelerden bahseden Pekşen, “Deyişler değişik isimlerde anıldığını aşıkların hak kelamıdır. Bektaşilerde nefestir. Mersiye denince Kerbela’da kaybettiğimiz canlar için ağıtlar akla geliyor. Bu yola kültüre gönül veren aşıklar çok zor şartlar altında susmadılar deyişleri nefesleri seslendirdiler ve bu eserler günümüze kadar geldi” dedi.

“KENDİ DİL VE KÜLTÜRÜNÜZE SAHİP ÇIKIN”

Gani Pekşen insanların belli kültür çerçevesinde yaşadıklarını o kültürleri belirleyenlerin de kendileri olduğunu söyledi. Şekillenmesinde ise inançların çok önemli bir yeri olduğunu ifade eden Pekşen, “İnançlarını yaşarlarken de kendi dilleri kullanarak yaşarlar. O dili iyi anlayıp kullanmak gerekiyor. Size ait bir dile sahip çıkarsanız kendi dil ve kültürünüze sahip çıkarsınız. Yoksa başkaları kendi yaşam biçimini size dikte etmeye çalışırlar” dedi.

“AŞIKLAR SÖZLÜ GELENEĞİ HAFIZALARDA DİRİ TUTTULAR”

Pekşen sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim inancımızı belirlerken bir araya getiren önemli değerler var. Muhabbet üçleme ile başlar. Her evde telli kuran vardır. Onunla hak kelamları çalınıp söylenir. Barış ve adalet vardı eski kuşaklarda. O muhabbetler cemlerde, muhabbetlerde oluşur. O konuları bize aşılayan aşıklarımızdır. Ve bu aşıklar sözlü geleneği bugüne kadar hafızalarında diri tuttular. 30-40 yıllık tuttuğum kayıtlarda zakir, aşık, dede, kamber cem aşıklarının çalıp söyleme tarzlarında ezbere okuyorlar. O yüzden halk aşıkların eğitimleri usta çırak ilişkileri olur. Saraylarda, kervansaraylar icra edilir. Ve daha çok sevda konularını içerir. Cem aşıkları da halk aşıkları gibi usta çırak ilişkisinde yetişirler ama eğitim öğretimleri cemlerde muhabbetlerdedir. Bunların ürettikleri inancımızı ifade eden ayakta kalmasındaki en önemli etken düne kadar zakir cem aşığı dede idi. Eğer saz çalamıyorsa bile mutlaka cem aşığı bulunur ve birlikte o muhabbeti cemi kurarlar. Cem bizim için okuldur. Bu okulda gönül birliği olması çok önemlidir” dedi. Konuşmaların arasında üçleme yaptılar. (HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak